Başbakan Yardımcısı Arınç, Mustafakemalpaşa'da (1) - - Son Dakika
Güncel

Başbakan Yardımcısı Arınç, Mustafakemalpaşa'da (1) -

Başbakan Yardımcısı Arınç, Mustafakemalpaşa\'da (1) -

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Dünyanın her yerinde, bir başbakanın, bir bakanın konuşmalarını dinlemek, sadece telefon dinlemek değildir, aynı zamanda casusluk suçudur" dedi.

15.03.2014 23:40

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Dünyanın her yerinde, bir başbakanın, bir bakanın konuşmalarını dinlemek, sadece telefon dinlemek değildir, aynı zamanda casusluk suçudur" dedi.

Mustafakemalpaşa Belediyesi Düğün Salonu'nda, partisinin teşkilat üyeleri, muhtarlar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle akşam yemeğinde bir araya gelen Arınç, burada yaptığı konuşmada, iktidarı üç partili koalisyondan teslim aldıklarını ve 11 yılda büyük işlere imza attıklarını söyledi.

Osmanlı Devleti'nin, Söğüt, Domaniç ve Bursa'da küçük bir aşiret iken kurulduğunu ve koskoca bir cihan devleti olduğunu anlatan Arınç, "Sınırlarımız tam 20 milyon metrekareydi. Şaşaalı dönemde, yükselme döneminde topraklarımızın büyüklüğü 780 bin kilometre kare değil, onun 20 mislinden fazla, 20 milyon kilometrekareydi. Orta Asya'ya, Ortadoğu'ya, Afrika'nın yarısına kadar gidiyordu. Ne büyük bir devlet kurmuşlar" ifadesini kullandı.

Arınç, Osmanlı Devleti'nin, ilim, ahlak, iman ve inançla kurulduğunu vurguladı.

Ertuğrul Bey, Osman Gazi ve Orhan Gazi'yi hatırlatan Arınç, milyonların dedesi Süleyman Şah'ın mezarının Suriye'nin Halep kentine yakın bir bölgede bulunduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

"Uluslararası anlaşmalarda orası Türkiye toprağı ve orayı bizim askerlerimiz koruyor. Şimdi çapulcular oraya kadar gelmiş. Suriye'de Süleyman Şah Türbesi'ne zarar vereceklermiş. Hamdolsun ki bizim Genelkurmayımız, kahraman askerlerimiz, 'Biz orayı canımız pahasına koruruz, bu eşkıyaya gereken dersi veririz' diyor.

AK Parti'yi, Osmanlı Devleti gibi güçlü temeller üzerine kurulmuş bir partiye benzetiyorum. Belki abartılı bulacaksınız ama 100 yıllık siyasi tarihimizde, benim de çok yakından takip ettiğim 1950'den bu yana Türkiye siyasi hayatında böylesine başarılarla dolu bir dönem geçmemiştir. Biz, 11 yıllık iktidarı hiçbir dönemde görmedik. Her seçimde oylarını artıran bir iktidarı hiçbir dönemde görmedik."

- Son cumhurbaşkanlığı seçimi

Arınç, verdikleri tüm sözleri tuttuklarını, cesur, kararlı ve inançlı olduklarını bildirdi.

Eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in görev süresi bittiğinde, 2007'nin mayıs ayında kendisinin TBMM Başkanı olduğunu anımsatan Arınç, şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanı seçeceğiz. Partimizden bir aday olursa kazanacak gibi. Çünkü 4 tur yapılıyor, 4 turda da en çok oy alan cumhurbaşkanı seçilecek. Sayımız o zaman 350 civarında. Hemen CHP karşı çıktı, 'Milli Görüşçü aday istemiyoruz' dedi. Arkadan 'Eşinin başı örtülüyse onu da istemiyoruz, laiklik istiyoruz' dediler. Bizim laikliğe bir itirazımız yok ki. Laiklik, din ve vicdan özgürlüğü, herkesin düşüncesini, inancını, kıyafetini rahatlıkla seçme özgürlüğü ama onların anladığı manada değil. Cumhuriyetçiyiz üstelik. Onlar dediler ki 'Hayır bizim istediğimiz olacak.' Biz onlarla mücadele ettik ama '367' diye bir oyun çıkardılar ve Anayasa Mahkemesi de bu oyuna geldi. Bizim cumhurbaşkanı seçmemizi engellediler. Tabii üzüldük. Ben meclis başkanıyım, bir cumhurbaşkanının seçilmesini istemem mi? Üstelik bizim bir arkadaşımız olacak. Tertemiz, pırıl pırıl bir insan. Bizim ilk başbakanımız, partimizin kurucularından. Bize bunu seçtirmediler. Biz o zaman ağlamak, küsmek yerine, 27 Nisan'da bir muhtıra koydular onu da reddettik, ertesi gün cevabını verdik. 'Bu seçimleri erkene alıyoruz, 1 Kasım'da yapacağımızı temmuzda yapıyoruz. İkincisi, bu meclisten artık cumhurbaşkanı seçilmez, halkın cumhurbaşkanı seçmesini istiyoruz' dedik. Anayasayı değiştirdik, referanduma götürdük ve halk bize belki vereceğinden daha fazla oyu verdi."

- "Anayasa hangi şartları istiyorsa biz o şartlara göre gösteririz"

Bülent Arınç, cumhurbaşkanlığı seçimleri konusunda eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu ile ilgili bir anısını anlattı.

Onun, çok sevdiği birisi olduğunu söyleyen Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O da bana karşı çok saygılıdır. Halen de hayattadır, sportif de bir adamdır. 80 yaşındadır ama 'Boğaz Köprüsü'ne kadar yüz' desen yüzer maşallah. Şimdi o anlatıyor, '2007 seçimlerine doğru çiftçiler zor durumdayken, biz de çiftçilerin partisi diye biliyoruz kendimizi, (Bu iktidar çiftçiyi öldürdü, zulmetti, fakirleştirdi, yoksullaştırdı), millet de bizi alkışlıyor' diyor. 'Sonunda dediler ki bana, (Esat Bey yaşın ilerledi, bu sefer senin oğlunu biz Nevşehir'den aday gösterelim.)' O da temiz bir insan, Ahmet diye biri. Nevşehir üç tane çıkarıyor, birinci sıraya yazmışlar Ahmet Kıratlıoğlu'nu. 'Ben de oğlumun propagandasını yapmak için Nevşehir köylerine, Ürgüp'e gidiyorum geliyorum. Herkes beni alkışlıyor, baş üstünde taşıyor, çay içiyorum, (Sen merak etme, oğlun milletvekili olacak) diyorlar. Fakat seçime yaklaşınca, temmuza doğru, cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra iş değişti' dedi. 'Artık köye gidiyorum, yüzüme bakmıyorlar, kahveye gidiyorum çay ısmarlamıyorlar, konuşuyorum, kimse beni alkışlamıyor. Ya ne oldu size be? Nisanda, mayısta böyle değildiniz, sonra ne değişti? Neden böyle davranıyorsunuz?' Adamın biri kalkmış ayağa, onun söylediğini söylüyorum, 'Ne yüzle geliyorsun sen buraya? Eski bakanlık falan kalmadı. Sen Müslüman bir cumhurbaşkanı seçilmesine engel oldun, artık buralara hiç gelme.' Bakın o söylediği için ben söylüyorum, Müslüman cumhurbaşkanı, Müslüman olmayan cumhurbaşkanı, bizim işimiz değil. Anayasa hangi şartları istiyorsa biz o şartlara göre gösteririz."

Arınç, o günlerde DYP'nin 4 milletvekili bulunduğunu, Mehmet Ağar'ın, Erkan Mumcu ile iş birliği yaparak TBMM Genel Kurul Salonu'na girmeyeceğini söylediğini aktardı.

Onlar oturuma katılıp oy kullansa cumhurbaşkanı seçiminin tamamlanacağını hatırlatan Arınç, "O zaman meclis başkanıyım, 361'i bulduk içeride, 6 kişi eksik kaldı. Yani Anavatan'dan 20 kişi vardı, DYP'den 4 kişi vardı. Onların içinden 6 kişi daha girseydi içeriye, cumhurbaşkanı seçilecekti. Milletimiz alim değil belki ama adam köyde 'Siz cumhurbaşkanını seçtirmediniz' diyor. 'Neden seçtirmedik?' deyince, 'İçeri girseydiniz seçilecekti' diyor. Bunu anlamış ve 40 yıllık dostuna sırtını çeviriyor. 'Siz dindar bir cumhurbaşkanı seçilmesine engel oldunuz' diyor. Esat Bey anlatıyor bunu. 'Ondan sonra talihimiz değişti' diyor" ifadesini kullandı.

- "Belden aşağı vurmaya çalışıyorlar"

AK Parti'nin çok şeyler görüp geçirdiğini dile getiren Arınç, tuzak kuranlara karşı Allah'ın bir hesabı olduğunu söyledi.

Partisini çökertmek, siyaset sahnesinden silmek için pek çok yol denendiğini ancak hiçbirinin tutmadığını belirten Arınç, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Şimdi en kötüsüne başvuruyorlar, daha ahlaksızına. Anadolu tabiriyle, tabirimi mazur görün, belden aşağı vurmaya çalışıyorlar. Ayıptır, günahtır. Sadece birilerinin yaptığı ses kayıtları var. Herkesin herkesi dinlediği bir Türkiye haline gelmişiz. Bunu yapanlardan hesap soracağız, o ayrı. Bir insanın eşiyle dostuyla olan konuşmasını hatta kriptolu telefonlardan başka devlet başkanlarıyla konuşmalarını dinlemek neyin nesi? Dünyanın her yerinde, bir başbakanın, bir bakanın konuşmalarını dinlemek, sadece telefon dinlemek değildir, aynı zamanda casusluk suçudur. Montaj yaptığı çok açık olsa herkes buna baştan beri dudak bükse bile iddia ediyorlar ki yolsuzluk, hırsızlık yapılmış, birileri menfaat sağlamış. Peki neye dayanarak söylüyorsunuz bunu, hangi delil var, hangi iddianame var, hangi dava var, hangi mahkeme karar verdi? Hayır, hiçbiri. Peki hakkında bir iddianame bile yoksa bu ses kayıtlarının da montaj olduğu raporlarla ortaya konulmuşsa sen neye dayanarak bu iftiraları yapıyorsun?"

- "Allah akıl fikir versin"

Arınç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Bursa mitinginde bir saat konuştuğunu anımsattı.

Onun, sürekli hakaret ettiğini savunan Arınç, şunları kaydetti:

"Bunun 55 dakikası, sadece 3 kelime; hakaret, hakaret, hakaret. Bir ana muhalefet liderinin, bir ülkenin başbakanına, hiç delil olmadığı halde hakaret etmesi doğru mudur? Sen de yarın iktidar olacaksan, o ağızla mı olacaksın? Senin heybende hiçbir icraat, proje yok mu? Peki diyelim ki sen bir sene sonraki seçimlerle iktidara gelsen millete anlatman gerekmez mi, 'Ben şunu yapacağım, bunu yapacağım' diye. 55 dakikasında 'hırsız', 'baş çalan', bilmem ne diyor. Çok çirkin. Biz kendisine iade edelim, söyleyeceğimiz başka bir şey yok. Son 5 dakikasında da Bursa'daki adayını methetmek için diyor ki 'Eskişehir'e gittim, ne kadar güzeldi. Bursa ne kadar kötü. Benim adayım Bursa'yı düzeltecek.' Aman Ya Rabbim, Allah akıl fikir versin."

Başbakan Yardımcısı Arınç, AK Parti olarak yüzde 50 oy oranına ulaşabilecek güçte olduklarını, Mustafakemalpaşa'da gördüklerini dile getirdi.

Oy oranlarının yüzde 50'lerden yukarıda olmasının, 'Kızılelma' gibi bir hedef olduğuna değinen Arınç, şöyle dedi:

"Kızılelma dizisini bugünlerde seyredin. TRT 1'de başladı. Bizim dizilerimiz güzeldir. TRT, kamu yayıncısı. Milletin mayası neyse ona göre dizi yapıyoruz. Bizde rating kaygısı, edepsizlik, ahlaksızlık yok. Bizde vatanseverlik, kahramanlık, aile değerleri var. Benim yaşımda olanlar, 'Seksenler'i izlesin. Gençlerle birlikte hep beraber 'Kızılelma'yı izleyelim. 'İşin içinde biraz da şu da olsun, bu da olsun' diyenler de 'Zengin Kız Fakir Oğlan'ı izlesin. Hepsi var bizde. Esas dizilerimizi de 30 Mart'tan sonra koyacağız, 'mutsuz ev kadınları' dizisini. Sözün gelişi söyledim canım, öyle bir dizi var ya. Biz, 'mutsuz aile erkekleri' dizisi belki yaparız, onun içine de muhalefetin genel başkanlarını koyabiliriz. İsteyen oynasın."

Yemeğe, AK Parti'li bazı Bursa milletvekilleri ile Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe katıldı.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Başbakan Yardımcısı Arınç, Mustafakemalpaşa'da (1) - - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement