Avrupa Parlamentosu'nun (AP) Macaristan'ın "artık demokratik bir ülke olmadığı" yönündeki kararı Macarlar tarafından da tartışılıyor.
AP, 15 Eylül'de 433 lehte, 123 aleyhte ve 28 çekimser oyla Macaristan'ın yönetim şeklini "seçimli otokrasi" olarak tanımlayarak, ülkenin, AB'nin değerlerini sistemli olarak tehdit ettiğine ve "artık demokratik olarak yönetilmediğine" karar verdi.
Ülkedeki seçim sisteminin işleyişinden yargı bağımsızlığına kadar birçok konuda endişenin aktarıldığı kararda, "Macaristan'da durum, birkaç yıldır yeterince ele alınmıyor. Birçok endişe devam ediyor. Bu esnada AB'nin imajı, etkinliği ve güvenilirliğini olumsuz etkileyen birçok yeni konu da ortaya çıktı." denildi.
AP'den karara ilişkin yapılan yazılı açıklamada, "akademik özgürlük, din özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, LGBTIQ hakları da dahil olmak üzere eşit muamele hakkı, azınlıkların yanı sıra göçmenlerin, sığınmacıların ve mültecilerin haklarının da" sorunlu olduğu ifade edildi.
Soyadını vermek istemeyen Macaristan vatandaşı Beatrix, AA muhabirine yaptığı açıklamada, AP'de yapılan oylama sonucuyla hem fikir olduğunu, Macaristan'ın demokratik değerlerden uzaklaştığını söyledi.
Ülkede medyanın baskı altında olduğunu kaydeden Beatrix, "Ben çocukluğumu Sovyet döneminde geçirdim ve şu an sanki o döneme geri dönüyormuşuz gibi hissediyorum." dedi.
Macaristan'ın AB değerlerinden uzaklaştığını, AB'den para aldığını ama yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirten Beatrix, "Avrupa, en önemli değer olarak demokrasiyi görüyor, Macaristan ise muhafazakar değerlere doğru geri gitmeye çalışıyor." diye konuştu.
"Macaristan hükümetine haksızlık yapılıyor"
Romanya'dan Macaristan'a 1990'da taşınan Macaristan vatandaşı, emekli Vilmos Brok, AP'de kabul edilen kararın doğru olmadığını, Macar hükümetine haksızlık yapıldığını söyledi.
Macaristan muhalefet parti milletvekillerin AB'de Macaristan'ın cezalandırılması için girişimlerde bulunduğunu ve bunun doğru olmadığını kaydeden Brok, "Yakın zamanda Kötcse'de hükümette yer alan Fidesz'in (Macar Yurttaş Birliği) toplantısı vardı ve orada hükümet aleyhine eylem yapıldı. Eğer demokrasi olmasaydı pankartın açmasına izin verilmezdi. Bu ülkede tabii ki demokrasi var. Herkes her istediğini yapıyor." dedi.
Ülkede yakın zamanda genel seçim düzenlendiğini ve hükümetin 3'te 2'lik çoğunluğu sağlandığına işaret eden Brok, "Bu ülkede demokrasi yok diyenler, hükümeti neden bu seçimlerde değiştirmediler. Herkesin elinde seçmen pusulası vardı ve istediği partiye oy verebilirdi. Neden seçimleri kazanmadılar. Şimdi de her pazar düzenlenen ara seçimleri bile sürekli kaybediyorlar." ifadesini kullandı.
"Hükümetimiz tüm AB'ye karşı savaşıyor ve onların duruşlarını beğenmiyor"
İnşaat işçisi Andras Nagy, AB'nin Macaristan'a çok ciddi seviyede mali yardımda bulunduğunu, Macar hükümetinin buna rağmen AB'yle sürekli "savaş" halinde olduğunu söyledi.
Nagy, "Şimdi herkese karşı savaşıyoruz. Hükümetimiz tüm AB'ye karşı savaşıyor ve onların duruşlarını beğenmiyor. Ama tüm restorasyon çalışmaları, örneğin Rakoczi Köprüsü'nün üzerinde, restorasyonun 38 milyar Macar forintine mal olduğu, bunun yaklaşık 8 milyar forintinin Macar hükümeti tarafından, AB'nin ise 30 milyar forinti verdiği yazıyor. Yani bize yardım eden ve en düşük seviyede iş birliği talep eden kişiye karşı savaşıyoruz." diye konuştu.
Nagy, ülkede muhalefet birlik olamadığı için nisanda düzenlenen seçimleri iktidar partisinin kazandığını sözlerine ekledi.
Son Dakika › Güncel › BUDAPEŞTE - AP'nin Macaristan'ın 'artık demokratik bir ülke olmadığı' kararına ilişkin tartışmalar sürüyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?