SABRİ KESEN - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele düzenlenen saldırıda şehit olan polis memuru Nedip Cengiz Eker'in anne ve babasının acısı tazeliğini koruyor.
15 Temmuz 2016'da şehit olan oğulları Nedip Cengiz'in hayalini gerçekleştirip, Marmaris'e yerleşen Güzel ve Nihat Eker çifti, şehit evlatlarıyla gurur duyuyor.
Eker çifti, oğullarını şehit eden darbeci askerlere mahkemenin 4'er kez müebbet hapis verdiğinde acılarının bir nebze hafiflediğini ancak yine de idam talepleri olduğunu dile getirdi.
Anne Güzel Eker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, oğlu Nedip Cengiz Eker'e ait özel eşya, fotoğraf ve bayraklarla donattıkları evde onun hatıralarıyla yaşamlarını sürdürmeye çalıştıklarını ifade ederek, şöyle konuştu:
"Kelimeler yetmez. 2 senedir yaşıyorum ama ölü gibi yaşıyorum. Her yerde Cengiz var. Yürüdüğüm sokakta, yemek yediğim kaşıkta, yattığım yerde, hep oğlumla beraberim. Yemeği yerken 'oğlum hadi sen de ye' diyorum. Yolda yürüyorum 'oğlum gel buralarda beraber yürüdük' diyorum. İçimizdeki alev hiç sönmedi. Belki ben öldüğümde söner. Ben ölürsem içimdeki acı da belki o zaman ölür."
Oğlu ile her gün her dakika yaşadığını vurgulayan Eker, "Eşimin yanında o gittikten sonra evde hep ağlıyorum. Eşimin üzülmesini istemiyorum. Kendimi tutuyorum, o gitti mi evin içinde bağıra bağıra ağlayıp onu çağırıyorum çünkü o beni görüyordur." diye gözyaşları döktü.
"Ben onların ölümünü istiyorum"
Anne Eker, Marmaris'te hiçbir akrabasının bulunmadığını, evi oğlunun hatıralarını yaşatmak için aldığını belirterek, şöyle devam etti:
"Eğer Marmaris halkı benim oğlumu vursaydı, ben burada ev almazdım. Marmaris halkı benim oğlumu sahiplendi. Onu sevdi, oğlum özü sözü bir, bayrağına, işine düşkündü. Demek ki alnımıza yazılıymış. En büyük çaresizlik buymuş, bunu anladım. En büyük çaresizlik eli kolu bağlı olmakmış. Şimdi onlar içerideler, benim vergilerimle orada yaşamasınlar. Onların ölmesini istiyorum. İnsan ölüm ister mi? Ben onların ölümünü istiyorum. İdamlarını gazetelerde televizyonlarda boy boy resimlerini istiyorum çünkü benim içim yandı. Benim yüreğim yanmış. Anneleri yaktılar."
Oğlunun aldığı koltuğu kırık olsa da muhafaza ettiğini söyleyen Eker, "Fotoğrafını seviyorum, ayakkabılarını seviyorum. Onun her şeyi ile konuşuyorum. Çorapla konuşulur mu? Ben onun çoraplarıyla konuşuyorum. Benim oğlum temiz kalpli iyi niyetliydi, hainlikle vurdular." diye duygularını dile getirdi.
"Sanki 15 Temmuz günü gibi acıyı yaşıyoruz"
Oğlunun polis kıyafetlerini, silahını ve telsizini saklayan baba Nihat Eker de "İki yıldır aynı acıyla yaşıyoruz. Biz hayatta olduğumuz müddetçe bu acı hiçbir zaman içimizden çıkmayacak. Sanki 15 Temmuz günü gibi acıyı yaşıyoruz." dedi.
Eker, vatan, millet ve toprağı için şehadete koşan insanlara minnet ve şükran duyduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Devletimizin, milletimizin yaşaması için göğüslerini siper ettiler. Benim oğlum da onlardan biriydi. Aynı Asım'ın nesli dediği gibi, hiçbir zaman namusunu teslim etmez, hiçbir zaman bu ülkeyi yıkanlara meydan vermezdi. Evladımızda bayrak sevgisi vardı. Vatanı milleti için görevini layıkıyla yapan bir insandı. İnsan sevgisi vardı. Oğlumuz özveriyle göreve koşup şehadet şerbeti içti."
Oğullarının son yaşadığı yerde hayatlarını sürdürmek istediklerini dile getiren Eker, Marmaris'in pahalı ve turistik bir yer olduğunu, önceleri çekindiklerini ancak çok doğru bir karar aldıklarını gördüklerini kaydetti.
"Oğlumun adı her yerde yaşatıldı"
Baba Eker, evladının Marmaris'te ne kadar sevildiğini gördüklerini anlattı.
Eker, oğullarının adını devletin yaşattığını belirterek, "Hastaneye, şehit edildiği sokağa, çalıştığı polis merkezine, okula, ormana ismi verildi. Oğlumun adı her yerde yaşatıldı. Oğlumun burada hatırası çok. Bütün eşyalarını muhafaza ediyoruz. Biz vatan için yaşıyoruz, bu ülke bizim. Bu bayrağın altında doğduk, bu bayrağın altında öleceğiz." ifadelerini kullandı.
Marmaris'teki suikast girişimine ilişkin davanın sanıklarının adil bir şekilde yargılandığını ve cezalar aldığına dikkati çeken Eker, şunları dile getirdi:
"İdam edilmesi gereken insanlara adil davranıldı. Bunlar Batılıların maşası olmuş, ülkeyi bölmek için çaba gösteren insanlar. Millet olarak uyandık artık. Kendi ülkemizdeki insanlarımızı satın almışlar. Cumhurbaşkanımızı ölü ya da diri alıp götürmeye gelmişler. Binlerce mermi attılar Marmaris'te. Caniydi hepsi. Hak ettikleri cezayı aldılar. 4 müebbet aldılar ama idam edilmelerini isterdim. Bunları ömür boyu besleyeceğimize idam edelim. Bunlara Türk vatandaşı diyemem, bunlar hain."
Son Dakika › Güncel › Ben Ölürsem İçimdeki Acı da Belki O Zaman Ölür' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?