Ankara'da 1 Mayıs: Ülke Uluslararası Sermayenin Ucuz Emek Cenneti Oldu

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Ankara'da iki ayrı noktada kutlandı. Kızılay'a girmek isteyen gruba ise polis biber gazı ve tazyikli su ile müdahale etti.

Valiliğin izni doğrultusunda bu yıl Ankara'da 1 Mayıs kutlamalarının adresi Sıhhiye ve Tandoğan meydanları oldu. 1 Mayıs için DİSK,KESK, TMMOB, Türk Tabipler Birliği'nin çağrısıyla toplanan sivil toplum örgütleri ve bazı siyasi parti temsilcileri "Savaş, Zulüm, Yolsuzluk Düzenine Karşı, Emek Barış, Eşitlik, Özgürlük İçin, Birlikte Mücadele" yazılı pankart arakasında Sıhhiye Meydanı'na yürüdü.

Guruplar arama noktasından meşaleler yakarak alana girdi. Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı eylemde ilk kez kullanılan arama kabini ve çelik barikat işlevi gören barikatlar ise dikkat çekti.

DİSK Tertip Komisyonu adına DİSK/Dev. Maden- Sen Genel Başkanı Tayfun Görgün, AK Parti iktidarının ve sermayenin ülkeyi taşeron cumhuriyeti yaptığını belirterek, "Ülke uluslararası sermayenin ucuz emek cenneti oldu. Artık bunun böyle gitmesine izin vermeyiz. Dur demenin zamanı geldi geçiyor. AK Parti iktidarı özelleştirme ve taşeronlaştırmanın yanı sıra, 12 Eylül faşist cuntasının sendikalar yasasına ek olarak yeni yasaklar getirmiş, işçi sınıfını ve emekçileri daha da örgütsüzleştirerek, savunmasız kılmıştır. İşçilerin, emekçilerin, tüm çalışanların, örgütlenme, grev ve toplu sözleşme haklarının önündeki yasakların kaldırılması mücadelesi bizim için elzemdir" dedi.

AK Parti iktidarına da seslenen Görgün, "Ankara'dan bir kez daha sesleniyoruz. Ortadoğu'da ve Suriye'de savaş askerin olmayacağız. Savaşsız ve sömürüsüz bir dünyadır bizim hedefimiz. Bunun için mücadele ediyoruz" diye konuştu.

KESK tertip komitesi adına Eğitim-Sen Ankara 4 No`lu Şube Yöneticisi Mehmet Aydan ise insanca, onurluca yaşamak istediklerini belirterek şunları kaydetti:

"Bu yüzden taşeron çalıştırmayla, özel istihdam bürolarıyla, esnek çalıştırmayla, sözleşme personel uygulamalarıyla köle olmaya direniyoruz. Bu yüzden kıdem tazminatımıza, örgütlenme hakkımıza sahip çıkıyoruz. Bu yüzden grev ve gerçek toplu sözleşme ile örgütlenme ve siyaset yapma hakkımızın engellenmesine karşı çıkıyoruz."