Türk Dünyası Belediyeler Birliği ve Bağcılar Belediyesi iş birliğinde organize edilen "Bağımsızlıklarının 25. Yılında Türk Cumhuriyetleri" paneli, Bağcılar Belediyesi Halk Sarayı'nda düzenlendi.
Panelin açılışında konuşan Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, Türk Cumhuriyetleriyle Türkiye'nin ortak bir medeniyetin mensupları, takipçisi ve mirasçıları olduğunu belirterek, bu kardeş toplulukların uzun yıllar ayrı kaldıklarını söyledi.
Çağırıcı, dil yabancılaşsa da aynı inanç ve duygu paylaşılarak, Türk Cumhuriyetleriyle ilişkiler konusunda kısa zamanda ciddi mesafeler alındığını belirterek, "Türkiye Strateji ve Araştırma Merkezi tarafından dünyanın dört bir yanında yaşayan Türkleri çeşitli sivil inisiyatifleri bir araya getirmek amacıyla kurulan Dünya Türk Forumu toplantıları devam ediyor. Türk Dünyası Belediyeler Birliği olarak yerel yönetimler anlamında ciddi çalışmalar yapıyoruz. 28 ülkeden 1170 üye belediye ile ortak çalışmalar yürütüyoruz." diye konuştu.
-"Türkiye olarak bizim güçlü olmamız lazım"
İstanbul Rumeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Salih Aynural da 5 Türk Cumhuriyetinin 25 yıl önce bağımsızlıklarını ilan ettiklerini hatırlatarak, bu kararın Türkiye açısından son derece mutluluk verici olduğunu söyledi.
Aynural, bu beş ülkenin bağımsızlıklarını ilk tanıyan ülkenin de Türkiye olduğunu dile getirerek, bağımsızlıklarını ilan eden kardeş cumhuriyetlerin ilk yıllarda birtakım ekonomik problemlerle karşı karşıya kaldıklarını ifade etti.
Türk Cumhuriyetlerinin 25 yıllık süreç içinde ekonomilerinin yerli yerine oturduğunu aktaran Aynural, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünyayı daha yakından tanıdılar, gençler yurt dışına gidip eğitimler aldı. Yeni kurumlar oluşturdular. Uzun yıllar demir perde ülkesi olarak işgal altındaydılar. İradeleriyle yönetimde bulunamıyorlardı. Şimdi kendi ülkelerini yönetme tecrübesine kavuştular. Her geçen gün Türk Cumhuriyetlerinin hem ekonomik hem de kültürel açıdan geliştiğini ve gerçek bir devlet noktasına geldiğini görüyoruz. Bu da bizi çok mutlu ediyor. Türk Cumhuriyetleri ile güçlü ilişkiler kurabilmek için önce Türkiye olarak bizim güçlü olmamız lazım. Türkiye güçlü olduğu takdirde bu cumhuriyetlerle çok daha iyi ilişkiler kurma noktasında olacak. Zira bölgede çok ciddi bir Rusya etkisi var. Biz bu güne adar hep 'dilimiz dinimiz bir dedik' ve bunun üzerine ilişkileri inşa etmeye çalıştık. Dünya gerçeğinde, önce ekonomik ilişiklerin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi gerektiğini gördük. İyi bir iktisadi ilişki kurmazsanız ne kadar diliniz, dininiz bir olsa da güçlü bir bağ kuramıyorsunuz. O nedenle Türk Cumhuriyetleri ile ekonomik ilişkileri çok güçlü bir seviyeye getirmeliyiz."
- "Türk dünyasının kilit ismi Türkiye'dir"
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdülvahap Kara ise Türkiye için Türk Cumhuriyetlerinin büyük önem taşıdığını vurgulayarak, "Cumhurbaşkanımızın bu pazartesi Kazakistan'da olması gerekiyordu. Vahşi terör eylemi nedeniyle gidemedi. Bu patlamayı gerçekleştiren mihraklar, Türkiye ile Türk Cumhuriyetlerinin iyi ilişkiler kurmasını istemiyor olabilir. Planlı olabilir sadece bunu bir PKK olayı olarak görmeyelim. Zamanlama açısından çok manidar. Türkiye'nin bir Şangay Beşlisine girme durumu var. Bu konuda da en büyük destekçisi Kazakistan'dı. Cumhurbaşkanı gitseydi bu konu da mutlaka gündeme gelecekti." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin, Türk dünyası ile ilişkilere çok önem vermesi gerektiğini ve Türk dünyasının kilit isminin Türkiye olduğunu ifade eden Kara, Türkiye ile Türk Cumhuriyetlerinin ilişkilerinin son 25 yılda çok büyük mesafe kat ettiğini ancak istenilen seviyeye henüz ulaşılamadığını ancak Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyinin ekonomik ilişkilere büyük katkı sunduğunu belirtti.
Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Taşağıl da Türk Cumhuriyetlerinin ham madde kaynaklarının doğru kullanımı alanında Türkiye'nin gerekli öncülüğü yapamadığının altını çizerek, şunları kaydetti:
"Bölgenin, Rusya, Çin, ABD ve Batılı güçler tarafından sömürgeleştirilmesinin önüne geçmeliyiz. 25 yılda Türk Cumhuriyetleriyle ilişkiler konusunda çok ciddi mesafe kat ettik ama istenilen seviyede değil. Ülkemiz kendi içinde birçok sorunla uğraştığı için enerjimizi bu bölgeye kanalize etmeye fırsat bulamıyoruz. Türk dünyası ile daha fazla iş birliği yapmalı ve bunu gelecek nesillere de aktarmalıyız."
"En fazla ticaret Azerbaycan ile yapılıyor"
Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Çokgezen ise, Türk Cumhuriyetleri ile iktisadi ilişkilerin SSCB'nin yıkılmasıyla başladığını vurgulayarak, son 15 yılda bu ülkelere yapılan ihracatın büyük ölçüde arttığını söyledi.
Çokgezen en fazla ticaretin Azerbaycan ile yapıldığını vurgulayarak, "Azerbaycan'ı Türkmenistan ve Kazakistan takip ediyor. İthalatı Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan ile yapıyoruz. Azerbaycan'ın ithalatının yüzde 13'ünü Türkiye oluşturuyor. Bu ülkelerden endüstri ürünleri, petrol türevleri, ham madde, bakır, pamuk, pamuk ipliği gibi ürünleri satın alıyoruz. Biz de inşaat malzemesi başta olmak üzere her türlü tüketim maddesi satıyoruz. Müteahhitlik hizmetlerimiz de bu ülkelere devam ediyor. Yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinin yüzde 14'ünü Türkmenistan'da yapıyoruz. Azerbaycan ile Kazakistan'da önemli paya sahip. Bu ülkelerin mal çeşitliliği geliştikçe ticaretimiz daha da artacak." değerlendirmesinde bulundu.
Son Dakika › Güncel › Bağımsızlıklarının 25. Yılında Türk Cumhuriyetleri' Paneli - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?