Yetimhaneden ve yetimlerden görüntüler
Ömer Kesmen ile röportaj
Yetimlerin pikniği, denize girmeleri
Abdullah Sevinç, Murat Kantarcı ve Hasan Aydın'ın açıklamaları
Filipinler'de Müslümanların yoğun yaşadığı Bangsamoro Özerk Bölgesi'nde iki yetimhanenin sorumluluğunu yürüten İHH'nın bölge temsilcisi Ömer Kesmen'e gecesini gündüzüne katarak sahip çıktığı yetim çocuklar ve bölge halkı, "Ömer Baba" şeklinde hitap ediyor
Müslüman yetimlerle arasında kısa sürede baba-evlat ilişkisi oluşan Kesmen, aynı zamanda bölgede yerleşik yardım faaliyeti yürüten tek Türk olma özelliğini taşıyor
İHH Bangsamoro Bölge Temsilcisi Ömer Kesmen:
"Bütün bu zorlukların karşısında Cenabıhak'tan daha büyük mükafatlar alacağımıza inanıyoruz"
Sadakataşı Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Murat Kantarcı:
"Yıllardır tanığımız, fakat 'tanıyamadığımız' Ömer Kesmen'in burada 'Ömer Baba' olduğunu anladık. Kendisi benim 20 yıldır arkadaşım. Birçok bölgede birlikte olduk, özellikle kriz bölgelerinde kendisi hep yanımızdaydı. Pakistan'da, Irak'ta, Suriye'de beraberdik. Yalnız burada Ömer Kesmen'in Ömer Kesmen değil, 'Ömer Baba' olduğunu gördük"
KAAN BOZDOĞAN- Bangsamoro Özerk Bölgesi'nde 7 yıldır iki yetimhanenin sorumluluğunu yürüten İHH Bangsamoro Bölge Temsilcisi Ömer Kesmen, bölgede "baba şefkati" ile gecesini gündüzüne katarak sahip çıktığı yetimlerin taktığı "Ömer Baba" adıyla tanınıyor.
Filipinler'in Bangsamoro Özerk Bölgesi'nde İHH (İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı) öncülüğünde kurulan iki yetimhanenin sorumluluğunu yürüten Ömer Kesmen, 7 yıl önce insani yardımları ulaştırmak için geldiği bölgede yetimlerin yanı sıra halkın sevgisini kazandı.
Babacan tavırları ve hissettirdiği baba şefkati dolayısıyla yetimhanedeki çocukların "Ömer Baba" diye hitap ettiği Kesmen, zaman içerisinde bölgede de bu şekilde tanınmaya başlandı. Yetimler, baba özlemini "Ömer Baba" ile giderirken, bölge halkı da Kesmen'e "Ömer Baba" ya da "Üstat" şeklinde sesleniyor.
Yetimlerle arasındaki baba-evlat ilişkisinin ünü bölgeye yayılan Kesmen, aynı zamanda bölgede yerleşik yardım faaliyeti yürüten tek Türk olma özelliğini de taşıyor.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Ömer Kesmen, 120 kişi kapasiteli Uğur Süleyman Söylemez Yetimhanesi'nde 102, 90 kişi kapasiteli Hacı Şerefoğlu Yetimhanesi'nde ise 64 yetimin barındığını, çocukların eğitimlerin yanı sıra geleneksel piknikler, sportif ve sosyal etkinliklerle keyifli zaman geçirdiğini söyledi.
Kesmen, Moro Müslümanları ile inanç ya da tarihi hiçbir ortak bağı bulunmayan yabancıların bölgede sömürgeci anlayışla çalışma yürüttüğüne değinirken, kendisinin bölgede saygı ve hürmet görmesini iyi niyet ve "ikinci ajanda" sahibi olarak bölgeye gelenlerden olmamasına bağlıyor.
Moro Müslümanlarının kalbinde her zaman ayrı bir yerinin bulunduğunu belirten Kesmen, İHH Genel Başkan Yardımcısı iken Bangsamoro'ya yerleşmenin içinde karşı konulamaz bir arzu oluşturduğunu, ardından genel başkandan "olur" alarak bölgeye ilk ziyaretini gerçekleştirdiğini anlattı.
Bölgeye geldiğinde Müslümanların çok zor şartlarda mücadele verdiğine şahitlik ettiğini, Türkiye'ye döndükten sonra durumu arkadaşlarıyla paylaştığını, bir ay sonra da Bangsamoro'ya yerleşerek yetimhanede göreve başladığını dile getirdi.
Yaşamları boyunca çoğu ilk kez "yabancı Müslüman" gören halkın kendisini büyük sevinçle karşıladığına vurgu yapan Kesmen, Moro Müslümanlarına yönelik hassasiyetin her geçen gün artmasıyla bölgede yardım faaliyetleri yürütmeye başladığını kaydetti.
Moro Müslümanları ile Türk milleti arasında Osmanlı Cihan Devleti'nden kalma tarihi bağın bulunduğuna işaret eden Kesmen, Morolu yetimlerin öz evlatlarından farklı olmadığını belirtti.
"Cenabıhak'tan daha büyük mükafatlar alacağımıza inanıyoruz"
Ailesi İstanbul'da yaşayan Kesmen, eşi ve çocuklarının bir dönem bölgede kaldığına ve Türkiye'ye döndükten sonra zaman zaman bölgeyi ziyaret ettiklerine dikkati çeken Kesmen, çocuklarıyla telefonda kimi zaman duygusal konuşmalar yaşandığını belirtti.
