Faruk Vele/ Kayhan Gül - Bosna Hersek'i yaşanan tüm zorluklara rağmen bağımsız bir devlet yapmayı başaran, en zor dönemlerde dahi bir "baba" gibi halkını kucaklayan, derin bilgi birikimi nedeniyle ' 'Bilge Kral'' olarak adlandırılan Bosna Hersek'in ilk cumhurbaşkanı merhum Aliya İzzetbegoviç, vefatının 10'uncu yıl dönümünde özlemle anılıyor.
Bosna-Hersek'in batısındaki Bosanski Samac şehrinde 1925 yılında dünyaya gelen Aliya İzzetbegoviç, II. Dünya Savaşı sırasında gençliği faşist ve çetnik ideolojiyle, ardından komunizmle mücadeleyle geçti. Bu mücadelesinin bedelini hapislerde geçiren İzzetbegoviç, 1990'lı yıllarda ise halkının inandığı, güvendiği bir lider olarak canından çok sevdiği ülkesinin bağımsızlığı için mücadele verdi. Zorlu bir savaşın ardından bağımsız bir Bosna Hersek'i halkına hediye eden "Bilge Kral" Aliya İzzetbegoviç, tam 10 yıl önce bugün çile ve ıstırapla geçen bir ömre veda etti.
Türkiye'ye olan yakın sevgisiyle bilinen ve babaannesi Üsküdarlı bir Türk olan merhum Aliya İzzetbegoviç'i ve bilinmeyen yönlerini, oğlu Bakir İzzetbegoviç, dava arkadaşı Hasan Çengiç, savaş döneminin efsanevi komutanı Atif Dudakoviç, yakın dostu Hilmi Neirmarliya ve Muhamed Şaçirbegoviç, AA'ya anlattı.
Merhum İzzetbegoviç'in oğlu olan Bosna Hersek Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi'nin Boşnak üyesi Bakir İzzetbegoviç, babasının Boşnak halkının sınırsız güvenine sahip olan bir lider olduğunu söyledi.
Bosna'daki savaş sırasında babasının yanından ayrılmayan ve yaptıklarını dikkatlice takip eden oğul İzzetbegoviç, o günleri dün gibi hatırladığını belirtti.
Babası ile geçirdiği anılar arasında, çocukluk günlerinin ayrı bir yeri olduğunu vurgulayan İzzetbegoviç, sözlerine şöyle devam etti:
''İnsan, çocukken en iyi şekilde herşeyi ezberliyor. O günlere dair fotoğraflar, hala zihnimde canlı. Ömrünün son 15 yılında olduğu gibi, çocukluk dönemimde de kendisiyle çok yakındık. Onun cezaevinden çıktığı dönemden devleti yönettiği döneme kadar hiç ayrılmadık neredeyse. Tüm bunlar, tabiki benim siyasi kariyerime de ilham oldu. En zor dönemlerde, bir karar alınması gerekirken, onunla birlikte tarihi yakından gözlemleme, olumlu ve olumsuz tarihi karakterleri görme ve öğrenme imkanım oldu. Karar almanın zorluğunu yakından tecrübe etme fırsatım oldu. Bunu, kitaplarda bulamazsınız.''
Babasının, sıradan vatandaşların hayatlarını kolaylaştırmak, yaralarını iyileştirmek, ekonomiyi düzelterek halklar arasındaki barışa yönelik adımlar atmak arzusuyla dolu olduğunu söyleyen İzzetbegoviç, bugün, Bosna Hersek'te Aliya'nın eksikliğinin fazlasıyla hissedildiğini vurguladı.
İzzetbegoviç, sözlerine şöyle devam etti:
''Yaklaşımı, karizması ve kendisine duyulan güvenle bugün eksikliği hissediliyor. O, Boşnak ulusunun sınırsız güvenine sahip bir bir insandı. Bir lidere güvenmek, zor zamanlarda ve zor durumlarda olur. Bugün, bu denli kapasiteye sahip ve kendini adamış bir insan bulunmuyor. Halk ona ve aldığı kararlara gözü kapalı bir şekilde inanıyordu. Ben de dahil olmak üzere, bugün Bosna Hersek siyasetinde halkın böylesine güvenine sahip olan bir siysetçi bulunmuyor.''
"Babasının ne ile hatırlanması gerektiği" sorusuna, İzzetbegoviç şu cevabı verdi:
''Aliya, savaşı seçmedi. Savaş olmaması için elinden gelen her şeyi yaptı. Yugoslavya toprakları paylaşılmaya başlandığında, Bosna Hersek'i parçalamak istediler. Biz, buna karşı çıktık. Bu adaletsiz savaş dayatıldığında ise, Aliya bunu en iyi şekilde yönetti. O, ordunun başarılı bir komutanı oldu. Ancak, eminim Aliya bununla hatırlanmak istemezdi. O, insanların çilelerini azaltmak için her şeyi yapan, insanların acılarını sona erdirmek için çalışan ve ülkesini savunmak isteyen bir insan olarak hatırlanmak isterdi. O, Bosna Hersek'te yaşayan etnik gruplar arasındaki kavganın bitmesini isterdi. Barış sürecinin başlamasını ve mümkün olan en az sayıda kurban verilmesini isterdi. O, barış insanı olarak hatırlanmak isterdi, savaş insanı olarak değil.''
"-Türkiye'nin Aliya'daki yeri apayrıydı"
Babası Aliya İzzetbegoviç'in kalbinde, Türkiye'nin apayrı bir yere sahip olduğunu ifade eden Bakir İzzetbegoviç, ''Aliya, tüm diğer Boşnaklar gibi Türkiye'ye karşı duygusal bağlara sahip bir insandı. Sizi seven birini siz nasıl sevmezsiniz? Türkler, her daim bizim yanımızda oldular. En zor dönemlerimizde, bizlere yardımcı oldular. Aliya'nın da Türkiye'de çok dostu vardı'' diye konuştu.
Bakir İzzetbegoviç, babasının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a karşı ayrı bir sevgisi bulunduğunu belirterek, "Başbakan Erdoğan başkanlığındaki ekip Aliya'nın hayallerindeki ekiptir" dedi.
-Kendisini halkının hizmetine adamış büyük bir kişilik-
Merhum Aliya İzzetbegoviç'le birlikte 1983 yılındaki Saraybosna davasında yargılanan 12 sanıktan biri olan, "Bilge Kral"la birlikte 5 yıl hapis yatan eski Bosna-Hersek Federasyonu Savunma Bakanı Hasan Çengiç, merhum İzzetbegoviç'le üniversite öğrencisi olduğu sırada tanıştığını ve kendisinden çok etkilendiğini kaydetti.
O yıllarda merhum İzzetbegoviç'le gizli gizli buluştuklarını ve onun önerdiği kitapları okuduğunu ifade eden Çengiç, ''O, sade, güçlü, mütevazi, açık, huzur verici, İslam'ı ve Batı'yı çok iyi bilen, vizyon sahibi bir beyefendiydi'' dedi.
Aliya İzzetbegoviç'in 2. Dünya Savaşı yıllarında bile dünyaya ''siyah ve beyaz'' olarak bakmadığını belirten Çengiç, onun dünyaya bir bütün olarak, katmanlarıyla birlikte baktığına dikkati çekti.
''O karşı dünyayı eleştirdiği gibi, kendi dünyasını da yani Müslümanları da eleştirebiliyordu'' diyen Hasan Çengiç, bunun en güzel örneğinin merhum İzzetbegoviç'in 1970'li yıllarda kaleme aldığı ''İslam Manifestosu'' olduğunu kaydetti.
1983 yılındaki meşhur Saraybosna davasının, ''İslam Manfifestosu'' nedeniyle açıldığını, merhum İzzetbegoviç'in bu davada ''örgüt lideri'' suçlamasıyla, kendilerinin de ''örgüt üyesi'' olarak yargılandığını belirtti.
Hasan Çengiç, duruşma sırasında, ilginç anların yaşandığını ifade ederek, şunları kaydetti:
''Bizler 'İslam Manifestosu'nu o tarihe kadar bir bütün olarak okumamış ve görmemiştik. Mahkemede hakim, bizim suçlandığımız bu metnin okunmasını talep etti. Aslında hepimiz sevindik, çünkü ilk kez bu bildirgeyi dinleme fırsatı elde edecektik. Bildirgede komünist rejimi yerden yere vuran ciddi eleştiriler de bulunuyordu. Salonda herkes susmuş bunu dinliyordu, bu metni okuyan hakim ise bir taraftan salonun sıcaklığından, diğer taraftan ağır ithamları okumasından dolayı sürekli terliyor ve bu terini silmek zorunda kalıyordu. Nitekim bu dava bize pahalıya mal olmuştu, merhum Aliya'ya 14 yıl, bize de 12 yıl hapis cezası verildi.''
Merhum Aliya'nın her gün haberleri takip ettiğini ve ülkenin herhangi bir yerinde bir sorun haber konusu olduğunda telefona sarılarak, ilgili bakanı ya da belediye başkanını arayarak sorunun hemen çözülmesi talimatını verdiğini belirten Çengiç, Aliya'nın kendisini halkının hizmetine adamış büyük bir kişilik olduğunu vurguladı.
Aliya'nın, ardında Bosna Hersek devletini, demokrasi, özgürlük ve bir arada yaşama düşüncesini bıraktığını söyleyen Çengiç, "Aliya, kendisini sevmeyenlerin dahi saygı gösterdiği bir liderdi''
Çengiç, merhum Aliya'yı ''en etkili ve en uygun yolu bulamadığı'' gerekçesiyle eleştirenlerin, bugün aynı yerde kendilerini bulduklarını sözlerine ekledi.
-Bosnalı ' 'George Washington''
Eski Bosna Hersek Dışişleri Bakanı ve savaş döneminde Bosna Hersek'in Birleşmiş Milletler Büyükelçiliği görevini yürüten Muhamed Şaçirbegoviç, Aliya'nın birçok Amerikalı tarafından ''Bosnalı George Washington'' olarak görüldüğünü söyledi.
Şaçirbegoviç, ''Birçok Amerikalı, bugün dahi, Aliya'nın yönetimi ve ordunun kurulmasında üstlendiği rol olmaksızın, Bosna Hersek'in varlığını devam ettiremeyeceği görüşünde'' dedi.
Aliya'nın her zaman ülkesini ve halkını korumayı ön planda tuttuğunu vurgulayan Şaçirbegoviç, ''Halkının normal bir yaşama yeniden sahip olması için elinden geleni yapmak zorunda olduğunu devamlı söylerdi. Malesef, onun bu iyi niyeti bazılarınca kötüye kullanıldı'' diye konuştu.
-''Her şeyi danışırdı''
Merhum Aliya İzzetbegoviç'in yakın dostlarından ve danışmanlarından biri olan öğretim görevlisi Dr. Hilmi Neimarliya, Aliya'nın ölümünün ardından, dünyanın büyük bir insandan yoksun kaldığını söyledi.
Aliya gibi bir kişiliğin bugün Bosna Hersek ve Boşnaklar arasında eksikliğinin hissedildiğini belirten Neimarliya, şunları söyledi:
''Bir karar alırken, onun doğruluğuna güvense de mutlaka yakınlarındaki insanlara danışırdı. Ben de Aliya'nın danışmanlarından biriydim. Her gün önemli kararlara imza atması gereken Aliya, bazen küçük bazen daha geniş bir danışma toplantısı yaparak, konu hakkındaki görüşlere başvururdu. Aliya'nın eksikliği bugünkü siyaset arenasında hissediliyor. Aldığı cesur kararların eksikliği bugün hissediliyor.''
-''Boşnaklar için mücadele ederdi''
Bosna'daki savaşta büyük askeri başarılara imza atan 5'inci Tugay Komutanı Atif Dudakoviç, Aliya'nın kendileri için bir otorite olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
''Aliya, Cumhurbaşkanımız olduğu için resmi olarak da bizim için bir otoriteydi. Ancak, bunun dışında, Boşnakları temsil ettiği ve onlar için mücadele ettiği için de bizim için bir otoriteydi. İnsanlar geçici, bıraktıkları eserler ise kalıcıdır. Aliya'nın ardında bıraktığı eserler çok büyük. Benim gözümde, Aliya, imkansız bir misyonu gerçekleştirdi. O bizi ulus yaptı, bir devlet yaratmamızı sağladı. Aliya sözünün eri bir insandı, onun gibi birini tanıdığım için çok mutluyum"
-"Acısı yüzünden belli olan bir lider"
Türkiye'nin Saraybosna Büyükelçisi Ahmet Yıldız da vefatının 10'uncu yıl dönümünde Aliya İzzetbegoviç'le ilgili görüşlerini dile getirdi.
Yugoslavya'da iç savaş çıktığında ve Bosna Hersek saldırıya uğradığında genç bir diplomat olduğunu ve önce Libya'da ardından Almanya'da görev yaptığını söyleyen Büyükelçi Yıldız, Bosna Hersek'e karşı yapılan saldırının bu ülkelere de yansıdığını ve oralara da Bosna Hersekli yetim çocukların ve mültecilerin geldiğini belirtti.
Aliya'yı, o dönem yayınlanan haber ver görüntülerden, çok üzüntülü bir yüze sahip olan lider olarak hatırladığını söyleyen Büyükelçi Yıldız, ''Acısı yüzünden belli olan bir lider. Halkının o zaman çektiği acıların, kıyımların, soykırım ve tecavüzlerin yüzüne yansıdığını hatırlıyorum. Tabi büyük insanlar böyle durumlarda yılmıyorlar. Rahmetli, Bosna Hersek'in sınırlarını korudu, karmaşık bir sistemle de olsa halkını bağımsızlığa kavuşturdu ve 2003 yılında aramızdan ayrıldı" dedi.
Bosna Hersek'teki sistemin tam olarak henüz islah edilemediğine değinen Yıldız, ülkenin sorunları çözülemese de en azından tüm dünyanın Bosna Hersek'in işlevsel bir devlet haline gelmesi konusunda hemfikir olduğunu ifade etti.
İzzetbegoviç ailesi ile Türkiye'nin muhabbetinin her zaman çok iyi olduğuna vurgu yapan Büyükelçi Yıldız, ''Bizim hem Rahmetliye ve ailesine saygımız sonsuz, hem de Bosna Hersek'e desteğimiz her zaman şartsız ve karşılıksız" diye konuştu.
-"Emanet yerine getirilmiştir''
Büyükelçi Yıldız, merhum İzzetbegoviç'in ''Bosna Hersek'i Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a emanet ettiği ve ondan, Bosna Hersek'e sahip çıkmasını istediği'' yönündeki ifadelerine ilişkin şunları söyledi:
''Sayın Başbakanımız, geçen yıl burada, kendisine verilen 'İsa Bey İshakoviç' ödül töreninde bundan bahsetti, anısını anlattı. Tabi bu, bizde bir gelenektir. Rahmetli Aliya İzzetbegoviç de İslam ve Türk kültüründeki bu geleneğe uyarak emanet etti. Bunu bazıları 'vesayet' falan olarak algılıyor, ancak hiç öyle değil. Türkiye, bu emanetin hakkını veriyor. Ben Büyükelçi olarak bu konuda müsterihim. Buradaki sistem el verdiği kadar Türkiye yardımını esirgemiyor, desteğini esirgemiyor. Türkiye'nin en cömert olduğu ülkelerin başında Bosna Hersek geliyor. O konuda bir endişem yok. Türkiye, hükümetlerden, siyasi partilerden bağımsız olarak Bosna konusunda her zaman hemfikirdir. Dolayısıyla, ben de bir Büyükelçi olarak çok rahat ve müsterih olarak görev yapıyorum. Bir yandan sorumluluk hissediyorum, diğer yandan ise çok şanslı görüyorum kendimi. Emanet yerine getirilmiştir diye düşünüyorum."
Son Dakika › Güncel › 'Bilge Kral' özlemle anılıyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?