Başbakan Binali Yıldırım, "Irak hükümetine sormak lazım; 30 seneyi aşkın bir süredir Türkiye'nin canını yakan, Türkiye'nin birliğine beraberliğine kasteden alçak PKK terör örgütünün yuvası haline gelmiş ülkeniz. Bu kabadayılığınız, bu afra tafranız biraz da onlara olsun. Onlara gelince ses soluk yok." dedi.
Sputnik'ten Yavuz Oğhan'ın sorularını yanıtlayan Yıldırım, Suriye'de oldukça karışık bir durum bulunduğunu, Esed rejiminin resmen davet ettiği Rusya'nın üsleriyle ve bütün imkanlarıyla oraya yerleştiğini ifade etti. ABD'nin de bölgede DAEŞ ile mücadele konusunda oluşturulan koalisyonun başında yer aldığını hatırlatan Yıldırım, bölgede birinci dereceden ilgili ülkeler olan İran ve Türkiye'nin ise olayların kontrol altına alınması, burada yaşanan iç savaşın bitirilmesi konusunda gayret ettiğini anlattı. Yıldırım, "Rusya ile ABD'nin ayrı telden çalmaları, günden güne durumu daha da zorlaştırıyor. Özellikle ABD seçimleri dolayısıyla bir irade boşluğu maalesef bölgede olumsuz gelişmelere de kapı aralıyor." diye konuştu.
Yıldırım, Türkiye'nin bu süreçte bölgedeki rolünün gerek Rusya'yı gerek ABD'yi gerek İran'ı ve hatta Suudi Arabistan'ı bir araya getirerek, bölgede akan kanı durdurmak ve masum, korunmasız insanların hayatını kaybetmesinin önüne geçmek olduğunu vurguladı. Türkiye'nin güney sınırlarının ve burada yaşayan vatandaşın can ve mal güvenliğinin sağlanmasının önemine dikkati çeken Yıldırım, "Bunun için Fırat Kalkanı operasyonu başlattık, devam ediyor. Amacımız buradaki terör unsurlarını mümkün mertebe hudutlarımızdan uzaklara atmak ve gerekli güvenliği sağlamak." ifadelerini kullandı.
PYD ve YPG'nin, PKK'nın Türkiye dışındaki uzantısı olduğunu ancak ABD'nin DAEŞ ile mücadele noktasında bu iki terör örgütüyle ittifak halinde bulunduğunun altını çizen Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bu bizim asla ve asla kabul edemeyeceğimiz bir şey. Defalarca kendilerine söyledik. Bir terör örgütü kullanılarak başka bir terör örgütü yok edilemez. Böyle bir terörle mücadele yöntemi olamaz. Ben eminim ki Rusya'ya çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Rusya, bu Suriye sorununun çözümünde önemli bir etkendir. Bu etkisini Esed üzerinde kullanmasının vakti gelmiştir ve geçmiştir. Daha fazla masum insan yok olmadan, daha fazla insan memleketinden, yerinden yurdundan olmadan, burada aktif bir Rusya'nın pozisyon alması gerekiyor diye düşünüyorum. Türkiye olarak en fazla mağduriyeti yaşıyor, bu iç karışıklıktan, iç savaştan en büyük bedeli biz ödüyoruz. 3 milyon civarında mülteci var. Bu mültecilere tabii ki onlar bizim kardeşimiz, evimizi açtık, bağrımızı açtık ama ilanihaye bu, onların da hoşlandığı bir durum değil. Bir an önce topraklarına, evlerine dönmek istiyorlar.Dolayısıyla bu noktada artık zaman daraldı. Hatta daraldı demek de yanlış, çok geç kalındı. Bir an önce bir mutabakat sağlanması, bölgede rekabetin, ABD-Rusya rekabetinin bir tarafa bırakılarak, insanların canı ve geleceğini daha ön plana alarak çözüm üretilmesi lazım. Türkiye olarak bütün paydaşlara biz bunu telkin ediyoruz; artık bırakın bu güç yarışını, gelin şurada çözüm üretelim, bu insanları artık ızdıraptan, acıdan kurtaralım."
-"Bu acıları en iyi anlayan biziz"
Başbakan Yıldırım, Suriye'de yaşanan iç savaş nedeniyle tarafların birbirlerini suçlamasının normal olduğunu belirterek, "Ama olan yine o ülkenin insanlarına oluyor. O acıyı ne ABD'de yaşayanlar çekebilir ne Rusya'da yaşayanlar anlayabilir tam olarak. Ama biz anlıyoruz. Çünkü biz bu coğrafyanın bir uzantısıyız, daha doğrusu onlar bizim coğrafyamızın uzantısı. Dolayısıyla fiziken de zihin dünyamızda da bu acıları en iyi anlayan biziz. Biz de bu konuda çözüm üretilmesi için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
-"Rusya ile bölgesel konularda yakın durmaya başladık"
Rusya ile ilişkiler konusundaki soruya karşılık Yıldırım, iki ülkenin daha yakınlaşmış vaziyette olduğunu söyledi. Binali Yıldırım, "Mesela Fırat Kalkanı operasyonunda, Rusya bizi makul ve haklı görüyor. Geçmişe göre, özellikle uçak krizinden sonra ilişkilerin normalleşmesiyle birlikte bölgesel konulardaki bakış açılarımızda birbirimize daha yakın durmaya başladık." şeklinde konuştu.
