Tahliye edilen emekli askerler, Silivri Cezaevi'nden ayrıldı.
Balyoz soruşturması kapsamında Cuma günü aralarında emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 14 kişinin tahliyesine karar veren hakim 12 kişiyi daha tahliye etti.
Aralarında emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık ile emekli Tümgeneral Tuncay Çakan'ın da aralarında olduğu 12 şüpheliye yurt dışı çıkış yasağı konuldu.
Balyoz soruşturması kapsamında emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık ile emekli Tümgeneral Tuncay Çakan'ın da aralarında olduğu 12 kişi tahliye edildi.Şüphelilere yurt dışı çıkış yasağı konuldu.
12 KİŞİ TAHLİYE EDİLDİ
Emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında olduğu 14 kişinin 18 Haziran'da tahliye edilmesinin ardından soruşturma kapsamında bugün de yeni tahliyeler çıktı.
İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi Yılmaz Alp tarafından verilen kararla, emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık, emekli Tümgeneral Behzat Balta, emekli Tümgeneral Tuncay Çakan, emekli Tümgeneral Halil Kalkanlı, emekli Tuğgeneral Mehmet Kaya Varol, emekli Tuğgeneral İzzet Ocak, emekli Albay Emin Küçükkılıç, emekli Albay Mümtaz Can, emekli Albay Suat Aytın, emekli Albay Ali İhsan Çuhadaroğlu ile Albay Recep Yıldız ve Albay Murat Özçelik tahliye edildi. Kararda tutuklamanın bir tedbir olduğu hatırlatılarak "CMK'nın 100. maddesinde 'Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebileceği, işin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemeyeceği' hükme bağlanmıştır" denildi.
CMK'nın 100/2. maddesinde ise tutuklama nedenlerinin hangi hallerde var sayılacağının düzenlendiği belirtilen kararda, "Şüpheliler yönünden, dosyada mevcut deliller kapsamında CMK 100/2. maddesinde belirtilen tutuklama nedenleri mevcut değildir. Şüphelilerin soruşturma aşamasındaki davranışları, sosyal statü ve konumlarına göre kaçma olasılıklarının bulunmadığı, delillerin toplanmış olması itibariyle delillerin yok edilmesi, gizlenmesi ve değiştirilmesi ile tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması hususunda kuvvetli şüphe bulunmamaktadır" ifadeleri yer aldı. Dosyaya giren bilirkişi raporlarına da atıfta bulunulan kararda, "Ayrıca dosyada mevcut bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla alınan 16 Haziran 2010 tarihli TÜBİTAK bilirkişi raporu, MİT Müsteşarlığı'nın 2 Nisan 2010 ve 5 Nisan 2010 tarihli yazıları, Genelkurmay Başkanlığı'nın 22 Şubat 2010 ve 14 Mayıs 2010 tarihli yazıları, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın 19 Nisan tarihli yazıları dikkate alındığında eylemin aşamasına göre şüpheliler lehine suç vasfının değişme olasılığı da mevcuttur. Mevcut deliller doğrultusunda şüphelilerin katıldıkları ya da görevlendirildikleri Balyoz seminer planında, yapılması planlanan eylemlerin icra hareketlerinin gerçekleştirildiğine ilişkin somut olgular bulunmamaktadır. Bu durumda şüpheliler hakkında TCK'nın 316. maddesinin uygulanması söz konusu olabilecektir ve suç için anlaşma olarak düzenlenen suç CMK 100/3. maddesinde sayılan tutuklama nedeninin varsayılabileceği suçlardan da değildir" denildi.
"HUKUK HERKESE EŞİT UYGULANMALI" VURGUSU
Anayasa'nın 2. maddesinde devletin niteliklerinin belirlendiği ifade edilerek bu maddenin hukuk devletinin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan herkese eşit olarak uygulanması anlamını taşıdığı kaydedildi. Anayasa'nın 10. maddesinin ise kanun önünde eşitlik ilkesinin içeriğinin anlatıldığına dikkat çekilen kararda, "Aynı dosya kapsamındaki soruşturma aşamaları göz önüne alındığında aynı suç isnadıyla soruşturulan bir kısım şüpheliler gözaltı süresi sonunda tutuklanmış, bir kısım şüpheliler ise gözaltına alınmadan sorgu talebiyle nöbetçi hakimliğe dahi sevk edilmeden serbest bırakılmışlardır" denildi.
"SEMİNERE KATILMADILAR, GÖREVLENDİRİLDİLERö
Kararda tahliye gerekçeleri şöyle açıklandı:
"Dosyadaki tüm şüpheliler 5-7 Mart 2003 tarihlerinde yapılan Balyoz Harekat Plan Semineri'ne katılan veya olasılığı en yüksek tehlike senaryosu olarak isimlendirilmiş çalışma sırasında seminere katılmamış olmakla birlikte, görevlendirilmiş kişilerdir. Verilen tutuklama kararlarından sonra devam eden soruşturma kapsamında aynı eylem nedeniyle şüpheli olan bir çok kişi bizzat İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, bir kısım şüpheliler ise talimat yoluyla ifadeleri alındıktan sonra Cumhuriyet Savcılığı'nca serbest bırakılmıştır"
AİHM KARARLARINDAN ÖRNEK VERİLDİ
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Ilijkov -Bulgaristan davasında verdiği karara da değinen Hakim Yılmaz Alp, bu davanın kararında tutukluluğu haklı kılacak nedenler ve gerekçelerin açıklandığını ve Clooth -Belçika, Müler -Fransa, LAbita -İtalya davalarına atıflar yapıldığını anlattı. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza, delil durumu, tutuklulukta geçen süre ve Anayasa'nın 13. maddesinde gösterilen ölçülülük ilkesinin dikkate alındığı kararda, şüpheliler hakkında yurtdışı çıkış yasağı konulmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Anayasa, AİHM kararları ve CMK'nın amaç ve içeriklerine uygun olacağı ifade edildi.
YURTDIŞI ÇIKIŞ YASAĞI KONULDU
Kararda şu ifadeler yer aldı:
"Şüphelilerin tutuksuz yargılanmalarının, yargılamanın amacına ulaşmasına engel olmayacağı, tutuklamanın bir tedbir olma niteliği, şüphelilerin tutuklulukta geçirdiği süreler de dikkate alındığında, şüphelilerin avukatlarının tahliye taleplerinin kabulüne, yurtdışı çıkış konularak adli kontrol altına alınmalarına karar verilmiştir"
Bu nedenle 12 şüphelinin yurt dışı çıkış yasağı konularak tahliye edilmesine karar verilerek savcıların İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti'ne itiraz hakkının olduğuna vurgu yapıldı.
3 TUTUKLU KALDI
Soruşturma kapsamında son 4 günde tahliye edilenlerin sayısı 26 oldu. Balyoz soruşturmasında sadece Albay Cengiz Köylü, Emekli Albay Kubilay Aktaş, Astsubay Musa Fariz tutuklu olarak kaldı.
Son Dakika › Güncel › Balyoz'da 12 Tahliye Daha.. (2) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?