Başbakan Erdoğan, "Millete Hizmet Yolunda" konuşmasında, 26 Ağustos 1922'de, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Ordulara Büyük Taarruz'un emrini verdiğini hatırlattı. Bu emirden 5 gün sonra, 30 Ağustos'ta orduların kesin bir zafer kazandığına değinen Erdoğan, "30 Ağustos zaferiyle, Türkiye adeta bir uçurumun kenarından dönmüş, işgalden kurtulmuş, kendisine yeni ufuklar, büyük hedefler çizerek geleceğe doğru emin adımlarla ilerlemeye başlamıştır" diye konuştu.
Kurtuluş Savaşı'nın tüm şehitlerini rahmetle ve minnetle yad ettiğini kaydeden Erdoğan, "Başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere tüm gazilerimize Allah'tan rahmet niyaz ediyorum" ifadesini kullandı.
BU BÖLGE NE ZAMAN Kİ BİRBİRİNE DÜŞMANLIK ETMİŞSE O ZAMAN KAYBETMİŞTİR
26 Ağustos tarihinde, milletçe bir başka önemli yıldönümümün idrak edildiğini belirten Başbakan Erdoğan, "Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan, 942 yıl önce, 1071 yılında, Malazgirt Ovası'nda kazandığı büyük zaferle tarihin akışını değiştirmiş, bölgede yeni bir dönemin başlamasını sağlamıştır" diye konuştu. Bugünlerde, bölgede yaşanan elim hadiselere ışık tutmak amacıyla, Malazgirt Zaferimiz üzerinde durmak istediğini aktaran Erdoğan şöyle devam etti: "Sultan Alparslan'ın, Sultan Melikşah'ın, Selahaddin Eyyubi'nin, Nurettin Zengi'nin, Sultan Kılıçarslan'ın orduları, dikkatinizi çekiyorum, sadece Türklerden oluşan ordular değillerdi. Bu ordularda, evet, Türkler vardı, Türk komutanlar vardı. Ama bu ordularda, en az Türkler kadar, kardeşleri olan Kürtler vardı, Araplar vardı, bölgenin diğer tüm halkları vardı.
SELÇUKLU SANCAĞI ALTINDA TOPLANDI
Bölgede akan kandan, bölgedeki kaostan, husumetten, acıdan bizar hale gelmiş her halk, Selçuklu Sancağı altında toplanmak suretiyle, nizamı ve huzuru tesis etmek için mücadele veriyordu. Bu coğrafyanın, dağınık, zayıf, birbirine karşı husumet içindeki halkları, bir araya geldikçe güçleniyor, refah ve huzurlarını artırıyor, kardeşçe yaşıyor ve tarihin en büyük medeniyetlerini inşa ediyorlardı. Şunu biliniz ki, dünya tarihinin en büyük medeniyetlerinden olan Endülüs Medeniyeti ve Osmanlı Medeniyeti, işte bu kaynaşmanın, dayanışmanın, birliğin, en önemlisi de kardeşliğin eseridir. Bu bölge ne zaman kucaklaştıysa, ne zaman birbirine kardeşçe muamele ettiyse, o zaman büyümüş ve büyük medeniyetler inşa etmiştir. Bu bölge ne zaman ki birbirine düşmüş, birbirine düşmanlık etmiş, kardeşinin kanını akıtmışsa, o zaman kaybetmiş, zayıflamış, çok büyük acılar yaşamış, çok ağır bedeller ödemiştir."
TÜRKİYE CUMHURİYETİ BU KARDEŞ KAVGASININ İÇİNDE DEĞİLDİR
Mısır'da yaşanan olaylara dikkati çeken Erdoğan, Mısır'da, 6 binden fazla kişinin 2 ay içinde şehit edildiğini belirtti. Suriye'nin de aynı şekilde, 2,5 yıl içinde 100 binden fazla insanın hayatını kaybettiğini vurgulayan Erdoğan, Suriyelileri de dışardan gelenlerin değil, kendi içlerinden çıkan zalimlerin katlettiğini anlattı. Erdoğan, Irak'ta, Lübnan'da, Filistin'de, Kuzey Afrika'da, Asya'da, Arap Yarımadası'nda da aynı durumun söz konusu olduğunu belirterek, "Bundan 100 yıl öncesine kadar Osmanlı Cihan Devleti'nin yaptığı gibi, bugün de Türkiye Cumhuriyeti, bu çatışmaların, bu kanlı mücadelenin, bu kardeş kavgasının içinde değildir" diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti'nin sadece bu bölgenin birliği ve dirliği için mücadele verdiğini kaydeden Erdoğan, "Bu coğrafyadaki kardeşlerimize sadece nizam, huzur, istikrar, barış telkin ediyoruz" dedi.
