Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, "Gazi" unvanı verilişinin 100. yılı kutlanan Gaziantep'e ilişkin, "Aç kalarak direnen şehir bugün dünyanın lezzet başkenti oldu." dedi.
TBMM'nin açılışının 100. yıl dönümü etkinlikleri kapsamında, 8 Şubat 1921'de Antep'e "Gazi" unvanı verilişinin yıl dönümü dolayısıyla Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde (Birinci Meclis Binası) anma programı düzenlendi.
Programda konuşan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Şahin, "Ayıntap, Evliya Çelebi'nin 'Şehr-i Ayıntab-ı Cihan' yani dünyanın göz bebeği dediği şehir. Bu şehri anlatmaya ne kalem ne de kelam yeter." ifadesini kullandı.
"Bu şehir, 'ya istiklal ya ölüm' diyenlerin şehri. Bu şehir, 'Söz konusu vatansa gerisi teferruattır.' diyenlerin şehri." şeklinde konuşan Şahin, geçmişi yad etmek ve daha iyi anlamak için bir araya geldiklerini söyledi.
"Zerdali çekirdeğinden aç kalarak direnen şehir bugün dünyanın lezzet başkenti oldu." diyen Şahin, şartlar ve zaman değişse bile vazifelerinin hep aynı olduğunu belirtti.
Şahin, "Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün çizdiği yolda, çağdaş uygarlık seviyesinde dünyanın 10. ekonomisi olmaya söz veriyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"Antep, Atatürk'ün örnek gösterdiği bir şehir"
Gaziantep Valisi Davut Gül de tarihi bir ana tanıklık edildiğini söyledi.
2020 ve 2021'in, Antep'in kurtuluşunun 100. yılı olduğunu anımsatan Gül, "Bugün de Antep'e 'gazi' unvanı verilmesinin 100. yılı. Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde bu 2 yıl içinde kimi zaman tarihi olayları anarak kimi zaman da kutlayarak şehirdeki bütün paydaşlarla, kamu kurum ve kuruluşlarıyla bu etkinlikleri yapıyoruz. Bugün de Sayın Meclis Başkanımızın himayelerinde bu tarihi anı canlandırıyoruz." dedi.
Gül, Gaziantep'in, hiçbir destek almadan 11 aylık mücadelesiyle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, diğerlerine örnek gösterdiği bir şehir olduğunu hatırlatarak, başta Atatürk olmak üzere Antep'e "gazi" unvanı verenlere Allah'tan rahmet diledi.
"Eşsiz bir direniş ve savunma timsali"
TBMM İdare Amiri ve Gaziantep Milletvekili Ali Şahin ise "Kolay olmadı. Değirmenci Hacı Bekri, Abdurrahman'ın Kerimesi Esma, Bakırcı Mehmet, Bakkal Abidin Oğlu Ali, Ekmekçi Abdullah'ın Zevcesi Fatıma, Kalaycı Kör Mahmut, Kasap Hacı Abuşoğlu Tahir... Esnafı, hamalı, asilzadesi, kadını erkeği, genci yaşlısıyla bu şüheda isimleri 6 bin 317 sayısına kadar uzayıp gitti." ifadelerini kullandı.
Şahin, "100 yıl aradan sonra Birinci Meclisin mücehhez koridor ve salonunda yeniden aksiseda bulan bu esma-i şühedanın, bugünkü gazi şehrin sebebi hikmetleri ve manevi mimarları" olduğunu belirterek, "Ayıntap'ın sevdi mi cennet, kızdı mı cehennem kesilen bu mümin ve mütevekkil evlatları, iman dolu göğüslerini hayasız bir Fransız işgal girişimine siper ederek yalnızca Ayıntap'ın değil, bütün Anadolu'nun istiklal ve istikbalini de kurtardılar." vurgusunda bulundu.
Ayıntap'ın, yalnızca canlarını değil cananlarını da istiklalleri uğruna feda edenlerin beldesi olduğunu dile getiren Şahin, şunları kaydetti:
"Ayıntap; Şahin Bey'i, Karayılan'ı ile bir şehri direniş, henüz 14 yaşında şehadete koşan Şehit Kamil'i ile bir şehri şühedadır. Kendi küllerinden savrulup ve yoğrulup yeniden doğan bir şehri diriliştir Ayıntap. Ayıntap, bir serhat ve maneviyat şehridir. Ayıntap direnişi bir şehrin silahsız, mühimmatsız, aç biilaç, sırf müstakim ve müstahkem bir imanla nasıl savunulduğunu göstermesi açısından sadece şanlı tarihimiz için değil, dünya savaş tarihi için de eşsiz bir direniş ve savunma timsalidir. Ayıntap direnişi, emperyal güçlerin bütün bir Anadolu için kurguladıkları sinsi işgal ve bölme planlarını, bir paçavra gibi buruşturup çöpe atmıştır. Bu emsalsiz direniş, o gün Anadolu coğrafyası ve ehline kölelik kaderi yazmaya çalışan zavallılar için bugün de yaşayan çok diri ve manidar bir mesajdır."
