Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş,"Hiç kimse ben dahil, 'Türkeş sağ olsaydı şöyle derdi böyle derdi' dememeli. Şartlara göre onun değerlendirmesi ne olurdu bilemeyiz." dedi.
Türkeş, CNN Türk'te Ahmet Hakan Coşkun'un sunduğu programda yaptığı konuşmada, referandum sürecinin çok partilileştiğini, oysa sürecin bir halk oylaması olduğunu, bu sürecin 2023'ten sonra Türkiye'nin nasıl yönetileceğinin halka sunuluşu anlamına geldiğini ve 10 yıl önce çıkan yasanın da ikmali olduğunu söyledi.
Bu nedenle sürecin hiçbir yerinde bir partinin olmadığını aktaran Türkeş, " AK Parti'nin gönlünde başından beri bu vardı. Ben MHP'de iken zaman zaman eleştirel yaklaştığım da oldu ama AK Parti'nin tavrı açıktı. Başkanlık sistemini baştan beri savundu. Bugün de önüne bir fırsat penceresi çıkınca bunu değerlendirdi." diye konuştu.
Türkeş, MHP'de iken de Başkanlık sistemine yönelik "müzakere edilebilir" ve Tayyip Erdoğan'ın ajandasında olduğunu söylediğini hatırlatarak, şöyle konuştu:
"Bilgi çağına geçtik. Eskiden söylediklerimi önüme getiriyorlar, dedim. 'Bu Tayyip Bey'in gündeminde var' demişim. 'Haa buna ne diyeceksin' diyorlar. E var, yok mu? İşte bak şimdi de kampanyasını yürütüyor Tayyip Bey. 'Bu müzakere edilebilir ama bugün için ihtiyaç değil', demişim. Şimdi burnuma dayadıkları soru bu. Eksiğin ikmali, bana göre doğru bir iş yapılıyor. 17'sinde bütün problemler çözülür mü? Hayır. Zaten anayasa bitmedi. Saygıdeğer Devlet Bahçeli, MHP, buna katkı sunacağını belirtti. O süreçteki müzakerelerde Binali Bey ve AK Parti olarak biz dedik ki, daha önce 4 partinin hazırladığı bir taslak vardı. 42 madde falan. Bunu da koyalım. Çünkü bir konsensüs belirtilmiş bir konu idi. 42+Cumhurbaşkanlığı sistemini yapalım diye. MHP uygun bulmadı bu yaklaşımı. 'O kalsın' dendi. Ancak Türkiye'nin hala 21. yüzyılda Türk insanına yakışır, herkesin kendini bulabileceği, ait hissedeceği 83 milyon vatandaşımızın kendini bulacağı, 'bu anayasa beni tarif ediyor arkadaş' diyeceği bir anayasa daha önümüzde duruyor. Heybenin büyüğü ilerde. Şimdi bunun daha iyileştirilme süreci olacak. Benimki eleştiri de değil, o zaman yaptığım tespiti şimdi eleştiriymiş gibi yorumluyorlar."
-"Türkiye'nin önündeki bir ikmal meselesiydi"
Türkeş, geçen yıl Ekim ayında bir grup toplantısında Devlet Bahçeli'nin başkanlık sistemini gündeme getirdiğini vurgulayarak, "Bu sürekli gündemde, sürekli konuşuluyor ama hiçbir şeyde olmuyor çünkü Meclis aritmetiğinden olmuyordu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili makaleler yazılıyor, televizyonda programlar yapılıyor, icraat yok Mecliste. Niye? Çünkü 4 partili bir mecliste çıkmıyor. Türkiye'nin önündeki bir ikmal meselesiydi. Aritmetik meselesiydi." şeklinde konuştu.
Başbakan Yardımcısı Türkeş, "MHP'nin başkanlık sistemine destek vermesinin komplo teorileriyle ilişkilendirilmesine yönelik teze katılır mısınız?" sorusuna ise şöyle cevap verdi:
"Hayır. Bu da çok spekülatif. Açık beyan var. Açık beyanla sunulan hizmet var. Neticede 339 aldı bu Meclisten. Neticede kim verdi? MHP'nin milletvekilleri verdi. Söyledi ama gereğini de Mecliste yaptı. Bu safhada bir şeyi yapar mı? Ondan çıktı iş, artık halkta. O oylamada çok şakalaştık hatta Devlet Beyle de. Oy vermeye giderken onun önünden geçiyoruz. Neticede takır takır 339 çıktı."
"MHP'de 'evet'e yönelik bir çekingenlik görülüyor' sorusuna karşılık, Türkeş, partide bir kafa karışıklığı olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"MHP'de bir alternatif lider çıkışları var. Bunlar üzerine çok girmek istemiyorum, benim bir şey söylemem pek yakışık almaz ama onların yürüttüğü bir şey değil. Bir kere vatandaşın bilmesi lazım. Onlara da önemli bir şey atfetmeyelim. Kafa karışıklığının nedeni ülkücü arkadaşların yeterince konuyu anlayamamış olması. Çok eski bir tartışma ama net değil. Rahmetli Türkeş'in 9 Işık kitabında bu başkanlık sistemi ile ilgili sözleri var. 'Böyle olmalı' diyor. Buradaki mesele Rahmetli Türkeş o zamanki bölünmüş koalisyonların içinde netice çıkmıyor. Bunun iyi bir yöntem olduğunu, tarihi bir perspektiften de alıyor ve 'bu iyi bir şeydir, bu başkanlık sistemi olmalı' diyor. Artı bunu da 'Milliyetçi Türkiye'de demokratik milli cumhuriyet ilkesi içinde başkan,Türk milletinin yürütme organın tek başı olacaktır.' diyor. Altında da, 'Başkanlık sistemi olarak adlandırdığımız bu görüşümüzün tahakkuku halinde devlet başkanı referandum usulü ile bizzat milletin kendisi tarafından seçilecek.' diyor. Bizim şimdi yaptığımızı söylüyor. 'Böylece halkın yönetime katılması ve kendilerini ilgilendiren konularda alınacak olan kararlara bizzat iştirak etmesi sağlanarak, milli demokrasi tesis edilmiş olacaktır' diyor. Şimdi ben bunu niye anlatıyorum? Bu da cumhuriyet tarihi boyunca süren bir tartışmayı anlatıyor. Daha sonra da Türkeş 12 Eylül MHP iddianamesinde 'tek adam rejimi istiyor, anayasayı değiştiriyor' diye idamla yargılandı. Bizim şimdi yapmaya çalıştığımız şey bu."
-"21. yüzyıl bilgi çağı, yeni bir çağa geçtik"
Türkeş, bazı yazarların buradan yola çıkarak, kendisinin "Türkeş sağ olsaydı şöyle derdi, böyle derdi" tarzında bir yorum yaptığını öne sürdüklerini belirterek, "Ben onu yapmam, bu benim tarzım bir şey değil. Ama Türkeş'in kitabında var mı? Var. Türkeş bunları söyledi mi? Söyledi.1978'de yazmış. Rahmetli birinin üzerinden çok spekülasyona girmeyelim. Türkeş rahmetli olalı 20. yıl tamamlanıyor. Hiç kimse ben dahil, 'Türkeş sağ olsaydı şöyle derdi böyle derdi' dememeli. Şartlara göre onun değerlendirmesi ne olurdu bilemeyiz." ifadelerini kullandı.
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, MHP'li muhaliflerin kampanyalarının engellenmesine yönelik bir soruya ilişkin, bu durumun sonra netleşeceğini, seçim arifelerinde böyle durumların çok yaşandığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Bunun da faturası siyasi iktidara çıkar. Arkasından kimin aleyhine yapıyorlarsa ona çıkar. MHP'den sevmediğim tarzda bir açıklama geldi, 'biz yapsak daha sağlam kafa göz kırardık' manasına gelecek, o da yakışıklı bir söz olmadı. Ben onu, 'biz yapmadık' diyorlar diye almak istiyorum. Başka bir çocuk çıkmış 'benim tabancam var' falan diyor. Hangi ülkenin tabancasını beline taktın bilmem de o tabancayla olmuyor bu işler. Senin boyun falan uzun ama aklın o kadar yok. Çirkin bunlar, bir makam tutuyorum diyen adam 'ben silahlanırım' diyor. Ayıp yani. 21. yüzyıl bilgi çağı, yeni bir çağa geçtik. Bu yeni çağı okuyabilen ülkeler kalkıp gidecek, okuyamayanlar dökülecek geriye. Daha iyi hukuk, demokrasi, ifade özgürlüğü, mülkiyet hakkı vermeyi konuşacakken..."
-"AK Parti'nin kılcal damarlarıyla toplanıyoruz"
Türkeş, "(Ele güvenen yarı yolda kalır) sözüyle Devlet Bahçeli'yi mi kast ettiniz?" sorusuna yönelik olarak, şunları kaydetti.
"Ne alakası var' Biz sürekli sahadayız. Mamak'ta mahalle temsilcileriyle yani AK Parti'nin kılcal damarlarıyla toplanıyoruz. Orada genel algı şu idi başta, sonradan bunlar toparlandı. Herkes pasta dilimi gibi yüzdeleri üst üste koyuyor. Yüzde 30 oradan, yüzde 10 buradan gelir, 22 buradan geliyor' Nereden geldiği belli değil. Pastayı sen ısmarlamadıysan o pasta sana gelmez bir defa. 'Bunların üstüne de Reis meydanlara çıkar takır takır oy alır.' Bu yaklaşım senin parti teşkilatını atalete sevk eder, yayılır, çalışmazlar. 'Birileri yapıveriyor aman ben de ne gezeyim burada.' der. En zor işi ev ev dolaşanlar yapıyor. Biz partinin düzenlediği toplantılara gidiyoruz sonuçta. Bunu yapan adamı atalete ve rehavete sevk ettin mi, yapmak istediğin iş neyse bu yarıda kalır. Benim bunlara moral olsun diye yaptığım bir konuşmadır. Parti içi konuşması ama bu basına yansıyınca saygıdeğer Bahçeli biraz alınmış.Beni her zaman el üstünde tuttular. Hala partiye de gidiyorum. Onlara da el falan demiş değilim. İlişkilerimiz sürüyor, mecbursunuz siyasette. Başbakan Yardımcısıyım, Kıbrıs bana bağlı bir konu. Şimdi bir bilgi arz etmemiz gerekse Bahçeli'ye gitmeyecek miyiz?"
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Başbakan Yardımcısı Türkeş, Canlı Yayında: (2) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?