BEN İÇİN, BİZ İÇİN DEĞİL HEPİMİZ İÇİN BARIŞ
Mısır'da, seçilmiş bir iktidara karşı askeri darbe yapılmasına karşı çıktıklarını aktaran Erdoğan, bu karşı çıkışta dengeleri, konjonktürü, çıkarları gözetmediklerini söyleyerek, "Tarihimizi, ecdadımızı ve ilkelerimizi gözeterek karşı çıktık. Biz, Suriye'de, zalim bir iktidarın halkına ölüm kusmasına karşı çıkarken, ilkelerimiz, ideallerimiz, değerlerimiz adına buna karşı çıktık. Sadece kendimiz için değil, bütün kardeşlerimiz, bütün bölge için barış istiyoruz, huzur istiyoruz, refah istiyoruz. "Ben' için değil, hatta "biz' için değil, "hepimiz' için barış ve kardeşlik mücadelesi veriyor; herkesin dostça, kardeşçe yaşayacağı bir bölgenin inşası için ter döküyoruz. Tıpkı ecdadımızın yaptığı gibi, hem de bin yıl önce ve bin yıl boyunca yaptığı gibi, Türk, Kürt, Arap, Sünni, Şii ayrımı yapmaksızın, bir olmayı, iri olmayı, diri olmayı istiyor, bunun için samimi gayret gösteriyoruz" diye konuştu.
SURİYE'DE ARTIK ORTAK HAREKET ETMENİN KARARINA VARDIK
"Bizler, nasıl onurlu ve şerefli bir tarihi miras devraldıysak, çocuklarımıza, torunlarımıza da aynı şekilde öyle onurlu, şerefli bir tarih miras bırakmak istiyoruz" diyen Erdoğan, bunun için, dünyanın neresinde olursa olsun, Hakk'ı, adaleti savunduklarını, dünyanın her ülkesi, her halkı için doğruları yürekli şekilde dile getirdiklerini vurguladı.
Türkiye'nin bu olaylar karşısındaki duruşunun, dünyanın her yerinde takdirle ve gıptayla karşılandığını aktaran Erdoğan, "Başta dünyanın mazlum ve mağdur halkları olmak üzere, insanların kalbinde Türkiye kendisine müstesna bir yer edinmiş, ilkelerinden taviz vermeyen tutumuyla milyarların takdir hislerine mazhar olmuştur. Bu zorlu süreçte Türkiye, düşman değil, yeni dostlar, samimi dostlar edinmiştir. Türkiye dik duruşuyla, darbelere darbe, katliamlara katliam diyen cesur duruşuyla, dünyaya hem demokrasi dersi, hem de insanlık dersi vermiştir" değerlendirmesinde bulundu.
ADIM ATMANIN ZAMANI GELDİ
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde 2 ülkenin "süreci tıkaması" nedeniyle karar alınamadığını vurgulayan Erdoğan, "Demek ki Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi şu anda iş yapamaz durumda. Dolayısıyla 100 binin öldürüldüğü bir Suriye'de artık burada ortak hareket etmenin kararına vardık. Yani bugün bir gönüllüler koalisyonu olabilir. Ama burada artık bir adım atmanın zamanı gelmiştir. Çünkü burada ölümlerin durma zamanı gelmiştir. İnsani değerlere sahip çıkan insan hakları evrensel beyannamesine sahip çıkanların el ele vermek suretiyle artık burada bir adım atmanın zamanı gelmiştir. 11 yıl boyunca olduğu gibi bundan sonra da ilkeli, kararlı, disiplinli duruşumuzu muhafaza edeceğiz. Hem ülke içinde, hem bölgemizde, barıştıran, kucaklaştıran, helalleştiren bir ülke olarak geleceğe ilerleyeceğiz" ifadelerini kullandı.
