Bekaroğlu'ndan Tüm Siyasetçelere Uyarı

Bekaroğlu, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, mevcut siyasal kültürün değişmemesi halinde Türkiye'nin kaosa doğru sürükleneceğini savundu.

Tepede kurulan siyasal kutuplaşmanın, sert dilin aşağıda yavaş yavaş ciddi olaylara neden olduğunu ileri süren Bekaroğlu, CHP'li milletvekilerinin şehit cenazelerinde saldırıya uğradığını belirtti.

Bekaroğlu, Türkiye'nin 35 yıldan beri terörle mücadele ettiğini ancak bunun bir de insan hakları boyutu bulunduğunu, terörle mücadelede zaman zaman ciddi insan hakları ihlalleri olduğunu, sosyal demokrat bir partinin, vicdanlı bir insanın, insan hakları savunucusunun buna tepki göstermesi gerektiğini ifade ederek, "Böyle savaş olmaz, bir devlet böyle davranmaz, hukuk içinde davranmak durumunda. Bunları söylediğimizde Cumhurbaşkanı, 'ya bizden ya teröristlerdensiniz' diyor. Buradan kimse bir yere gidemez" diye konuştu.

Son zamanlarda birçok yerden çocuklara taciz haberlerinin geldiğini aktaran Bekaroğlu, muhalefetin bunun araştırılmasını istediğini ancak hükümetin, önce refleks olarak "hayır" dediğini kaydetti.

Mehmet Bekaroğlu, hükümete karşı olanların, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu'nun açıklamasını, "Bir kere tecavüz edilse ne olur"

şeklinde yorumladığını, Ramazanoğlu'nun ise bunu kastetmediğini ancak "Çoküzgünüm bunu araştıracağız" demesi gerektiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu bu tür olaylar, sapıklıklar her toplum, kültür, din, mezhepte oluyor, her yerde oluyor. Şu din, şu kimlik, şu bölge, şu il, tarihin şu zamanında.... Böyle bir şey yok. Böyle sapıklıklar var toplumda. Bunlar fırsat bulduklarında ortaya çıkıyor. Sayın Genel Başkanımızın söylediği de aynı Ramazanoğlu'nun söylediği söz gibi değerlendirildi, ona da saldırıldı. Çünkü kutuplaşma var. Siyasi kültürde bu tür şeyler istismar ediliyor, toplumu geriyor. Böyle yaparak, bu toplumun çok ciddi sorunlarını örtüyoruz, bu da hükümetin işine yarıyor. Bütün siyasetçilere sesleniyorum, bu siyasal kültürü, dili, bu anlayışı değiştirmedikçe, siyasal ahlakı değiştirmedikçe, Türkiye'nin hiçbir sorununu çözemeyiz. En büyük zararı siyaset kurumuna veririz. Bu siyasal kültürle Türkiye'nin gideceği yer, Allah korusun, Suriye olmaktır."

"Bütün siyasi partiler, siyasetçiler olarak bu siyasal dili terk etmek zorundayız" diyen Bekaroğlu, "Siyasi parti yöneticilerinin, Başbakan'ın, Cumhurbaşkanı'nın, kullandığı dil bizi felakete götürüyor. Bu felaket karanlıktır, Suriye olmaktır, iç savaştır. Bunun uzantılarını yavaş yavaş görmeye başladık. Bu, toplumun sinir uçlarına dokunmak, bindiğimiz dalı kesmek demektir." değerlendirmesinde bulundu.