Halep'teki durumu da değerlendiren Yıldırım, kentte on binlerce masum insanın zulüm altında ölüm kalım mücadelesi verdiğini, gıdaya erişemediğini, temel ihtiyaçlarını göremediğini ve bombalardan dolayı kafalarını kaldıramadığını anlattı. Halep'te bir insanlık dramının yaşandığını vurgulayan Yıldırım, bu işin sorumluluğunu, hiçbir ülkenin tarih boyu veremeyeceğine dikkati çekti. Bu nedenle ateşin mutlaka durması, Halep halkının acil ihtiyaçlarının karşılanmasının sağlanması ve oradaki feryatların görülmesi gerektiğini dile getiren Yıldırım, Türkiye'nin imkan ve fırsat bulduğu müddetçe oraya yardım ulaştırmaya çalıştığını kaydetti.
Yıldırım, Putin'in Türkiye ziyaretine ilişkin bir soruya yanıt olarak da şunları söyledi:
"Görüşmekten başka bir çözüm yok, silahla, öldürmekle, bombalamakla bugüne kadar hangi sorun çözülmüş? Ancak yaralar daha büyümüş, acılar daha büyümüş, ayrışmalar daha büyümüş. Sayın Putin, Türkiye'yi Dünya Enerji Kongresi vasıtasıyla ziyaret ediyor ama Sayın Cumhurbaşkanımız ile ikili ilişkiler olacak, bölge sorunları ele alınacak, ikili ilişkilerimizin geliştirilmesi konuşulacak ve mutlaka ve mutlaka, tabi ki genelde Suriye ve bölge sorunları ve özelde de Halep üzerinde durulacağını düşünüyorum."
Başbakan Yıldırım, Rusya ile ilişkilerin seyrine de değindi. İlişkideki tüm sorunların tamamen yok olduğunu söylemek için çok erken olduğunu, öte yandan iyiye doğru bir gidiş yaşandığını vurgulayan Yıldırım, Erdoğan ve Putin'in karşılıklı ziyaretlerinin ardından kendisinin de Rusya Başbakanı Dimitri Medvedev ile buluşacağı bilgisini verdi. Medvedev ile iki ülke arasında karşılıklı yatırım, ticaret, enerji, ulaştırma ve tarım gibi konuları enine boyuna görüşeceklerini ifade eden Yıldırım, karma ekonomik komisyon toplantılarında da görüşmenin programının oluşturulacağını söyledi.
-"Turizm konusunda Rusya'dan müspet işaretler geliyor"
Turizm konusunda gelecek seneye ilişkin işaretlerin nasıl olduğu yönündeki soruya karşılık Yıldırım, özellikle Rusya tarafından müspet işaretlerin geldiğini ve Ortadoğu coğrafyasında da artış olduğunu anlattı.
Yıldırım, bölgede fevkalade bir gelişme olmaması halinde 2017'nin mutlaka 2016'dan daha iyi olacağını kaydetti.
- Musul sorunu
Yıldırım, Irak'ın Ankara Büyükelçisi Hişam Ali Ekber İbrahim el-Alevi'nin, Rudaw'a yaptığı açıklamaların hatırlatılması üzerine, Bağdat yönetiminin, Musul'dan DAEŞ'i temizlemek üzere ABD ve oradaki milis güçlerle bir harekat planladığını anımsattı.
Kendilerinin bu konuda bir itirazının olmadığını ancak "Musul'un demografik yapısıyla oynamayın" dediklerini aktaran Yıldırım, "Şiiler ise Şiiler, bu DAEŞ öncesi, Sünniler ise Sünniler yerlerinde kalsın. Bu operasyonun amacı mezhepsel bir birbirine üstünlük sağlayacak soruna dönüşmesin. Bizim dediğimiz budur. Bunun ne zararı var. Öbür türlü yaptığınız zaman bu sefer mezhep çatışmaları başlayacak. Bir sorunu çözelim derken daha büyük bir sorunu kucağınızda bulacaksınız." dedi.
-"Afra tafranız biraz da onlara olsun"
Irak hükümetinin birdenbire böyle bir tavır almasını sorgulamak gerektiğinin altını çizen Yıldırım, "Irak hükümetine sormak lazım. 30 seneyi aşkın bir süredir Türkiye'nin canını yakan, Türkiye'nin birliğine beraberliğine kasteden alçak PKK terör örgütünün yuvası haline gelmiş ülkeniz. Bu kabadayılığınız, bu afra tafranız biraz da onlara olsun. Onlara gelince ses soluk yok." görüşünü dile getirdi.
Binali Yıldırım, Türkiye'nin DAEŞ ile mücadele için bölge halkına destek verdiğini, onları eğittiğini hatırlatarak, buna karşı laf edilmesini kesinlikle onaylamadıklarını bildirdi.
-"FETÖ ile mücadele konusunda Rusya'nın kafası daha berrak"
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) konusunda ülkelerin tavrına yönelik soruyu da yanıtlayan Yıldırım, Rusya'nın kafasının daha berrak olduğunu ve Moskova yönetiminin bu konuda gerekli tedbirleri aldığını ifade etti.
ABD'nin duruşunun da ilk günkü noktada olmadığını ve onların da meselenin göründüğünden daha derin olduğunu fark etmiş gibi gözüktüğünü anlatan Yıldırım, "(FETÖ elebaşının iadesine ilişkin) Gerekli hukuki altyapı oluşturuldu. Talepler yapıldı. Belgeler, bilgiler gönderildi. Resmi olarak geçici tutuklanması ve iade edilmesi konusunda ABD'ye Türkiye Cumhuriyeti olarak talebimizi yaptık. Sonucunu bekliyoruz." şeklinde konuştu.
Son Dakika › Güncel › Başbakan Yıldırım, Sputnik'e Konuştu Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?