Kesmen, en küçük kızının telefonda kendisine, "Ya tamam baba, benim ulaşabildiğim, telefon ettiğimde cevap veren bir babam var ama onların hiçbir zaman böyle bir şeyleri olmayacak. Sen git onlara babalık yap, ben burada sabrederim." dediğini anlattı.
Kesmen, şöyle devam etti:
"Buradaki yaşantıyı da kendisi bildiği için, bu çocukların duygularını, yaşadıklarını bizatihi kendisi tecrübe ettiği için böyle bir yaklaşım gösterdi. Yıllarca bu böyle devam etti. Bu böyle çok zor. Hem kendi çocuklarım hem buradaki yetimler, ikisini bir arada götürmek, ikisini bir arada yürütmek gerçekten çok zor bir hayat."
Ailesini de ihmal etmemeye özen gösterdiğini söyleyen Kesmen, "Kendi çocuklarım ihmal ediliyor mu, bu konuda gerçekten bir cevap veremiyorum. Bunu onlara sormak lazım. Onlar da burada yaptığımızın işin, buradaki yetimlerin dünyasında nasıl bir yer edindiğimizi çok iyi bildikleri için bu konuda onlar da sabır gösteriyorlar. Bu zor hayatı böyle devam ettiriyoruz. Şuna inanıyoruz; bütün bu zorlukların karşısında Cenabıhak'tan daha büyük mükafatlar alacağımıza inanıyoruz." diyerek sözlerini tamamladı.
"İyi ki varsın Ömer baba"
Sadakataşı Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Murat Kantarcı, kurban faaliyetleri kapsamında bölgeye geldiğinde 20 yıllık arkadaşını adeta yeniden tanıdığını söyledi.
Kantarcı, "Yıllardır tanığımız, fakat 'tanıyamadığımız' Ömer Kesmen'in burada 'Ömer Baba' olduğunu anladık. Kendisi benim 20 yıldır arkadaşım. Birçok bölgede birlikte olduk, özellikle kriz bölgelerinde kendisi hep yanımızdaydı. Pakistan'da, Irak'ta, Suriye'de beraberdik. Yalnız burada Ömer Kesmen'in Ömer Kesmen değil, 'Ömer Baba' olduğunu gördük." dedi.
Kendisi Türkiye'de iken Ömer Kesmen ile sık sık telefonda görüştüğünü ve ara ara, "Ne zaman dönüyorsun?" diye sorduğunu anlatan Kantarcı, durumun ağırlığını ve hassasiyetini bölgeye geldikten sonra anladığını belirtti.
Kantarcı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Telefonda konuştuğumuzda, 'Ne zaman dönüyorsun' diye soruyordum. Kendisi de, 'Hacı ağabey, zor gibi görünüyor' derdi. Burada kendisini gördüğümüzde ve sorduğumuzda, 'Ben bu çocukları, bu yetimleri, çocuklarımı bırakıp nasıl döneyim, sen söyle' dedi. Ben de artık Ömer babaya hak veriyorum. Buradan dönmesi çok zor gibi görünüyor."
Ömer Kesmen'in yetimlerle birebir ilgilendiğine, 194 yetimi her ay pikniğe ve denize götürdüğüne tanıklık ettiğini aktaran Kantarcı, "Allah kendisinden razı olsun. İyi ki varsın Ömer baba." diye konuştu.
Sadakataşı Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Sevinç de Ömer Kesmen'in yetimlerle sıkı ve samimi bağ kurduğunun altını çizdi.
Kesmen'in bölgede "Ömer Baba" olarak anıldığını kaydeden Sevinç, "Bir yetimin onun arkasından ağlayarak, 'Ne olur, bizi bir iki gün de olsa terk etme' dediğini öğrendik." değerlendirmesinde bulundu.
Sevinç, Bangsamoro'nun Ömer Kesmen'i çok sevdiğini ve kolay kolay bırakmayacağına inandığını sözlerine ekledi.
Almanya'dan yardım faaliyetleri kapsamında Bangsamoro'ya gelen Hasan Aydın ise şunları kaydetti:
"Yetim kardeşlerimizin biyolojik babaları yok ama Ömer babaları var. Ona olan muhabbetleri gerçekten takdire şayan ve görülmeye değer. Ömer babaları çağırdığı zaman her şeyi bırakıp direkt ona koşuyorlar."
Aydın, bu bağın kendilerini hem duygulandırdığını hem de mutlu ettiğini ifade etti.
Yetimlerin Türkçe şarkı aşkı
Yetimhanedeki bazı çocuklar, ana dillerinin yanı sıra Türkçe'de konuşabiliyorlar. Yurda gelen Türk heyetlerle sohbet eden "Kesmen'in evlatları", misafirperverlikleriyle de kendilerine hayran bırakıyorlar.
Yetimhane bahçesindeki parkta tahterevalli ve salıncağa binen, yöresel oyunların yanı sıra voleybol ve badminton oynayarak arkadaşlarıyla güzel zaman geçiren çocuklar, birçok Türkçe şarkı ve marşı da ezbere biliyorlar.
Yetimler, Lübnan asıllı İsveçli şarkıcı Maher Zain'in Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için hazırladığı "Hasat Vakti" şarkısı ile Rafet El Roman ve Mustafa Ceceli'nin bazı şarkılarını hep birlikte seslendirdi.
Son Dakika › Güncel › Bangsamorolu yetimlerin 'Ömer Baba'sı - FİLİPİNLER - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?