Ankara'daki Katliamın Tanığı: Üzerimize Et Parçaları Yağdı

Bursa'nın İnegöl İlçesi'nden Ankara'daki mitinge katılmak giden ve patlamadan yara almadan kurtulan CHP İnegöl eski yöneticisi Turgut Şen, yaşadığı dehşet anlarını anlattı. Şen, "Patlama sesini duyup sırtımı döndüğümde çok büyük bir alev topu gördüm. İkinci bir patlama oldu ve yine bir alev topu. Üzerimize et parçaları yağmaya başladı" dedi.

Ankara'daki dehşet anlarını yaşayan CHP İnegöl İlçesi eski başkanlarından İbrahim Kama ve eski yöneticilerden Turgut Şen, CHP İnegöl İlçe Başkanı Engin Başar ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Cuma akşamı Bursa'dan gelen arkadaşlarıyla birlikte İnegöl'den 13 otobüsle hareket ettiklerini ve saat 09.35'te Ankara'ya ulaştıktan sonra saat 09.45'te Ankara Garı'ndaki yerlerini aldıklarını kaydeden Turgut Şen, şöyle konuştu:

"Kortejler gayet düzenliydi, CHP yönlendiriyordu. Makine Mühendisleri Bursa Şubesi'nin, DİSK'in, KESK'in, Sağlık Emekçileri Sendikası'nın, Halk Evi'nin, HDP'nin kortejleri çok düzenliydi. Biz Makine Mühendisleri Bursa Şubesi kortejindeydik. Saat 10.04'te çok büyük bir patlama oldu. Ardından 2 saniye sonra bir büyük patlama daha oldu. Halay çekilen yerde bomba patladı. Ölen arkadaşlarımız içerisinde gençlerin çoğunlukta olmasının sebebi buydu."

Turgut Şen, patlama sesini duyup sırtını döndüğünde çok büyük bir alev topu gördüğünü ve üzerilerine et parçaları yağdığını söyledi. Şen, şöyle devam etti:

"Patlamaya uzaklığımız 60 metreydi. Çok büyük insan kalabalığı olmamış olsaydı o patlamadan biz de etkilenirdik. İnsanların kalabalık olmasından dolayı kurtulduk. Biz üçüncü, dördüncü bombayı beklemeye başladık. 'Acaba' dedik… Bu arada ambulanslar gelip gelmeye başladı. O ana kadar hiç görünmeyen Çevik Kuvvet ellerinde coplarla alana daldı. 2 tane TOMA geldi. O ana kadar hiç polis yoktu. Çevik Kuvvet olay yerine yürüdü, coplarla kalabalığı dağıttı. Biz yine birbirimizi kaybetmeden organize bir şekilde Numune Hastanesine doğru yürümeye başladık. Vefat eden arkadaşlarımız pankartlarla örtüldü. Bir baba pankartları kaldırarak yakınını arıyordu. İnegöl'den katledilen 2 arkadaş var. 2'si de Huzur Mahallesi'nden. Birisinin ismi Ramazan Çalışkan, diğeri de Gazi Üniversitesi'nden bir öğrenciydi."

Dehşet anlarını yaşayan İbrahim Kama da, mitinge gidenlerin çoğunluğunun genç olduğunu kaydederek, şunları anlattı:

"Çoğu üniversite öğrencisiydi. Hiçbirinin elinde silah yoktu, kesici alet yoktu, patlayıcı madde yoktu. Bu arkadaşların ellerinde sadece 'Emek', 'Barış' ve 'Demokrasi' yazan pankartlar vardı. Maalesef bu ülkeyi yönetemeyenler, yönetmek istemeyenler, iktidarı terk etmek istemeyenler dünkü olayları bu ülkeye yaşattı ve Cumhuriyet tarihimizin en büyük katliamını yaşattı. Patlama anında yolun üst tarafındaydık. Yüzümüz patlama bölgesine dönüktü. İlk patlama oldu, ikinci patlamada 3 bina yüksekliğinde ateş topu yükseldi. O anda insanların pek fazla paniklemediklerini gördüm. Daha sonra oradaki yaralıları ve ölen insanları gördükten sonra komite insanların dağılması için anons yapmaya başladı. İnsanlar birbirlerini ezmediler, ölümler sadece patlatılan 2 adet bombadan dolayıdır. Yanımıza gelen diğer gençlerin üzerleri kan içerisindeydiler. Bir gencimiz de aynen şunu söylüyordu; 'Üzerimdeki montumda insan parçaları, etler vardı. Onun için montumu attım'. Bu katliamın boyutu çok büyük." - Bursa