İstinye Üniversitesi, özellikle sağlık bilimleri alanındaki araştırmaları, kurduğu AR-GE merkezleri, alanlarında ülkemizin ilk tahlil merkezleri, kanser gibi hayati hastalıklarla ilgili yeni ilaç çalışmalarıyla dikkat çekiyor.
Araştırma üniversitesi olma vizyonuyla yola çıkan ve 3 yıl gibi kısa sürede, gerçekleştirdiği bilimsel araştırma çalışmalarıyla adından söz ettirmeye başlayan İstinye Üniversitesi; sağlık bilimleri alanında, geleceğin bilimi kabul edilen dört ayrı branşta kurduğu AR-GE merkezleri ve laboratuvarları ile dikkat çekiyor.
TÜRKİYE'NİN EN İYİ AR-GE MERKEZLERİ VE LABORATUVARLARI
İkinci eğitim-öğretim yılına başlayan üniversite, Sağlık Bilimleri Enstitüsü bünyesinde yer alan, "Kök Hücre ve Doku Mühendisliği (İSÜKÖK)", "Kanser Araştırma-Moleküler Kanser (İSÜMKAM)", "Nörolojik Bilimler (İSÜCAN)" ve "Üç Boyutlu Tıbbi ve Endüstriyel Tasarım" AR-GE merkezleri ve bunlara eşlik eden, "Mikrobiyota", "Doku Tipleme ve İmmünoloji", "Genetik Analiz", "Biyokimya" ve "Pataloji" tahlil laboratuvarlarıyla; ülkemizin bu alandaki en iyi altyapısına sahip üniversitesi haline geldi. Özellikle yeni açılan Mikrobiyota Tahlil Laboratuvarının, alanındaki ülkemizin ilk ve tek merkezi olduğu vurgulandı.
ARAŞTIRMA ÜNİVERSİTESİ VİZYONU VE DÜNYA ÜNİVERSİTELERİ İLE YARIŞ
Yatırım yapılan AR-GE merkezleriyle ilgili düzenlenen tanıtım toplantısına, İSÜ Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erdal Karaöz, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sacit Karamürsel, Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdullah Olgun ve Biyokimya Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Engin Ulukaya katıldılar.
İstinye Üniversitesi Rektörü Melih Bulu, 3 yıl önce üniversitelerini kurarken, tüm eğitimi ve sistemi, araştırma olgusu odaklı tasarımladıklarının altını çizerek; "Açıkçası temel hedefimiz, dünyadaki bilime katkı yapmak. Daha kuruluş aşamasında, hem hocalarımızı ona göre seçtik hem de alt yapıyı ona göre planladık. Tüm laboratuvarlarımız, dünyanın en prestijli üniversiteleriyle yarışır durumda. Onlardaki teknolojinin aynısı üniversitemizde bulunuyor. Eğitim sistemimiz, araştırma çalışmalarının yanı sıra; "odaklanmış eğitim" vizyonuna dayanıyor ve bu vizyonun, kurucumuz ve mütevelli heyeti başkanımız Muharrem Usta'ya ait olduğunu, özellikle vurgulamak istiyorum. 21.yüzyıl Türkiye'sinin insanlarını yetiştirecek çağdaş bir eğitim felsefesi bu." dedi.
Tüm Türk hastanelerine hizmet veren, Kök Hücre ve Doku Mühendisliği Merkezi ve Doku Tiplendirme Laboratuvarı
İstinye Üniversitesi üst AR-GE merkezlerinin üst yöneticisi ve İstinye Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erdal Karaöz ise, kuruldukları kısa süre içinde, ülkemizin eğitim ve bilim gündemine yaptıkları katkıya ve yabancı üniversitelerle girdikleri araştırma işbirliklerine dikkat çekerek; "Oldukça genç bir üniversiteyiz ama epey mesafe aldık. Araştırma üniversitesi olmak üzere yola çıktık. Bizim kurguladığımız tüm AR-GE merkezleri, eğitim, araştırma ve hizmet üçlüsü üzerine yükseliyor. Tüm merkez ve laboratuvarlarımızda, patente yönelik çalışmalar yapılması bizim için önemli. Örneğin, İSÜKÖK merkezimiz ve Doku Tiplendirme Laboratuvarlarımız, başta grubumuz bünyesinde bulunan 32 hastanemize ve Türkiye'deki tüm hastanelere, organ naklinde alıcı ve verici arasında doku uyumu konusunda hayati bir hizmet veriyor." dedi.