RANTA, YAĞMAYA ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ, RIZA GÖSTERMEYECEĞİZ
2023 yılında, Cumhuriyetin kuruluşunun 100'üncü yılını çok farklı şekilde, çok farklı şartlarda kutlayacaklarını söyleyen Erdoğan, İstanbul'un fethinin 6002üncü yılının ve Malazgirt Zaferinin 1000'inci yıldönümü olan 2071'e de milletçe emin adımlarla yürümeye devam edeceklerini söyledi.
Ağustos ayı içinde, yatırımlarda, hizmetlerde ve reformlarda hiç durmadan, hiç duraklamadan ve hiç ara vermeden devam ettiklerinin altını çizen Erdoğan, "Sanal gündemlere takılmadan, yapay gündemlere aldanmadan, Türkiye'nin gerçek gündemiyle ilgileniyor, Türkiye'yi belirlediğimiz hedeflere ulaştırmak için çok yoğun şekilde çalışmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda, Ağustos ayı içinde de birçok hizmeti, birçok eseri ülkemize, şehirlerimize kazandırdık" dedi.
Ağustos ayı içinde yapılan yatırımları anlatan Erdoğan, Kentsel Dönüşüm Projesiyle "Hiç kimseyi mağdur etmeyeceğiz. Hiç kimsenin hakkının yenmesine de göz yummayacağız. Ranta, yağmaya asla izin vermeyeceğiz, rıza göstermeyeceğiz. Tek bir derdimiz var; O da halkımızı daha sağlam konutlara, daha güzel bir çevreye, daha yaşanabilir şehirlere kavuşturmaktır" şeklinde konuştu.
İçeride kalkınmak, ilerlemek ve daha bayındır hale gelmek için yoğun bir mücadele verdiklerini aktaran Erdoğan, diğer yandan dış politikada Türkiye'nin çok daha itibarlı bir konuma yükselmesi için de var güçleri ile çaba harcadıklarını söyledi. Bu kapsamda, yurt dışı temaslarına ağırlık verdiklerini belirten Erdoğan, Türkmenistan'a yaptığı çalışma ziyaretinde verimli görüşmeler yaptığını söyledi.
ULUSLARARASI TEMASLAR SÜRECEK
Mısır ve Suriye'deki gelişmeleri değerlendirmek amacıyla yürütülen telefon diplomasisine, Ağustos ayında da yoğun biçimde devam ettiklerini belirten Erdoğan, " Fransa, Almanya, Yunanistan, Rusya, İngiltere, Malezya, Katar, İtalya, Pakistan, Hollanda, Danimarka, Endonezya lideriyle Ayrıca Birleşmiş Milletler Genel sekreteri ile telefon görüşmeleri yaparak, gerek Mısır'da, gerek Suriye'de durumun ciddiyetini ve derhal bir şeylerin yapılması gerektiğini muhataplarımıza ilettik. Bu çerçevedeki uluslararası temaslarımız, önümüzdeki süreçte de devam edecek" diye konuştu.
"Bölgemizde ne kadar büyük acılar yaşanırsa yaşansın, Türkiye olarak, kendi gündemimizle, kendi hedeflerimize doğru ilerliyor, büyük devlet refleksiyle hareket ediyoruz" diyen Erdoğan, Türkiye'nin de katkılarıyla, bölgede sorunların çözüme kavuştuğunda, Türkiye'nin ilerlemesi, kalkınmasının daha da ivme kazanacağı temennisinde bulundu. Tekrar görüşünceye kadar vatandaşları Allah'a emanet eden Erdoğan, "Hepinize sevgi ve saygılarımı sunarken bölgemizde barışın egemen olduğu kanın ve ölümün durduğu bir dünyayı Allah'tan niyaz ediyorum" dedi.
Son Dakika › Güncel › Erdoğan: Artık Bir Adım Atmanın Zamanı Geldi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?