Hukuk ve Değerler beyin fırtınasının ikinci toplantısından önemli mesajlar çıktı:
· Yeni Anayasa'ya toplumu dönüştürme misyonu verilmemeli
· Yeni Anayasa değerleri yaşayacak insanların önündeki engelleri kaldırmalıdır.
· Kısa, öz ve çerçeve bir metin olmalı ve hukuk devleti karakteri taşımalıdır.
· Fıtrat kavramı Yeni Anayasa'nın çerçevesini oluşturacak zengin bir içeriğe sahiptir. Ana dil, etnisite, din gibi olgular fıtrat kavramı etrafında ele alınmalıdır.
· Anayasa'da başlangıç bölümü olmamalı
UTESAV'ın hukuk ve değerler beyin fırtınasının ikinci toplantısında dün bir araya gelen akademisyenler, işadamları ve gazeteciler "değerlerin hukuk sistemi içinde ve Yeni Anayasa sürecinde nasıl ele alınması gerektiği üzerinde kapsamlı bir tartışma gerçekleştirdiler.
Uluslararası Teknolojik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı'nın (UTESAV) beyin fırtınası toplantıları hukuk ve değer konusunda devam ediyor. Hukuk ve Değerler beyin fırtınasının ikinci toplantısına çeşitli alanlardan akademisyenler, işadamları, STK temsilcileri ve gazeteciler katıldı. UTESAV merkezinde gerçekleşen programın amacı hakkında konuşan UTESAV Başkanı İsrafil Kuralay, Türkiye'nin çözüm bekleyen kritik konularını ele aldıklarını belirterek şunları söyledi: "Hukuk ve değerler konusunda sürdürdüğümüz çalışmalarımızda Anayasa tartışmalarının katılımcı, derinlikli ve ufuk açıcı bir nitelikte gerçekleşmesine katkı sağlamaya çalışıyoruz. Özellikle seçim sonrası yoğunlaşan Anayasa sürecinde toplumsal mutabakatın sağlanması için ortak değerlerin yeniden inşası gerekmektedir. Bu sürecin canlılığını hiç kaybetmemesi ve sağlıklı bir şekilde tamamlanması için tüm toplumsal aktörlere büyük görevler düşmektedir."
Beyin fırtınasının moderatörlüğünü gerçekleştiren İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın Gülan, "Yeni Anayasa'da değerleri yaşayacak insanların önündeki engeller kaldırılmalıdır. Bu süreçte milleti bir arada tutacak ortak değerler vurgulanmalıdır" dedi.
"ANAYASA'YA TOPLUMU DÖNÜŞTÜRME GÖREVİ VERilMEMELİ"
Anayasa metninin kısa ve anlaşılır olması gerektiğini belirten YÖK Üyesi ve İSAM Başkanı Mehmet Akif Aydın, Anayasa'da her şeyin yer almasını beklemenin yanlış olduğunu ve temelde Anayasa'nın toplumu dönüştürmek gibi bir misyonunun olmaması gerektiğini ifade etti. Aydın, toplumun kendi dinamikleri ile bir değişim süreci yaşayacağını belirterek, değerlerin yaşanabilmesi için insanların önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini söyledi.
"FITRATA GÖRE HAREKET EDİLİRSE TOPLUMSAL SORUNLAR ÇÖZÜLÜR"
İnsanın en temel hak ve özgürlüklerini fıtratın belirlediğini söyleyen İslam Hukuku Profesörü Abdulaziz Bayındır, fıtratın temel alınması ile bugün Türkiye'nin anadil, etnisite, din özgürlüğü gibi alanlarda yaşadığı pek çok sorunun çözülebileceğini kaydetti.
"YENİ ANAYASA SÜRECİNDE FAZLA İDEALİZME KAPILIRSAK FIRSATI KAÇIRABİLİRİZ"
Türkiye Gazetesi yazarı Dr. İsmail Kapan Yeni Anayasa sürecinde fazla idealizme kapılıp süreç geciktirilirse fırsatın iyi değerlendirilemeyebileceğine işaret etti. Kapan, Yeni Anayasa'nın realiteyi dikkate alan, kısa, özgürlükçü bir metin olması gerektiğini kaydetti.
"DEĞERLERİN ANAYASA'DA BELİRTİLMESİ ONLARI SINIRLANDIRIR"
Hukukçular Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Av. Bilal Çoban, değerlerin Anayasa'da belirtilmesinin anlamlarını sınırlandıracağını ve bu yüzden Anayasa'nın etnik ve dini vs. unsurlara vurgu yapmadan genel bir çerçeve çizmesi gerektiğini dile getirdi. Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Halit Uyanık'da hukukun kendi başına bir değer olmadığını, asgari bir değer olduğunu belirterek şunları söyledi: "Anayasa'da değerlerin ifade edilmemesi daha doğru bir yaklaşım olur. değerlerin Anayasa'da yer alması değeri aşağı çeker.
"DOĞAL HUKUK İLE İLAHİ HUKUK ÇELİŞMEZ"
Doğal hukuk ile ilahi hukuk çelişmez. Kadim değerlerle evrensel değerlerin modern kullanım dillini yakalamak gerekir diyen Prof. Dr. Bekir Berat Özipek, Türk toplumunun büyük bir tercih yapmak zorunda olmadığını ve ortak bir dil kurmanın mümkün olduğunu ifade etti.
"ANAYASALAR TAMAMEN DEĞERLERDEN SOYUT OLAMAZ"
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Abdurrahman Eren, Anayasaların II. Dünya savaşı öncesinde dini veya siyasi değerlerden etkilendiğini belirterek şunları söyledi: 1945 sonrasında akıl yoluyla doğal hukuk değerlerine ulaşarak bunu anayasalarına taşıdılar. Batılı ülkeler küreselleşme süreci ile değerlerden uzaklaşarak daha seküler bir anayasacılığa geçtiler. İnsan haklarını temel değer edinip hukuk haline getirmek suretiyle, kendi değerleri ve pratikleriyle de şekillenmiş bir şekilde Anayasa yaptılar. Anayasaları tümüyle değerlerden soyutlamak mümkün değil. Biz kendi içimizde bu anlamda bir uzlaşıya varmak zorundayız. Anayasa şu üç konuyu düzenliyor aslında: Birincisi devletin şeklini düzenliyor. Kendi gerçekliğimiz konusunda, tarihi değerlerden yola çıkarak buna bizim karar vermemiz gerekir. İkincisi kurumsal yapıdır. Yasama, yürütme, yargının oluşturduğu sistem. Bu sistemin oluşumunda karşılaştırmalı hukuktan yararlanılabilir.
"HUKUK DEVLETİ GÖRÜNÜRLÜĞÜNÜ ARTTIRMAK GEREKİR"
Yazar Ahmet Mercan Yeni Anayasa sürecinde İdealle reel arasında tartışmaların sürdüğünü belirterek bu gerilimin tedrici olarak aşılabileceğini söyledi: Mercan şu değerlendirmelerde bulundu: "Anayasa'da ontolojik değerlerin sayılıp dökülmesini ve sahip çıkılmasını doğru bulmuyorum. Bir hukuk devleti karakteri olmalıdır. Hukuk devleti görünürlüğünü arttırmak gerekir. Korkulu bir anayasadan sivil bir anayasaya geçilmelidir. İfade özgürlüğünün kapsamının genişletilmesi ve çoğulculuğun geliştirilmesi gerekir. Devlet hakem pozisyonunda kalmalıdır. Dünyanın gelmiş olduğu çok kültürlü yapıyı dikkate almalıyız. Medine vesikası bu bakımdan incelenmesi gereken önemli bir yapıdır.
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Fıkıhçı Prof. Dr. Nihat Temel, yeni Anayasa'nın sadece insanların değil aynı zamanda çevrenin ve tüm canlıların varlığını koruyacak bir kapsamda olması gerektiğini kaydetti.
"AZINLIK HAKLARI KORUNURKEN ÇOĞUNLUