ASELSAN Mühendisinin Cesedinin Bulunduğu Anı Gören Akraba: Boynu Kesikti, Hiç Kan Yoktu - Son Dakika
Güncel

ASELSAN Mühendisinin Cesedinin Bulunduğu Anı Gören Akraba: Boynu Kesikti, Hiç Kan Yoktu

12 yıl önce Milli Tank projesinin sunumunu yapacağı gün aracında ölü bulunan ASELSAN mühendisi Başbilen'in cesedinin bulunduğu anı gören akrabası ifadesinde "Boynu kesik olduğu halde sırtında hiç kan yoktu." dedi.

19.03.2018 08:54  Güncelleme: 09:14

4 Ağustos 2006 tarihinde milli bir tank projesinde görevliyken şüpheli şekilde hayatını kaybeden ASELSAN mühendisi Hüseyin Başbilen'in cesedinin bulunduğu ana şahit olan bir akrabasının ifadesi ortaya çıktı.

"KOLTUK AYARI ONA GÖRE DEĞİL"

Sinan Akyol ceset bulunduğu anda araç koltuğunun sonuna kadar geri çekilmiş olduğunu Hüseyin'in kısa boylu olması sebebiyle koltuk ayarını hep direksiyona yakın mesafede kullandığını bunun da aracı kesinlikle Hüseyin'in kullanmadığı, onu cesedin bulunduğu Aydınlı köyüne başkasının getirdiği anlamına geldiğini belirtti. İfadedeki bir başka ayrıntı ise kan izleri ve cesedin duruşuna ilişkin.

"BOYNU KESİK OLDUĞU HALDE SIRTINDA HİÇ KAN YOKTU"

Akyol, "Hüseyin'in kesilen elinin içerisinde hiç kan yoktu. Sağ elinde de kan yoktu. Bundan da kuşkulandım. Hüseyin'in boynu kesik olduğu halde sırtında hiç kan yoktu. Aracın tavan ve yanlarında da kan yoktu. Sadece sol koltuk üstünde bulaşma şeklinde sürtünmeye bağlı kan izi vardı. Kan her tarafa sıçramamıştı. Hüseyin'in araç içinde duruş pozisyonundan da kuşkulandım. Sanki kafası aracın sağ ön koltuğu ile konsül arasına sokulmuş gibiydi" dedi.

CESEDİ PARK EDİLMİŞ ARAÇTA BULUNMUŞTU

Başbilen 1997'de ODTÜ'den derece ile mezun olmuş ve ASELSAN'da çalışmaya başlamıştı. Milli projelerde görevlendirilen başarılı mühendis 4 Ağustos 2006 sabahı 07.30'da başlayacak mesaisi için 06.50'de Yenimahalle'deki evinden çıkmış ancak iş yerine gitmemişti. 2 ay eşi ve iş arkadaşlarının aradığı Başbilen'in cansız bedeni bir gün sonra evinden 50 km uzaklıktaki Altındağ'a bağlı Aydınlı köyündeki mezarlığın yanında bir tarlada park edilmiş aracında bulundu. Aracın kapıları kilitli el freni çekikti. Kontak anahtarı da üzerindeydi. Fakat garip olan cesedin duruş pozisyonuydu. Başbilen'in kafası sağ yolcu koltuğu tarafında torpido ile koltuk aracına sıkışmış yere yani paspasa değecek şekildeydi. Ayakları ise havada iki koltuk arasına uzanmıştı. İlk incelemede boynunda ve sol bileğinde kesiler aracın bazı bölgelerinde kanlar vardı.

