Beylikdüzü'nde İnsan Hakları Çizimlerle Anlatıldı

Beylikdüzü Belediyesi 'Dünya İnsan Hakları Günü' kapsamında panel düzenledi. İnsan hakları, demokrasi ve hukuk konularının anlatıldığı panelde, çocuk ve kadın hakları çizimlerle kısa film halinde gösterildi.

Beylikdüzü Belediyesi ve Beylikdüzü Kaymakamlığı, 'Dünya İnsan Hakları Günü' kapsamında Beylikdüzü Kültür Merkezi'nde panel düzenledi. Panele, Beylikdüzü Kaymakamı Ahmet Mesut Demirkol, Beylikdüzü Belediye Başkanı Yusuf Uzun, İlçe protokolü, belediye başkan yardımcıları, siyasi parti temsilcileri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. İnsan hakları, demokrasi ve hukuk konularının anlatıldığı panelde, Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi, erkek ve kadınların eşit olunduğu, insanlar arası ayrımcılığın yapılmaması gerekildiği, haksızlıklara maruz kalan kişilerin nasıl davranması gerektiği gibi konular ele alındı.

Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren Beylikdüzü Belediye Başkanı Yusuf Uzun, "Günümüz dünyasında insan haklarının çokça ihlal edildiğini görüyoruz. İnsan diyoruz, din, ırk, renk, cins ne olursa olsun insandır. Bunların hiç birinin önemi yok. Ben ırkımı, ailemi, tenimin rengini hatta insan olmayı bile ben seçmedim. Ama Allah'a sonsuz şükür ediyorum ki yüce yaratıcı beni bir insan olarak yarattı. Bazı insanlar sadece insanlar olduğu için bu dünyanın olduğunu düşünüyorlar. Bizim dışımızda diğer canlılarda var. Hayvanlarda var" diye konuştu.

"İNSAN HAKLARI BİZİM YİTİK HAZİNEMİZDİR"

Daha sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Yanık, "İnsan Hakları Bilincinin Geliştirilmesi" konulu bir söyleşi düzenledi. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası hakkında bilgiler veren Murat Yanık, "Anayasamızın 2'nci maddesine baktığımızda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin insan haklarına saygılı bir dernek olduğunu açık ve net bir şekilde ifade ediyor. Sadece bunu da değil, insan haklarının temel hak ve hürriyetlerinin düzenlendiğini anayasamızda görüyoruz. Anayasamız 2004 yılında çok ileri bir aşamaya taşınacak bir hüküm değişikliğine gitmiştir. O da anayasamızın 90'ncı maddesinin son fıkrasına hüküm eklenmiştir. Bu hükme baktığımızda insan haklarına ilişkin Türkiye'nin taraf olduğu uluslar arası bölgesel sözleşmelerin ülkemizde kanunlarla eğer bir çatışma halindeyse kanunlardan daha üstün bir değere sahiptir. Yani Türkiye insan hakları konusunda 2004 yılında geçmiştir. Uluslararası İnsan Hakları Sözleşmeleri kendi kanunlarından daha üstün tutmuştur. Bu tür uygulamadaki gelişmeler Türkiye'yi ileri aşamalara götürmüştür. Ama bunlar yeterli değil" dedi.

Türkiye'nin hukuk konusunda daha da geliştirmesi gerektiğini ifade eden Yanık, "Türkiye tam anlamıyla demokratik ve tam anlamıyla hukuk devleti olması gerektiğini düşünüyorum. İnsan hakları hep batılılar tarafından ilan edilen bir kısım belgelere, sözleşmelere, değerlere dayanmaktadır. İnsan hakları insan olması nedeniyle insanın doğasından kaynaklanan haklardır ve bizim dünyamıza baktığımızda batı dünyası gibi verilme tanınma gibi faaliyetlerinin olmadığını görüyoruz. Bana göre var olan şey tanınmaz, var olan şey ilan edilmez. İnsan haklarına batığımızda bizim medeniyetimizin yitik değerleridir. Maalesef bizler yitik medeniyetin çocukları olarak bizler bazı değerlerimizi zaman içerisinde kaybetmişiz. İnsan hakları da bunlardan bir tanesidir. İnsan hakları bizim yitik hazinemizdir. Bizim tarihimize baktığımızda neler neler görürüz" şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından "Çocuk ve Kadın Hakları" konulu kısa film gösterimi yapıldı. Büyük beğeni toplayan kısa film salondakiler tarafından ayakta alkışlandı. Ayrıca öğrenci performanslarının gerçekleşeceği etkinlikte, "İnsan Hakları Temalı Özlü Sözler, Slogan ve Resimle Desteklenmiş Kısa Cümleler" Yarışması'nın Ödül Töreni gerçekleşti. Panel, toplu fotoğraf çekiminin ardından son buldu. - İSTANBUL