Bdp'li Buldan: "Recep Tayyip Erdoğan Dönemi Mccarty Dönemi Oldu"

BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, gözaltı ve tutuklamaları eleştirerek, "Mevcut uygulamalarla korku imparatorluğu yaratılıyor BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, gözaltı ve tutuklamaları eleştirerek, "Mevcut uygulamalarla korku imparatorluğu yaratılıyor. Recep Tayyip Erdoğan dönemi McCarty dönemi oldu. Gözaltılar tutuklamalar tarihte ABD demokrasinin kara lekesi olarak kabul edilen McCarty dönemini hatırlatıyor" dedi.

BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, bütçenin tümü üzerindeki son görüşmelerde partisinin grubu adına yapılacak konuşmalar öncesi söz alarak MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır'ın kendisine yönelik sözlerine yanıt verdi. Samimiyeti ve partisinin tüzüğü programı ile konuştuğunu belirten Kaplan, "Bayrağı tartışmıyoruz, resmi dili tartışmıyoruz. Sınırları tartışmıyoruz ortak vatanda bütünlük içinde çözüm istiyoruz" dedi. Bunlara tartışmamalarına karşın kendilerine yöneltilen bölücülük suçlamasını vicdan ve izan sınırlarını aşmış olarak nitelendiren Kaplan bölücülük sendromunun en iyi ilacının yeni anayasa ve demokrasi olduğunu söyledi. Botan halkıyla ilgili konuşmasında tutuklu siyasetçilerden bahsederken milletin iradesine her siyasetçinin saygıyla eğilmesi gerektiğini, buna Başbakan'ın da dahil olduğunu söylediğini belirterek, "Şaşırdığım bir şey var. "Botan halkının sandıktan çıkan iradesine Başbakan da diz çökecek' derken sizin Başbakan'ın avukatlığını yapmanıza şaşırdım" dedi.

-"MECLİS ÖLDÜRÜLEN ÇOCUKLARDAN ÖZÜR DİLESİN"-

BDP adına ilk konuşmayı BDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan yaptı. Diyarbakır'daki trafik kazasında hayatını kaybeden vatandaşlara başsağlığı dileyerek sözlerine başlayan Aydoğan, bütçenin en dikkat çeken yönünün savunma amaçlı harcamalara eğitimden çok pay ayrılması olduğunu söyledi. AKP'nin 9 yıllık iktidarında ölen-öldürülen çocuklar ve gençlere olduğunu ileri süren Aydoğan "Bu Meclis küçük yaşta yaşamını yitiren çocuklara, onlara daha iyi bir dünya yaratamadığı için özür dilemeli. Ben özür diliyorum" dedi.

-"ALAVARE DALAVARE KÜRT MEMET NÖBETE"-

AKP ve çevresindekilerin egemen ulus zihniyetinin hegomanyası altında, bu düşünceyi dayatmasının kabul edilmeyeceğini söyleyen Aydoğan, "Baskılar, töhmet altında bırakırız, geriletiriz deyip, toplumda en yaygın deyimle "alavare dalavare Kürt Mehmet nöbete' deniyorsa buna verilecek cevap da elbet bunların zamanının geçtiğidir. Yani, "Geçti Bor'un pazarı sür eşeğini Niğde'ye cümlesi buna en uygun cümledir" dedi. Aydoğan barış bütçelerinde buluşma dileğiyle konuşmasını bitirdi.

-"PİRUS ZAFERİ GİBİ ZAFER İSTEMİYORUZ"-

BDP grubu adına konuşan ikinci konuşmacı BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan oldu. Millattan Önce Epirus'lu Pirus'un Roma'ya açtığı savaşta 10 bin kişilik ordusundan geriye 15 kişi kalınca bu kanlı zafer sonrası "Tanrım bana bir daha böyle zaferler nasip etme" dediğini hatırlatan Buldan, "Pirus kanlı zaferler istemediğini MÖ 286 yıl önce söylemiş ama ne trajiktir insanlık savaşın kanlı pençesinden kurtulamamıştır" diyerek bitmeyen savaş ve çatışmalara dikkat çekti. Buldan savaşlardan "silah tüccarları dışında kim kazanıyor" diye sordu. Devletin kirli savaş içinde daha da kirlendiğini iddia eden Buldan, "Her namlunun iki ucu varmış biri karşıdakini öldürür diğeri tetiği çekenin vicdanını öldürürmüş" dedi.

-MCCARTY DÖNEMİ ELEŞTİRİSİ-

Mevcut anayasayı "gayri meşru, anti demokratik ve faşist karakterli" olarak nitelendiren Buldan, yeni anayasa çalışmaları sürerken özgürlük temelli bir politika yürütülmediğini ileri sürerek şunları söyledi:

"Le Monde gazetesi Türkiye'nin hali için "Arap Baharı Türk sonbaharı" diyor. Mevcut uygulamalarla korku imparatorluğu yaratılıyor. Recep Tayyip Erdoğan dönemi McCarty dönemi oldu. Gözaltılar tutuklamalar tarihte ABD demokrasinin kara lekesi olarak kabul edilen McCarty dönemini hatırlatıyor."

-"SİYASİ AHLAKTAN NASİPLENMEMİŞ ŞAHSİYET"-

Hükümetin "90'lı yıllar kapandı" söylemini "kendi döneminizdeki uygulamalara bakın" diye eleştiren Buldan, "Farkınız ne? O dönemde Kürt milletvekilleri Meclis'ten çıkarken yaka paça alındı. Şimdi en başta Meclise içeri girmesine izin verilmedi. Bin yıllık hilelerle 90 bin seçmeni 74 milyonun gözü önünde kızarıp bozarmadan hak yemenin sıkılmışlığını yaşamadan halkın iradesini çaldınız. Siyasi ahlaktan zerre kadar nasiplenmemiş bir şahsiyet bu çalıntı makama büyük bir iştahla oturdu. Sorunumuz bu şahsiyetin siyasi erdeme olan ihtiyacı değildir. Ne var ki hükümetin bu çiğ şekilde siyasi gasptan imtina etmesi gibi mecburiyeti vardır. Aleni şekilde hukuku ayaklar altına almama sorumluluğu var" dedi. Kaplan konuşmasını Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Memleket isterim" şiiri ile bitirdi. - Ankara