* Bilgi Üniversitesi'nce hazırlanan ırk-etnik köken, din-inanç, engellilik, cinsel yönelim-cinsiyet kimliği temellerinde ayrımcılık vakalarının ele alındığı dört izleme raporu açıklandı.
İstanbul Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından "Belgeleme ve Raporlama Yoluyla Türkiye'de Ayrımcılıkla Mücadele Projesi" çerçevesinde hazırlanan ayrımcılık raporları düzenlenen toplantıyla paylaşıldı.
Bağımsız araştırmacılara hazırlatılan raporlar dört başlıkta açıklandı.
NÜFUS CÜZDANLARINDAKİ DİN HANESİ SİLİNMELİ
"Türkiye'de Din veya İnanç Temelinde Ayrımcılığın İzlenmesi Raporu"nu sunan Ergün Kayabaş, raporda 15 şehirde meydana gelen 20 ihlal ve 10 genel uygulamaya yer verildiğini anlatarak, tespit edilen ayrımcılık vakalarının yüzde 13 eğitim alanında, yüzde 12 mal ve hizmetler alanında, yüzde 5'inin de istihdam alanında gerçekleştiğini belirtti. Kayabaş, "İstihdam alanında ÖSYM'nin yaptığı KPSS ve KPDS sınavlarına hiçbir başörtülü adayın başvurusunun kabul edilmemesiyle ilgili konular öne çıktı. Çeşitli kurum ve işyerinde değişik inanç gruplarından olan kişilerin maruz kaldığı bir takım ayrımcı uygulamalar tespit ettik. Eğitim alanında yine ÖSYM'nin gerçekleştirdiği sınavlarda hiçbir başörtülü adayın başvurusunun kabul edilmemesi. Zorunlu din dersleriyle ilgili vakalar dikkat çekti. Okullarda, öğrencilerin maruz kaldığı bir takım ayrımcı uygulamalar olabiliyor. Ders kitaplarında yer alan ayrımcı ifadeler ve çeşitli inanç gruplarının yaptığı bir takım itirazlar var. Mal ve hizmetler alanında ise ilk dikkati çeken nüfus cüzdanlarındaki din hanesiyle ilgili. Bunun yanında Alevi vatandaşların Cemevinde ibadethane ve çeşitli taleplerinin yerine getirilmemesiyle ilgili bir takım konular var" diye konuştu. Özgür Mehmet Kütküt de, yapılması gerekenler noktasında öncelikle ayrımcılık yasağı ve eşitlik ilkeleriyle ilgili bir problemin olduğunu belirterek, bunların tanımlanarak, içeriğinin ortaya konuşması gerektiğine işaret etti. Lozan Barış Anlaşması'nda belirtilen azınlıkların Ermeni, Musevi ve Rumlar'la sınırlandırılmaması gerektiğini söyleyen Kütküt, "Müslüman olmayan veya kendisini Müslümanlığın dışında tanımlayanlar için de anlaşmanın hükümlerin uygulanmalıdır" dedi. Kütküt, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın küçültülerek, devlet himayesinde tek bir dine hizmet veren bir kurum olmaktan çıkarılarak, tüm din ve inançlar için araştırma çalışmaları yapan bir merkeze dönüştürülmesi gerektiğini de dile getirerek, "Nüfus cüzdanlarında bulunan din hanesi ile nüfus kütüklerindeki din bilgisi silinmeli. Her inançtan kişinin inancına göre eğitim görmesinin yolu açılmalı. Kadınların başörtüsü ile üniversitelerde eğitim görmesi, sınavlara girmesi konularındaki kısıtlamaların kaldırılmasını öneriyoruz. Zorunlu din derslerinin seçmeli hale geltirilmesi, seçmeli hale getirilen derslerin içeriğinin tüm din ve inançlar ile inançsızlığı da kapsayacak şekilde genişletilmesi gerektiğini şiddetle vurguluyoruz" diye konuştu.
TÜRKİYE, ULUSLARARASI SÖZLEŞME VE EK PROTOKOLLERE KOYMUŞ OLDUĞU ÇEKİNCELERİ KALDIRMALI
"Türkiye'de Irk veya Etnik Köken Temelinde Ayrımcılığın İzlenmesi Raporu"nu sunan Serap Alp, araştırmalarında genel görüşün Rum Ermeni'lerin devlet memuru olamadıklarını, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde ya da emniyet mensubu olarak görev alamadıklarını belirterek, "Yaptığımız mülakatlar sırasında gayrimüslim azınlıklara üye olan bireylerin öğretmenlik atamaları sürecinde de gördük ki, aynı eğitim fakültesinden mezun olmalarına rağmen gayrimüslim azınlığa mensup olan kişiler azınlık okullarında özellikle Türkçe ve sosyal bilgiler alanında öğretmenlik yapamamaktadırlar" dedi. Alp, öte yandan Romanlar'da çalışma hayatında olanların sadece yüzde 1-2'sinin sigortalı olarak çalışma imkanı bulabildiklerini aktararak, Romanlar'ın iş başvurularının ise ten renkleri ve ikametgahları göz önünde tutularak reddedildiğinin ortaya çıktığını da belirtti. Alp, öneri olarak da Türkiye'nin uluslararası sözleşme ve ek protokollere koymuş olduğu çekinceleri kaldırması, Ulusal Azınlıkların Korunmasına Dair Çerçeve Sözleşme, Eğitimde Ayrımcılığa Karşı UNESCO Sözleşmesi, Avrupa Bölgesel ve Azınlık Dilleri Şartı'nı imzalaması ve hukukundaki tüm ayrımcı düzenlemeleri kaldırması gibi ayrımcılığa karşı yapılması gerekenleri sıraladı.
DEVLETİN BİR EYLEM PLANI YOK
"Türkiye'de Engellilik Temelinde Ayrımcılığın İzlenmesi Raporu"nu sunan Hakan Özgül de, araştırma boyunca birçok ayrımcı vakaya rastladıklarını belirterek, "Sosyal Güvenlik Kurumu'nun sene başında memur alımına ilişkin bir ilanda engelli olmaması kriteri söz konusuydu. Yine Maliye Bakanlığı'nın yaptığı bir yayında yine engelli olmaması şart koşuluyordu" dedi. Ayrımcılık türlerinin tanımlanması ve yasaklanması gerektiğine işaret eden Özgül, "Ayrımcılıkla mücadele ile ilgili devletin bir eylem planı yok. Engelliler için açılan KPSS'nin kaldırılmasını istiyoruz" dedi.
YASALAR DAHA İNSANİ BOYUTA ÇEKİLMELİ
"Türkiye'de Cinsel Yönelim veya Cinsiyet Kimliği Temelinde Ayrımcılığın İzlenmesi Raporu"nu sunan Fırat Söyle ise, "Yasaların daha insani boyutlara çekilmesi açısından Yasama'ya düşen ciddi görevler söz konusu. Ancak Yasama, kendi bireylerini, sivil toplum örgütlerini duymamakta. Cinsiyet kimliği ibarelerinin Anayasa'da TCK'da ve bir çok temel yasada olmaması gerektiğini düşünüyoruz. " ifadesini kullandı.
Son Dakika › Güncel › 'Ayrımcılık' Üzerine 4 Rapor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?