ŞOFÖR KOLTUĞU SONUNA KADAR GERİYE İTİLMİŞTİ

Olay yerine Hüseyin Başbilen'in babası ile ilk giden ise akrabası Sinan Akyol'du. Sabah'ın ulaştığı Sinan Akyol'un ifadesi Başbilen'in cesedinin bulunduğu anda araçta bir çok sıra dışılık olduğunu ortaya koyuyor. Bu sıra dışı ayrıntılar olayın ihtihar değil cinayet olabileceği şüphesini güçlendiriyor. Sinan Akyol olay gününü şöyle anlatıyor:

Ben ölen Hüseyin Başbilen'in eniştesi olurum. Eşim ile Hüseyin amca çocuklarıdır. TIR şoförüyüm. Ağustos 2006'da Rusya'ya gitmiştim. Rusya'dan dönüşte eve vardım. Eşim üzgündü. Bana Hüseyin Başbilen'in iki gündür kayıp olduğunu, aramalara rağmen hiçbir haber alınamadığını söyledi. Birlikte Hüseyin'in amcası Müzevver Başbilen'in evine gittik. Ben daha oturmadan jandarmadan telefon geldi. Hüseyin'in, Aydınlı köyünde bulunduğunu söylemişler. Aydınlı köyü çıkışında biçilmiş buğday tarlalarının arasında Hüseyin'in aracı görünüyordu. Vardığımızda olay mahallinde jandarma, adli tabip ve Cumhuriyet Savcısı vardı. Cumhuriyet savcısının bir yakınını çağırdığını söylediler. Babası gitti. Bende babası ayakta duramayacak halde olduğu için yanında gittim. Ben aracın içine baktığımda Hüseyin'in sağ ön koltukta ayakları yukarıda, başı aşağıda paspasın bulunduğu yere sokulmuş halde gördüm. Şoför koltuğu sonuna kadar geriye itilmişti. Ben bundan kuşkulandım. Hüseyin hiçbir şekilde koltuğu geriye çekmezdi. Direksiyon ile koltuk arasında çok az bir mesafe kalırdı. Koltuğun geriye çekilmiş olduğunu görünce aracı Hüseyin'in kullanmadığına kanaat getirdim. Ben Hüseyin'in araç içinde duruş pozisyonundan da kuşkulandım. Kendiliğinden o şekilde durma imkânının olmadığına kanaat getirdim" dedi.

SAVCI BYLOCK KULLANICISI ÇIKTI

ASELSAN mühendislerinin şüpheli ölümleriyle ilgili soruşturmayı 2011'de eski savcı Murat Demir yürütüyordu. 15 Temmuz sonrası meslekten ihraç edilen Demir'in ByLock kullandığı tespit edildi. Gözaltına alınan Demir, FETÖ mağduru olduğu yönünde ifade vermişti.

Halim Ünsem Ünal

Tarih: 17 Ocak 2007 Yer: Gölbaşı (Ankara) ASELSAN'da çalıştıktan sonra 2000'de görevinden ayrılan ODTÜ mezunu elektrik mühendisi Halim Ünsem Ünal, 17 Ocak 2007'de, Eymir Gölü kenarında tek kurşunla vurulmuş şekilde ölü bulundu. Ünal'ın şüpheli ölümünün sırrı hâlâ çözülemedi.

Evrim Yançeken

Tarih: 26 Ocak 2007 Yer: Batıkent (Ankara) ASELSAN görevlisi ODTÜ mezunu elektrik mühendisi Evrim Yançeken Alihisar Sitesi'ndeki 7. kattaki evinin penceresinden atlayarak intihar ettiği öne sürüldü. Genç mühendisin yüksek lisans tezi nedeniyle psikolojisinin bozulduğu iddia edildi. Şüpheli ölümdeki sır hâlâ çözülemedi

Burhaneddin Volkan

Tarih: 7 Ekim 2007 Yer: Bando Okullar Komutanlığı (Ankara) Hacettepe Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği mezunu Burhaneddin Volkan Aselsan'da iki yıl çalıştı. Volkan, askerliğini yaptığı sırada nöbetçi subay odasında ölü bulundu. Şüpheli ölümün sırrı hâlâ çözülemedi. Babası oğlunun cinayete kurban gittiğini söyledi.

ASELSAN Mühendisinin Cesedinin Bulunduğu Anı Gören Akraba: Boynu Kesikti, Hiç Kan Yoktu

Son Dakika Güncel ASELSAN Mühendisinin Cesedinin Bulunduğu Anı Gören Akraba: Boynu Kesikti, Hiç Kan Yoktu - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement