İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, bürokrasiyi mercek altına alarak, "Hazine ve Merkez Bankası'na ne zaman atama yapılacak", "Ekonomide neler oluyor", "Bürokrasi neden ayak diriyor", "Siyasetin hızını niye bir türlü yakalayamadı", "Enflasyon ve bürokrasi neden mercek altında" sorularına cevap aradı.
Yaşar'ın yazısının tamamı şöyle:
"Türlü türlü musibetler yağmur gibi yağdı.. Pek duracak gibi de durmuyor.. Dikkat ettiniz mi bilmiyorum..
Ne olursa olsun bu olayların hiçbirisi bu güzel ülkenin yukarı yönlü trendini bir türlü alaşağı edemedi.
1990'lı yıllarda bunların biri bile ufukta görünse neler oluyordu biliyorsunuz;
Yazar kasalar başbakanlık merdivenlerinden aşağıya atılıyordu.. Terörle devam eden canhıraş mücadele.. Rusya, Irak ve Suriye'den Türkiye'ye ihraç edilen büyük problemler.. İç siyaset için bitmek bilmeyen "çerçeve mühendislik" ve dizayn arayışları.. İç savaş için hala geç değil.. Bir yolunu elbette bulabiliriz çabası.. Bitmek bilmeyen, terörle ve DAEŞ'le Türkiye'yi aynı fotoğraf karesine koyma arzusu..
Liste böyle uzayıp gidiyor..
Atlamayalım.. Paralel yapı da bitmiş filan değil.. Sinsi planları ile pusuda bekliyor..
Ama ne yapılırsa yapılsın pozitif gidişi bir türlü durdurulamıyor.
Bu yazıda Türk ekonomisindeki genel bir duruma ana parametreler itibarıyla beraberce bir bakalım istedim.
- Avrupa Birliği çıpası yeniden devrede. Hem de hiç olmadığı kadar derinde. Genel manada Türkiye Batı ile ilişkilerinde altın yıllarını yaşıyor.
-Gümrük Birliğinin Türkiye lehine sıkıntısız ve hızlı bir şekilde revize edilmesi. Yeni pazarlar anlamında başta ihracat olmak üzere ekonomiye pozitif yansımalarının 2016'nın ikinci yarısında olacağı konuşuluyor.
Maastricht kriterleri artık AB ülkeleri için bile ütopyaya dönüştü. Abartma filan demeyin.. AB'nin bütçe açığı bırakın yüzde 3'ü filan dağ gibi. Peki ya AB adayı Türkiye.. Biraz daha zorlasa neredeyse denk bütçe yapacak. (2015: yüzde 1.1 bütçe açığı)
-Şer diye görülen olaylar bir anda Türkiye için nasıl da hayra dönüşüverdi değil mi? Avrupa Birliği, Türkiye ile her anlamda iş birliğine hazır olduğunu açıklıyor. Türkiye'yi daha çok işin ekonomik fırsatlar boyutu ilgilendiriyor.
-Türkiye, 3 milyar Euro'yu bu yıl içinde, diğer 3 milyarı da 2018'e kadar istiyor. Gelirse ekonomiye can suyu olacağına şüphe yok. Ama Türkiye, ilişkilerin Suriyeli mülteciler bazına indirgenmesinden çok rahatsız.. Haklı olarak daha geniş bir perspektiften bakılmasını istiyor.
-Tamam Suriye, Irak ve Rusya kötüye gidiyor fakat İran için konjonktür değişti diyebiliriz. Ama Tahran'ın terör konusundaki samimiyetini biraz daha gözlemlememiz lazım.
-Büyümede hedef yüzde 4.5'lara çıkartıldı. Tutturulabilecek gibi.
- Basel 3 kriterlerinin bile yerine getirildiği güçlü bir bankacılık sektörümüz var artık.
-Petrol, Rus hamlelerine rağmen yerinden kıpırdayamıyor.
-Mega projeler tam gaz devam ediyor. (3. havaalanı, 3. köprü)
- Çanakkale Boğaz Köprüsü için ihale hazırlıkları son aşamada.
-İki nükleer santralden geri adım atılmaması. (Ruslar 20'den 18 milyar TL'ye, Japonlar da 22'den 20 milyar TL'ye indiler)
-200 sektörü bir anda harekete geçirebilen inşaattaki pozitif hareketlenmeler.
-PYD ve YPG de dahil Suriye'de Türkiye'nin baktığı pencere tarafında güzel şeyler olabilir. Stratejik ortağımız ABD yakında bu ortaklığın hakkını verebilir… Demedi demeyin..
Tamam bunlar iyi güzel hoş da hiç mi kötü bir şey yok diyorsunuz.. Evet aslında zayıf halka olarak adlandırılabilecek 2 başlık var.
1-Enflasyon
2-Bürokrasi
Enflasyon konusu şöyle; temel gıda, bu işin zapturapt altına alınmasını engelliyor.
Et ve sebze işi fiyat anlamında çözülse bir şeyler olacak ama bir türlü olmuyor/olamıyor.
Merkez tarafında da istenilen sonuç tam 5 yıldır alınamadı. Her defasında mektupla enflasyon oranını niye revize ettiğini hükümete bildirmek zorunda kaldı.
19 Nisan'da Merkez Başkanının görev süresinin dolduğunu hatırlatalım.. Bu konuda bir duyumumuz yok ama kanaat olarak söyleyebiliriz; pek uzatılabilecek gibi durmuyor.
Bürokrasiye gelince, gerçekten burada ciddi reformlara ihtiyaç var. Ama ateş topu gibi bir şey bu, eline alanı yakıyor. Devlete at kapağı gerisi tamam. Bu anlayışın değiştirilmesi şart. Ama konumuz tam bu da değil.
Uzun uzun toplantılar ve alınan reform kararları var.. Bunların altta işlenmesi lazım.
Bürokrasi 7 Haziran ile 1 Kasım arası gibi bir havada.
13 yıl sonra acaba başa mı döndük sözünü birçok bakandan duymuştum.
Bürokrasi AK Partiyi de şaşırtmıştı.
İşleri kilitlemişti.
Türkiye'yi orta gelir tuzağından kurtaracak reformların bir an evvel uygulanması ve hayata geçirilmesi lazım.
Ama bakıyorsunuz bürokraside tık yok..
1200 ayrı reform başlığı var. Bunlar 2023 Türkiyesi'nin temel direkleri olacak. Acilen bürokraside vekalet dönemine nokta konması gerekiyor.
Özellikle reformlar anlamında Hazine gözlerin çevrildiği kurumların başında geliyor.
Duyduğumuza göre hazine dışından bir atama yapılacakmış. Bazı icracı bakanlıklarda da durum aynı.
Bürokrasi üzerindeki ölü toprağının kaldırılması gerekiyor..
Siyasetin çok gerisinde kaldı..
Bir an evvel..." - ANKARA
Son Dakika › Güncel › Batuhan Yaşar: 'Hazine ve Merkez Bankası'nda Ne Zaman Atama Yapılacak' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?