"Beyaz bayrağı kaleye çekmedik"
Eski bakanlardan Vehbi Dinçerler, protokol konuşmalarının, "Anteplilik ruhunu en güzel şekilde yaşattığını" söyledi.
Konunun diplomasi ayağına dikkati çekmek istediğini anlatan Dinçerler, şöyle devam etti:
"İngilizler geldiler, teslim olmadık. Beyaz bayrağı kaleye çekmedik. Fransızlar geldi, ısrar ettiler, mücadele verdik. Teslim olmadık. Şehit Kamil, annesini peçesini açtırmak isteyen Fransız'a karşı koydu, isyan etti, yiğitliğini gösterdi ve şehit oldu. Fakat üçüncü bir konu daha vardı. Antep'te ervah-ı habise. Ne demek? Kötü ruhlar, mandacılar. Bu da vardı. Bunu inkar etmemek lazım ve tespit etmek gerekiyor. Çünkü bu işin günümüze yansımaları var.
Antepliler, bir taraftan Erzurum ve Sivas kongreleri yapılmış, o kongrelerin ruhaniyeti Antep'in ve Anteplilerin üzerine sinmiş. Antep gerçekten yiğit bir şehir, yiğit insanların şehir. Belki samimi düşüncelerle de olsa hesabi bir akılla, bir kısım insanlarımız 'Teslim olalım, kurtulalım.' demişler. Antepli onlarla mücadele etti. Sonunda ittihadı sağlamak bakımından Karatarla Camisi'nde, 13 Ağustos'ta büyük bir toplantı yaptı. Bu toplantı, Sivas ve Erzurum kongrelerinin küçük misaliydi. Uzun süren toplantının sonunda, Taşcızade Ahmet Efendi, 'Harp edeceğiz. Öleceğiz ama teslim olmayacağız.' dedi. Ervah-ı Habise denen ruhla da katıldılar. Antep'in alicenaplığına bakın, bugün halen onların kimler olduğu konuşulmaz, söylenmez. Defter kapandı, iş bitti. Birlikte mücadele edildi."
Türkiye'nin bütünü ve bugününü ilgilendiren bir noktaya değinmek istediğini dile getiren Dinçerler, 103 yıl önce yayınlanan Wilson prensiplerini hatırlattı. Dinçerler, şunları kaydetti:
"14 küçücük madde gibi görünüyor. Ama bu maddeler, Wilson prensipleri kavrayışının, hesaplarının yalnızca buzdağının görünen parçası. İşte o Wilson prensiplerinde Osmanlı'nın yıkılması mukadder olarak yazılmış. 'Osmanlı topraklarında kendi kaderini tayin prensibine uygun olarak yeni devletler kurulacaktır.' diyor. O dönem, Osmanlı topraklarında bulunan, ayrılıkçı ve bölücü düşüncelere sahip olan çeşitli ırklar, Wilson'ın kapısındalar. O gün Osmanlı mağlup, mağluplar tarafındayız. Ne derlerse kabul ediliyor. Çünkü mecalimiz yok. Bu şartlar altında İstanbul'da kurulan Wilson Prensipleri Derneğinin çok meşhur adamları var...
Mustafa Kemal Paşa çok net olarak diyor ki 'Bunlar hayal peşindeler, olmayacak.' Antepliler de zerdali çekirdeği yiyerek, mağaralarda onların tahakkümüne, hegemonyasına 'hayır' dedi. Dün Wilson'ın kapısında bekleyenlerin bir kısmı bugün halen Biden'ın kapısındalar. Ama bugün o gün değil. Dün mağluptuk, bugün Allah'a şükür galiplerdeniz."
Dinçerler, TBMM'nin "kültür madalyası" vermesini talep ettikleri Gaziantep'te hem Arkeoloji Vakfı hem de Arkeoloji Enstitüsü kurulmasını istediklerini bildirdi.
Son Dakika › Güncel › Başkentte Antep'e 'Gazi' unvanı verilişinin 100. yılına özel anma - Ali Şahin - Vehbi Dinçerler - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?