Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde bölgesinde bir istikrar merkezi ve çevresinde de bu istikrarı oluşturmaya, barış ortamını geliştirmeye çalışan bir ülke olarak dikkati çektiğini bildirdi.
Dağlıoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin katılımıyla düzenlenen "Akşam Future&Trends Summit 2023" programında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendilerine verdiği bir vizyon, hedef bulunduğunu, bu hedefin "dünyada ilk 10 ekonomi arasına girmek" olduğunu söyledi.
Bunu başarmak için ülke olarak rekabetçi olunması gerektiğini belirten Dağlıoğlu, özel sektörün dünyada rekabetçi olması, rekabetçi olabilmek için de geleceği öngörebilmek, tasarlayabilmek, trendleri okuyabilmek gerektiğini kaydetti.
Dağlıoğlu, Dünya Ekonomik Forumu'nun dünyadaki temel trendleri değerlendirdiği raporun geçen hafta yayınlandığını, bunlar arasından 3 başlığı seçtiğini, birincisinin sürdürülebilirlik olduğunu aktardı.
Sürdürebilirlik hedeflerine ulaşmanın kendileri için çok kıymetli olduğunu vurgulayan Dağlıoğlu, şunları kaydetti:
"Geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında bir toplantı yapıldı. Burada 2053 yılı için net sıfır emisyon hedefimizi tekrar ele aldık. Bu hedefe ulaşmak kıymetli. Bizim için en büyük enstrüman teknolojik altyapımız, dijitalleşme gücümüz. Baktığımız zaman ülkemizde son yıllarda çok başarılı teknoloji girişimlerimiz var. Bütün sektörlerde ciddi bir dijital dönüşüm, elektrikli dönüşüm, sürdürülebilir dönüşüm yaşanıyor ve burada çok merkezde rol alan bu teknolojik dönüşümde biz ülke olarak rakiplerimizin ötesinde olduğumuzu gözlemliyoruz.
Üçüncü ve kritik bir başlık ise jeopolitik gündem. Dünyada maalesef küresel anlamda önümüzdeki yıllara dair büyük bir istikrar öngörüsü yok. Bütün dünyada bu jeopolitik gelişmelerin nasıl şekilleneceği konuşulurken, bütün ülkeler kendi bölgesinde daha istikrarlı ortamlar oluşturmaya çalışıyor. Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bölgesinde bir istikrar merkezi ve çevresinde de bu istikrarı oluşturmaya, barış ortamını geliştirmeye çalışan bir ülke olarak dikkati çekiyor."
Bu üç başlığın dokunmuş olduğu çok ciddi somut sonuçlar olduğunu, bunun salgınla, jeopolitik gündemle daha da hızlandığını ve hızlanmaya devam edeceğini aktaran Dağlıoğlu, Türkiye'nin bu anlamda da yatırımcılar için cazip bir yatırım merkezi olduğunu, bunu somut rakamlarla, istatistiklerle görmenin mümkün olduğunu söyledi.
"Türkiye'nin rekabetçi gücünü koruyarak yatırımları çekmeye devam edeceğini öngörüyoruz"
Ahmet Burak Dağlıoğlu, son 3 yıllık uluslararası doğrudan yatırımlarda şirketlerin, sektörlerin kırılımına bakıldığında iki temel sürükleyici faktör olduğunu gördüklerini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Birincisi, bizim teknoloji girişimlerimiz, onların uluslararası yatırımcılardan aldığı sermaye. İkincisi de ihracat odaklı şirketlerin bölgemizdeki tedarik zinciri faaliyetlerini Türkiye merkezli olarak güçlendirme çalışmaları. Bu neyi kapsıyor? Türkiye'de yapılan AR-GE merkezi, tasarım merkezi yatırımlarını, ülkemizde kurulan şirketlerin küresel tedarik merkezi operasyonlarını, üretim faaliyetlerini, lojistik merkezi, bölgesel eğitim merkezi ve bölgesel yönetim merkezi yatırımlarını... Baktığımız zaman önümüzdeki dönemde Türkiye'nin rekabetçi gücünü koruyarak bu yatırımları çekmeye devam edeceğini öngörüyoruz. Bunun için de çok temel, ülkemizin ortaya koyduğu 4 ana değer önerisi var. Bunları da hatırlamak lazım.
Türkiye, son 20 yıllık perspektife baktığımız zaman hızlı büyüyen ve dayanıklı bir ekonomi. Yine baktığımızda 2003'ten bu yana yıllık ortalama büyüme hızı 5,3 olan bir ülkeden bahsediyoruz. Son döneme baktığımız zaman sürekli en hızlı büyüyen ekonomilerden biriyiz. Son bir yılda 1,3 milyon istihdam ürettik ve bu aslında uygulanan politikaların sonucu. Her zaman söylediğimiz gibi önceliğimiz ekonomik büyüme, istihdam üretme, ihracatın artması ve bu şekilde cari fazlaya ulaşmaya çalışan bir ekonomiyiz. İkinci güçlü değer önerimiz, Türkiye'de uluslararası ve tabii ki yurt içindeki yatırımcılara her zaman daha yatırımcı dostu bir iklim sunmayı vadediyoruz. Uyguladığımız reform ajandaları her zaman buna hizmet ediyor. Üçüncü kıymetimiz ise tabii ki yetkin iş gücümüz. Türkiye bütün coğrafyaya baktığımız zaman çok güçlü, derin bir yetenek havuzuna sahip, Son olarak da Türkiye; Asya, Avrupa ve Afrika'nın kesişim noktasında. Küresel pazarlara erişim sağlayan bir ülke, ekonomi. Bu sebeple önümüzdeki yıllarda da yatırımların hızlı artarak devam edeceğini öngörüyoruz."
"Son yıllarda yerli yatırımcıların sayısı rekor tazeliyor"
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Öztop da makroekonomik dengesizliklerin, enerji kriziyle artan etmenlerin küresel piyasaları olumsuz etkilemesine karşın Türkiye sermaye piyasalarının son yıllarda çok başarılı bir performans sergilediğini ifade etti.
Rekorların tazelendiği bir yılda özellikle küresel salgından sonra sermaye piyasaları olarak gerek arz gerek talep tarafında rekorlar kırıldığını, yatırım ekosisteminin güçlendiği bir dönemin yaşandığını vurgulayan Öztop, şöyle devam etti:
"Piyasalarımızın özellikle 2022'de küresel piyasalardan pozitif ayrışarak sağladığı başarılı performansta hükümetimizin büyümeyi önceleyen, sermaye piyasalarını destekleyen politikaları, kamu-özel sermaye piyasası kurumlarının dijital dönüşüme uyumu, üyelerimizin kesintisiz olarak sundukları teknolojik hizmetler etkili oldu. Son yıllarda yerli yatırımcıların sayısı rekor tazeliyor. Şu anda yatırımcı sayısı 3,9 milyon. Aynı şekilde son 3 yılda yerli yatırımcılarımızın pay varlıkları 10 kat arttı. Aynı dönemde portföy yönetim şirketlerinin yönettikleri portföy büyüklüğüne baktığınız zaman 6 kat arttı. Bunlar kolay işler değil. Girişim ekonomisi sermayesi yatırımlarına baktığımız zaman ise burada da girişimcileri özellikle çok ciddi şekilde desteklemiş bulunuyoruz. 2019 yılı itibarıyla 1,5 milyar TL iken, şu anda 44 milyar TL'ye ulaştık. Bu da özellikle teknolojik yatırımları destekleyen bir ekosistemi yaratmakta ciddi bir şekilde başarı elde ettiğimizi gösteriyor."
Öztop, yabancı yatırımcı ilgisinin dışında, şirketlere sermaye piyasalarından ciddi bir fon da aktardıklarına, halka arzların yine rekor tazelediğine işaret ederek, "Sermaye piyasalarımızın son yıllarda yakaladığı bu ivmenin bu yıl da devam edeceğine inanıyoruz. Sermaye piyasaları; ürün çeşitliliği ve enflasyondan korunma amacında olan yatırımcılar için önemli imkanlar ve fırsatlar sünüyor. Türkiye ekonomisi ile birlikte şirketlerimizin de önemli ölçüde büyüdüğünü gözlemliyoruz. Bütün bunların alternatif getiri arayışında olan yatırımcıların sermaye piyasalarına ilgisinin artmasında etkili olacağını düşünüyoruz. Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği olarak gerek yatırımcı gerek halka arz anlamında şirketlerin sermaye piyasasına olan ilgisinin 2023 yılında güçlü bir şekilde devam edeceğini düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.
Son Dakika › Güncel › Akşam Future&Trends Summit 2023 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?