TÜRKİYE'NİN İLK GERİATRİ ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ KURULUYOR
Türkiye'nin ilk Geriatri Araştırma ve Uygulama Merkezi'ni planladıkları müjdesini de veren Karaöz, sözlerine şöyle devam etti: "Evet, insan ömrü uzuyor ama aslında önemli olan kaliteli yaşlanmak. Gelişmiş Batı toplumlarında olduğu gibi, 80'li, 90'lı yaşlarda bisiklet pedalı çeviren Türk insanı hayal ediyoruz. Üniversite olarak, araştırma üniversitesi vizyonuyla yola çıkmıştık ve bu alana odaklanmak ve fark yaratmak hedefimizdi. Bu kadar kısa sürede gerçekleştirdiklerimiz bu ve benzeri çalışmalar; hem motivasyonumuzu artırıyor hem de iddiamızın, içi boş bir hayal olmadığını ortaya koyuyor. "
YENİ BİR KANSER İLACI ÜZERİNE ÇALIŞILIYOR
Konuşmasında, çok önemli bir kanser ilacı üzerine çalışmalar yaptıkları müjdesini de veren, İstinye Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erdal Karaöz, "Kanser Araştırma Merkezi'miz ve Eczacılık Fakültemiz işbirliğinde gerçekleştirdiğimiz araştırmamızda, ulaşacağımız aşamaları ve gelişmeleri sizlerle paylaşacağız. Elbette biz öncelikle bir eğitim kurumuyuz ve çalışmalarımızın bir ayağını bilimsel araştırmalar oluşturuyorsa; diğer ayağını eğitim oluşturuyor. Biz üniversite olarak, hem bilgiyi üreten, hem kullanan ve hem de öğrencilerine, bilgiye nasıl ulaşabileceklerini öğreten bir kurum olmayı hedefliyoruz." dedi.
YABANCI ÜNİVERSİTE İŞBİRLİKLERİ
Bu 4 alanla ilgili, özgün bilimsel çalışmalara ve uluslararası işbirliklerine devam ettiklerini vurgulayan Karaöz, yabancı üniversitelerle girdikleri araştırma işbirliklerine örnek olarak ise, İtalya Roma La Sapienza Üniversitesi ile yakın zamanda imzaladıkları anlaşmayı verdi. Karaöz, konuyla ilgili şunları söyledi: "Roma La Sapienza Üniversitesi ile nörofizyoloji alanı ağırlıklı geniş bir araştırma, ortak projeler ve öğrenci değişimi işbirliği anlaşması imzaladık. Erasmus ve AB fonları ortak projeleri şeklinde gerçekleşecek yoğun bir işbirliği olacak. Anımsarsınız geçtiğimiz ay, İtalyan üniversitesinin öğretim üyesi, dünyaca tanınmış bilim insanı Prof. Dr. Fabio Babiloni, "Beyin- Bilgisayar Arayüzü" başlıklı bir konferans verdi üniversitemizde ve kendisi misafir öğretim üyesi olarak bünyemize katıldı. Babiloni konferansında, beyin-bilgisayar arayüzleri geliştirme, online dikkat ve zihinsel performans ölçümleri gibi, nörofizyoloji ve nöroestetik konularında, son araştırmaları, gelinen noktayı ve yakın gelecekte beklenen gelişmeleri katılımcılarla paylaştı. Devam eden başka yabancı üniversite işbirliklerimiz netleştikçe kamuoyu ile paylaşacağız."
ÜLKEMİZİN İLK SAĞLIK TEKNOPARKI
İstinye Üniversitesi olarak, Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Pendik Belediyesi, Vakıflar Bankası ve MÜSİAD işbirliğiyle hayata geçecek, Türkiye'nin ilk gerçek "SAĞLIK TEKNOPARKI" ile ilgili bilgiler de veren Karaöz, sözlerini şöyle tamamladı: "Günümüzde bir ülkenin evrensel boyutta rekabet edebilirlik düzeyi, bilgiyi kullanmaktan ziyade "bilgiyi üretebilme kapasitesi" ve bu bağlamda bu bilgiyi üretebilecek araştırmacı ve teknolojik alt yapı kapasitesine bağlıdır. Yeni bilgi ile teknolojik uygulamaların aynı çatı altında toplandığı Üniversite-Sanayi İş Birliği Modeli, ülkelerin teknoloji tabanlı kalkınmasına doğrudan etkileri kanıtlanmış dünya çapında bir modeldir. Bu kapsamda, konuyla ilgili T.C. Bilim ve Teknoloji Genel Müdürlüğüne kuruluş başvurusu yaptık. Konsorsiyum işbirliği ile kurulacak olan "Sağlık Teknoparkı" ile ülkemiz ve dünyanın gelecekteki gereksinimleri doğrultusunda sağlık alanında farklı bilim disiplinlerini içeren bir ekosistem oluşturulacak. Bu ekosistem içerisinde, halihazırda Ar-Ge yatırlarımız olan, kök hücre, hücresel immunoterapi, doku-organ mühendisliği, üç boyutlu tıbbi ve endüstriyel tasarım, kanser ilaç geliştirme, kişiye özgün tedavi ve mikrobiyata başta olma üzere, birçok alanda faaliyet gösterilecek. Bu amaçla, Sağlık Teknoparkı'nda, sağlık ve yaşam bilimleri alanlarında araştırma, geliştirme ve inovasyon üzerinde çalışan firmalar bulunacak."
Son Dakika › Güncel › Bir AR-GE Yuvası: 'İstinye Üniversitesi' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?