Başbakan Yardımcısı Arınç - Çözüm süreci -

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Bizim gibi 15 aylık bir partiyken tek başına iktidara gelip de çok şükür 12 yıldan beri milletin yüzde 50 oyunu alan, iki seçmenden birisinin oyuna sahip bir partiyi Türkiye de görmedi, Avrupa da görmedi" dedi.

Arınç, partisinin Dörtyol ilçesinde düzenlenen mitinginde yaptığı konuşmada, AK Parti'nin Hatay mitinginden övgüyle söz ederek, Türkiye'nin her yerinin büyük bir heyecan içerisinde kenetlendiğini, herkesin "inadına AK Parti, inadına hükümet, inadına başbakanımız" dediğini söyledi.

Başkan adayları Bilgehan Aksoy'a destek isteyen Arınç, belediyenin ve belediye hizmetlerinin önemli hale geldiğini, CHP ve MHP'nin karşı çıkmasına rağmen Hatay'ın büyükşehir olduğunu aktardı.

11 yılda geçirdikleri referandumlarla beraber 7 seçimin hepsini kazandıklarını anlatan Arınç, şöyle konuştu:

"Ben cumhuriyeti kuran partiyim, Atatürk'ün partisiyim, 80 yıllık partiyim'diyen CHP'ye bak. 1950'de Demokrat Parti, onu devirdikten sonra tek parti iktidarı bitti. Aradan tam 64 yıl geçti, CHP tek başına iktidar yüzü görmedi. Bugüne kadar gelemedi, evet bazı hükümetlerde kıytırık koalisyonlarda bulundu, 3 aylık, 2 aylık, 5 aylık... Ama bizim gibi 15 aylık bir partiyken tek başına iktidara gelip de çok şükür 12 yıldan beri milletin yüzde 50 oyunu alan, iki seçmenden birisinin oyuna sahip bir partiyi Türkiye de görmedi, Avrupa da görmedi, Allah bize nasip etti hamdolsun."

- Koalisyon dönemi

Koalisyon yapanların, pazarlık yaptıklarını, sonra da kavga ederek birbirlerinin kuyusunu kazdıklarını dile getiren Arınç, milletin onlara en güzel cevabı verdiğini, koalisyon partilerinin her seçimde oy kaybettiğini kaydetti.

AK Parti'nin henüz 15 aylık bir partiyken seçime girdiğini hatırlatan Arınç, şöyle devam etti:

"Üstelik seçime girerken Tayyip Erdoğan'ın adaylığını da iptal ettiler, o milletvekili olamadı ona rağmen biz yüzde 35 ile 360 milletvekiliyle geldik. Bunun bir tek sebebi var; söz vermiştik, bir araya geldiğimizde yemin etmiştik, biz siyaseti korkuyla yapmayacağız, birisi 'höt' dediği zaman şapkasını alıp kaçanlardan olmayacağız, birisi kaşını çattığı zaman istifa dilekçesini önüne koymayacağız. 'Madem ki milletin emanetini aldık, milletin emaneti kutsaldır, bunu canımız pahasına olsa koruyacağız' dedik. 'İnançlı olacağız, dürüst olacağız, ilkeli siyaset yapacağız ve cesur olacağız'dedik. Ve bu cesaretimizle hamdolsun 12 yıldan beri dimdik ayakta duruyoruz, topla tüfekle yıkamadılar, milletin iktidarını çökertemediler."

Arınç, miting alanındaki bir kişinin 'atama bekliyoruz' demesi üzerine, Necip Fazıl Kısakürek'in "Ne hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar, ne de şeytan bir günahı, benim seni beklediğim kadar" mısralarıyla cevap verdi.

Cumhuriyet dönemi boyunca 405 bin öğretmenin olduğunu, 450 bin atamanın kendileri döneminde yapıldığını söyleyen Arınç, atamaların bütçe imkanlarıyla alakalı olduğunu ve planlama dahilinde gerçekleştirildiğine işaret etti.

- Başörtüsü sorunu

Önceden ülkede ayrımcılık yapıldığını, vesayet sistemini devam ettirmek isteyenlerin korkularını toplumda yaşatmak istediklerini ifade eden Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Başını örtene 'vay gerici, yobaz' dediler. Başını açana hiçbir şey demiyoruz, hakkımız da yok. Bir kadın başını açıp açmayacağına, başını örtüp örtmeyeceğine kendisi karar verir. Başı açık olana da saygımız var, başını örtmek isteyene de saygımız olmalı. İkisini birbirine eşit görmeliyiz. Biz illa İran gibi herkes başlarını kapatacak diye bir yanılgının, hatanın içerisinde değiliz. Herkes Allah'ın emrini bilir. Uyar, uymaz, başka şey düşünür, o kendine ait bir meseledir. Ama bir kadın kendi iradesiyle nasıl kıyafetini seçiyorsa başını örtüp örtmeyeceğine de o karar versin. Biz anayasa karşısında herkese eşit gözde bakmalıyız. Bunu biz söylüyorduk ama karşımızdaki CHP inancı veya o zihniyet, 'hayır laiklik elden gider, cumhuriyet elden gider, devrimler elden gider' diyerek başörtüsünü yasaklamışlardır."

Daha önce 3 partisinin başörtüsüne sahip çıktığı için kapatıldığını, AK Parti'nin de kapatılmak istendiğini anımsatan Arınç, laikliğe aykırı eylemlerin odağı için partisinin kapatılamadığını, Türkiye'de böylece demokratikleşmenin güçlendiğini vurguladı.

- Çözüm süreci

Çözüm sürecine de değinen Arınç, şöyle devam etti:

"İnsanları reddedemezsiniz, inkar edemezsiniz. Onlar da bu memleketin tertemiz evlatlarıdır. Onlarla birlikte biz bu ülkede bugüne kadar aynı kaderi paylaştık, aynı günlerde ağladık ve sevindik. Elbetteki terör belalı bir iş, Allah bu terörün kökünü kazımayı nasip etsin. Ama Kürt kardeşlerimizin terörle bağlantısı olanlar var, olmayanlar var. Milyonlarca insan teröre lanet ediyor. Hepsini aynı derecede görürseniz, hepsini PKK'lı yaparsanız Türkiye'ye yapacağınız en büyük ihanet budur. Onlar da inançlı insanlar, o bölgede yaşayan insanlar, kan dökülmesini istemiyor, toprağına, bayrağına bağlı. Vatan toprağından bir santimetresiyle bile hak iddia etmiyorlar ama terörü yapanlar lanetli. Onlar kan döküyor, silahla dağa çıkıyor ve insanlarımızı şehit ediyor, gazi ediyordu. Biz çok şükür şimdi halkı kucakladık. Birlikte yaşadığımız bu memleketin güzel insanlarıyla kimse bizim aramızı açmasın. Onların son ümidi de bizim hükümetimizdir. Bugüne kadar hepsini aynı kefeye koyarak dilini inkar, aslını inkar edenlerle yola çıkanlar Türkiye'ye en büyük kabahati yaptılar."

İnkar ederek, reddederek, asimilasyoncu bir politikayla Türkiye'de birliğin kurulamayacağına dikkati çeken Arınç, çözüm sürecinin başarıya ulaşmasıyla Türkiye'de kardeşliğin hakim olacağını sözlerine ekledi.

- Hatay Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ergin

Hatay Büyükşehir Belediye Başkan adayı Sadullah Ergin de seçime sayılı günler kala herkese çok önemli görevler düştüğünü belirterek, partililerden günde bir kişiyi ikna etmelerini istedi.

30 Mart akşamı Hatay'ın ilçeleri ve büyükşehirin hizmet belediyeciliği anlayışıyla buluşacağını dile getiren Ergin, "Hizmetse hizmet, istikrarsa istikrar. Üç gün içeresinde ortaya konulan gayret ve yapılacak çalışmalarla 30 Mart akşamı burada Sayın Başbakan'a 'Hatay ve ilçeleri emir ve görüşlerinize açıktır" diyeceğiz" dedi.