Kck ana davasında tutuklu 91 sanığın tahliye talebi içerikli dilekçesini geri çeken avukatlardan Diyarbakır Barosu eski Başkanı Mehmet Emin Aktar, mahkemeden olumlu bir sonuç bekleme imkanı olmadığını söyledi. Cuma günü 5 sanık hakkında tahliye başvurusu yapıldığını ifade eden Aktar, "Biz aralarında bu 5 kişinin de bulunduğu 91 kişi hakkında tahliye talebinde bulunduk. Dosyayı inceleme şansı bile olmayan mahkeme, klişe ifadelerle delilleri karartma şüphesi, tanıkları yönlendirme, baskılama kuşkusu, örgütün henüz faal olması gerekçeleriyle talebi reddetti. Burada ilk kez de birşey yaptı. Tahliye edildikleri halde örgütün dağ kadrosuna katılabilecekleri kuşkusu taşıdıkları gerekçe gösterildi. Mahkeme bu sonuca kahve falından mı, el falından mı ulaştı bilmiyorum. Mahkemenin bu dosyada tutuklamaya nasıl baktığı anlaşıldı. Mahkeme hiç dosyayı incelemeden bakışının, zihniyetinin ne olduğunu bize gösterdi. Böyle bir yerde olumlu sonuç bekleme imkanı yok. Bizimle adeta alay edercesine bu yapılmışken, bizim bu dilekçemizi tutmamızın, müvekkillerimiz ve yakınlarında umut yaratmanın anlamı yok. Gereksiz bir umuda sevk etmemek adına dilekçekmizi geri almayı düşündük ve geri aldık" dedi.
Verilen dilekçede ironik ifadelerin kullanıldığını belirten Aktar, "Biz müvekkillerimizin özgür bırakılmasını, siyaset yapmalarını, hayata karışmalarını istiyoruz. Ama mahkeme diyor ki; örgütün dağ kadrosuna katılabilirler. Evet, doğrudur. Siz bunu diyorsanız ve bir tespitiniz varsa biz endişe duyarız. Bu bakışın değişmesi gerekiyor.Bu değişmediği müddetçe bir yol almamızın imkanı yok.Umarım kısa sürede müvekkillerimiz özgür olur. Toplumun geniş bir kesimi bizden bir umut içine giriyor. İnsanları karşılığı olmayan bir umudun içine sokmak istemedik. Tutuklama tedbir olarak başvurulması gereken bir yol. Bu ülkede tutuklama adeta bir kişinin suçlu olup olmadığının anlaşıldığı bir yöntem olarak uygulanıyor. Tutuklamayı uzun sürdürme hem mahkeme üzerinde cezalandırma baskısı yaratıp, diğer taraftan masumiyet karinesinin ihlal edildiği bir yol. KCK davaları siyasal davalardır. Çünkü bu davada Ergenekon gibi davalardan farklı olarak mağdur, maktül ve müşteki yok. Devlet kendine karşı suç işlendiği iddiasıyla bu davayı açmış.Bu tipik anlamda siyasi bir davadır. Bu kanunsal düzende, bu siyasal iktidarın bakışında suç olarak görülen bir davranış, dünyanın başka bir yerinde suç olarak kabul edilmeyebilir. Müvekkillerimizin eylemlerini gelişmiş bir Avrupa ülkesine götürdüğünüzde siyasal davranışlar olarak görülür ve hiç biri yargılama konusu yapılmaz. Eğer bu ülkede bir çözüm arayacaksak, tartışarak, konuşarak çözümü bulacaksak, o zaman siyasetçinin yeri alanlar ve siyaset yapacağı mekanlardır. Bu yüzden müvekkillerin en kısa sürede herhangi bir düşmanca bakış olmaksızın serbest bırakılmasını istiyoruz. Örgütün dağ kadrosuna katılabilir ifadesi çok ağır bir ifade. Örgütün dağ kadrosu nedir? Bu ülkeye silah çekti diyorsunuz. Siz onları düşman olarak görüyorsunuz. Bu ifade aslında çok açık bizimde ötekileştirmenin dışında, düşman olarak görmenin ifadesidir, dışa vurumudur. Bu dışa vurum karşısında böyle bir mahkemeden bunu bekleme olanağı yok. Bizler bu ülkede adalet için mücadele eden insanlar olarak böyle bir tablo karşısında bazen dehşete düşüyoruz ve sabrımız taşacak noktaya geliyor. Yaptığımız işten bıkkınlık duyuyoruz."diye konuştu
Son Dakika › Güncel › Avukat Emin Aktar: Mahkemenin Bu Dosyada Tutukluluğa Nasıl Baktığı Anlaşıldı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?