Eskişehir'de birlikte yaşayan baba ve oğlu, harabe haline dönen evlerinde, hastalık, sakatlık ve kötü koşullar altında adeta yaşam mücadelesi veriyor.
Yıkık duvarlar, kırılmış pencereler, çökmüş zeminler, banyo ve tuvaleti olmayan bir evde kalan baba Fehmi Özden (64) ve oğlu Murat Özden'in (34) hayatı yürekleri burkuyor. Harabe haline dönen evlerinde günlerini geçiren baba-oğul, kötü yaşam koşulları altında hayatlarını sürdürüyor. Günlük bakımlarını dahi yapamayan Özden ailesi, kaderlerine terk edilmiş halde yardım bekliyor. Ayrıca yaşanan tüm zorlukların üstüne; evinin dışında bulunan tuvalete gittiği esnada başı döndüğü için ayağı takılan ve çöken balkon zeminine düşen baba Özden, kalça kemiğini de kırdı. Hastaneye kaldırılan baba, 1 ay yoğun bakımdaki tedavisinin ardından 3 ay da huzurevinde kaldı. Ancak oğluna ulaşarak kendisini yıkık halde de olsa evine götürmesini istedi.
Babasının isteğini kırmayan Murat Özden, kendi de hasta olmasına rağmen babasının bakımını üstlendi. Kalça kemiği kırık olduğu için ihtiyaçlarını gideremeyen babasının kişisel bakımlarına kadar yardımcı olan hayırlı evlat, yetkili ve hayırsever insanlardan yardım bekliyor.
"Yaz aylarında suyu balkona koyuyoruz o su ısınıyor ve akşam da duş alıyoruz"
Yaşadıkları hayatı anlatan 64 yaşındaki baba Fehmi Özden, "Ben buradaki balkondan düştüm ve kalçam kırıldı. Tansiyon ilacımı içmemiştim. Ben de oradan cambaz gibi atlayıp geçiyordum. Ayağım takıldı ve düştüm. Oğlum hastaneye götürmüş. Ameliyata girmişim ama ben hiç hatırlamıyorum tabii. Sonra huzurevine gönderdiler bizi. Orada üç ay kaldım. Yaz aylarında suyu balkona koyuyoruz. O su ısınıyor ve akşam da duş alıyoruz" ifadelerini kullandı.
"Babamı sırtımda Mekke'ye kadar taşırım"
Yüzde 80 psikolojik rahatsızlığı bulunmasına rağmen babasının bakımını aksatmadan yapan Murat Özden ise, "Babamın her gün yanındayım. Haziran ayında üç aylığımı alacağım. Üç ayda bir bin 800 lira para veriyorlar. Babama bakıyorum diye bakım aylığı veriliyordu. O parayı da kestiler. Bugün anca karpuz ekmek yiyebildik. Şimdi de pilav söyleyebildik. İki arkadaşımla çarşıya doğru gitmiştik. Evin yakınlarında 'Murat, Murat!' diye bir ses duydum. Baktım ki babam yerde yatıyor. Tek başıma taşıyamadım. Ambulansı aradım da öyle babamı çıkarabildik. Babam nefes alamıyordu. Hastaneye gider gitmez yoğun bakıma aldılar. Kalbi durmuş gibiydi ve kalçası kırık vaziyetteydi. Bir ay yoğun bakımda kaldı. Daha sonra üç aylığına huzurevine gönderdiler. 'Oğlum Murat, beni buradan çıkar; bağıran, çağıran çok insan var ve yapamıyorum' dedi. O benim babam. Babamı sırtımda Mekke'ye kadar taşırım. Psikiyatri hastasıyım, yüzde 80 derecede rahatsızım. Günde 17 tane ilaç ve insülin kullanıyorum. İlaçlarımı devlet tedarik ediyor. Ben de yüzdesini veriyorum" şeklinde konuştu.
"Bizim evimizi yaptırın ya da bizi bir eve yerleştirin"
Bir süre önce annelerinin hayatını kaybettiğini anlatan Murat Özden, hayırseverlere seslenerek, "Bizim evimizi yaptırın ya da bizi bir eve yerleştirin. Hem böylelikle babama daha rahat bakma ihtimalim olur. Yetkililerden bunları istiyorum. Akrabalarım içinde halam vardı. O bize bakıyordu ama öldü. Babaannem ve dedem öldü. Bir tek babam var; annem zaten yok. Eniştem kalp hastası, onlar da kendine anca bakıyor" dedi. - ESKİŞEHİR
Son Dakika › Güncel › Baba-oğulun Yaşam Mücadelesi Yürekleri Dağlıyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?