BDP'li Kaplan'dan Eski Vekil Bayındır Hakkındaki Yakalama Kararına Tepki

BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, "Öyle bir hukuk devletinde yaşıyoruz ki, saldırganlar hem suçlu, hem güçlü konumunda" dedi.

Şırnak eski Milletvekili Sevahir Bayındır hakkında Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nin çıkarttığı yakalama kararı haberleri ile ilgili TBMM'de düzenlediği basın toplantısında toplumsal olaylarda çekilmiş bazı fotoğraflar gösteren BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, yaşanan olaylarda yaralanan Bayındır'ın Türkiye'de 2 defa ameliyat olduğunu ve yurtdışında 3. ameliyatı olduğunu, tedavisinin devam ettiğini söyledi. Bu olaylarla ilgili tek bir görevli hakkında soruşturma açılmadığını fakat milletvekilleri hakkında soruşturma açıldığını belirten Kaplan, "Öyle bir hukuk devletinde yaşıyoruz ki, saldırganlar hem suçlu, hem güçlü konumunda. Hem vuruyor, hem kemikleri kırıyor, hem yaralıyor, hem de üzerine soruşturma açıyor ve üzerine de yakalama kararı çıkartıyorlar. Böylesine bir adaletsizlik, hukuksuzluk, başıboşluk hiçbir demokraside yoktur. Bu nedenle siyasallaşmış yargının, özel yetkili mahkemelerin ki, bu son çıkartılan yasa ile özel ağır ceza mahkemelerin ne kadar yönetenlerin, iktidarın, siyasi iktidarın etkisi altında hareket ettiğinin çok açık göstergesidir. Bu konuda hukukçular Avrupa İnsan Hakları mahkemesi dahil her tarafa gerekli başvuruları yaptılar" diye konuştu.

Fezleke rekorunun kendilerinde olduğunu belirten Hasip Kaplan, "Bir İçişleri Bakanımız 'tükürükle boğmaktan' bahsetmişti, bu yakışıksız kelimeler nedeniyle bir arkadaşımız bana soru sormuştu, 'bu halkın da bir sabrı var' demiştim, 'bu sabır taştığı zaman böylelerini tusunami ile götürür' demiştim. Bunu da fezleke yapıp göndermişler. Kürtçe konuşmalardan tutun, Silopi'deki ilçe binası ile belediyenin arası 200 metre, partililerle beraber orada yürüyoruz, belediye binasına gidiyoruz, izinsiz gösteriden bize fezleke gönderdiler. Yani bizim sokakta yürümemiz hükümetin ve güvenlik güçlerinin güvenlik konseptine göre izinsiz gösteri oluyor. Sokakta yürümek için valilerin, kaymakamların, emniyet müdürlerinin bize izin vermesi gerekiyor. Bunun sonucu nedir, tomarla fezleke. 1 Ekim 2012 tarihi itibariyle o kadar çok çalışmış ki savcılıklar, listeyi çıkarttım, sadece bizim partimize, milletvekillerine tam 833 tane fezleke gönderilmiş. İlginç olan bir şey daha var, bakana, Başbakan'a cevap veriyorsunuz, bir görevliye cevap veriyorsunuz, kamu yöneticisine hakaretten habire fezleke gönderiyorlar. Başbakan her yerde istediği küfrü edebiliyor, istediğini söyleyebiliyor. Zaman zaman ana muhalefette de benzer şeyler oluyor, bir tane fezlekenin geldiğini gördünüz mü? Bakanlar hepsi kamu görevlisi de memur mu bunlar? KPSS ile mi gidip bakan oldular? Bunlar siyasi bir partinin temsilcileri değil mi? Biz muhalefet partisi değil miyiz? Kuruluşundan bu yana hiçbir hükümet döneminde görülmemiş bir siyasi baskının belgeleridir bunlar. Tek parti dönemleri de, darbeler dönemleri de yaşandı, hiçbirinde bunun kadarı yaşanmadı. Şu anda Türkiye'de fezleke demokrasisi var, güvenlik konsepti var. Meclisi açıyoruz 1 haftada savaş tezkeresi çıkartıyoruz. Haftada bir savaş tezkeresi çıkartan bir meclise dönüştük" şeklinde konuştu.

AB İlerleme Raporu ile ilgili de hükümeti eleştiren Kaplan, "Bu Avrupa Birliği İlerleme Raporu'na göre Türkiye'de hükümet bu defteri kapatmıştır. Avrupa sevdası bitmiştir. Hükümetin her gün reklamını yaptığı, seçimlerde kullandığı Avrupa Birliği süreci bitmiştir. AB'ye kamyonla girilmediği anlaşılmıştır artık" ifadelerini kullandı. - ANKARA