Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 1915 olaylarıyla ilgili mesajını değerlendirirken, "Özgüveni olan birisi tartışmaktan korkmaz. Bu açıdan Türkiye çok büyük mesafe aldı. Aslında ümit ederiz ki Ermeni diasporası da bu mesafeyi alır" diye konuştu.
NTV'de yayınlanan Bugün Yarın programında, Başbakan Erdoğan'ın her alanda normalleşmeye verdiği öneme vurgu yapan Davutoğlu, "siyasetin zihniyet dönüşümüyle olduğuna inandığını ve bunun da insanın kendi içinde barışık olmasıyla mümkün olacağını" belirtti.
"Tarihin parantezlerini kapatmamız lazım artık" diyen Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak Balkan Savaşı'ndan, bir Dünya Savaşı'ndan, Trablusgarp hatta daha öncekilerden, gerileme dönemlerinden gelen travmaları yaşadık. Büyük bir devlet kurmuştuk. İçinde her bir şehrin kültürel birikimiyle devlet kurduk. Sonra o küçülmenin getirdiği bir travma yaşadık. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir devlet olarak doğarken bu travmaları da miras aldı ve doğaldır, bunu hiç de yadırgamamak lazım. Ama aradan yüz yıl geçmişse biz olgun devlet geleneğimiz içinde, asırları aşmış devlet geleneğimiz içinde ve bu toprakların kültürü içinde çok daha özgüvenle, çok daha açık bir şekilde meseleleri konuşabilmemiz lazım.".
"Özgüveni olan birisinin tartışmaktan korkmayacağının" altını çizen Davutoğlu, "Bu açıdan Türkiye çok büyük mesafe aldı. Aslında ümit ederiz ki Ermeni diasporası da bu mesafeyi alır. Benim Erivan'a giderkenki rahatlığım gibi Ermenistan Dışişleri Bakanı da Ankara'ya rahatlıkla gelebilir" diye konuştu.
Üç ayaklı süreç
Davutoğlu, "çok değişik parametreleri aynı anda kontrol edemezseniz bir barışı zor kurarsınız" diyerek, Ermenilere uzun süredir normalleşmeyi istediklerini anlatmaya çalıştıklarını söyledi.
"Ama bu üç ayaklı bir süreç. Türkiye ve Ermenistan'ın ikili ilişkileri, Türk ve Ermenilerin dünyanın her yerinde karşı karşıya geldiklerinde, selamlaştıklarında iki halk olarak konuşmalarında barışın sağlanması, üçüncüsü de Ermenistan ve Azerbaycan arasında barış için adım atılması" diyen Davutoğlu, bunlardan herhangi birinde mesafe alıp diğerinin ihmal edilmesinin bütün sistemi çökertebileceğini kaydetti.
"Tarihi olarak bir uzlaşı çağrısında bulunduklarını" ifade eden Davutoğlu, Erivan'da da "Adım adım birlikte yürüyelim, bütün sınırları açalım, Avrasya'nın en serbest alanını Türkiye, Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan arasında kuralım" mesajını verdiğini ancak bunun kolay bir süreç olmadığının da farkında olduğunu belirtti.
"Konjonktürel bir metin değil"
"Siyaset eğer cesurca resmi dili değiştirme iradesi gösterirse Sayın Başbakanımızın gösterdiği gibi ve bunun entelektüel bir arka planı varsa o zaman bir dönüşüm yaşanıyor. Bunun referans bir metin olmasına önem verdik" diyen Davutoğlu, açıklamanın "ABD Başkanı Barack Obama'nın 24 Nisan açıklamasını engellemek üzere yapıldığı" değerlendirmesine de karşı çıkarak, "bunun konjonktürel bir metin olmadığını, böyle okunmaması gerektiğini" söyledi.
Davutoğlu, "Ben eminim bu metinden sonra birçok Türk aydın, entelektüel, dünyanın değişik yerlerinde bir tarihçi, kendini anlatırken, görüşü ne olursa olsun arkasında böyle evrensel dili kullanan bir Türk resmi söyleminin gücünü hissedecek" dedi.
Bakan Davutoğlu, "Türkiye'nin bu mesajına karşılık ne olabilir, nasıl bir cevap bekliyorsunuz?" sorusu üzerine, "Şimdi bu tür durumlarda iki taraf var ise bir taraf el uzatmışsa zihin uzatmışsa ve gönül uzatmışsa o zihin ve gönül ve el orada durur" diyerek, oluşan yanlış algıyı kökten sarsacak bir adım attıklarını söyledi. Davutoğlu, "Şimdi diasporanın farklı olduğundan bahsediliyor. O aslında bir şans. Biz hepsinden bir anda bütün ezberleri bozan hamleler beklemiyoruz" diye konuştu.
Başbakanın bu açıklamayı kendi adına değil, ülke adına yaptığına işaret eden Davutoğlu, bunun, adil ve insani duruşa sahip Ermenilerin gönlüne ve aklına hitap edeceğini ve orada etki uyandıracağını söyledi.
Böyle hamlelerin suya atılan bir taş gibi olduğunu belirten Davutoğlu, "Kendi halelerini oluşturur ve bir müddet sonra suya baktığınızda o dalgaları görürsünüz. Ama önce dalgalar oluşsun sonra ben taşı atayım diyemezsiniz. Tarihe öncelik verecek olanlar başkalarını beklemeden gerekli taşı gerekli zamanda atarlar" dedi.
Davutoğlu şöyle devam etti:
"Beraber çalıştığım diplomat arkadaşlarım bu metni oluşturma talimatını kendilerine verdiğimde bana getirdikleri metne baktım. Bu 10 sene önce olsa muhtemelen benim zihnimdeki kavramsal haritayla o metin arasında daha fazla fark olurdu. Ama baktığım bu metin büyük ölçüde çizilen şeye uygundu. Hiçbir büyükelçi arkadaşım bana şunu demediler ki onların arkadaşları Asala terörü tarafından şehit edilen diplomatlar. Şunu demediler, 'peki onlar da bizim şehit edilen arkadaşlarımız için taziye dilesinler, sonra biz yapalım' demediler. Ama şimdi bizim sorma hakkımız var. O terör saldırısında şehit edilen masum diplomatlarımız için bir taziye dilenecek mi ama bunu beklediğimiz için demiyorum. Ama üçüncü taraflar en azından 'bu adil ve insani duruşun karşısında ne bekliyorsunuz' dediklerinde, klasik tepkiler vermek o Ermeni diasporası yanlılarını kendi mahallelerine hapseder. Devrimci tepkiler verirlerse o zaman birlikte bir mahalle kurarız. Birlikte otururuz ve her şeyi konuşuruz. Biz bu devrimci adımı attık. Eminim onlar arasında da bu devrimci adıma olumlu anlamda mukabelede bulunacaklar çıkacak ve bu geleceği birlikte inşa edeceğiz diye ben ümit ediyorum."
Yunanistan'a gittiğinde, orada Türkiye'den giden Rumlarla buluştuğunda da bu çağrıyı yaptığını hatırlatan Davutoğlu, "Çok dar kesimden gelen birtakım eleştirel ya da sert tavırları ise biz suhuletle ya da 'bunlar da olabilir, her dönemde her şartta bu tür tepkiler de gelebilir' diyerek soğukkanlılıkla karşılayıp yola devam etmemiz lazım. Ümit ederiz ki zihinden zihine, gönülden gönüle doğru uzanan bu el karşılıksız kalmaz" dedi.
- Ankara
Son Dakika › Güncel › Başbakan Erdoğan'ın 1915 Olaylarına İlişkin Mesajı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?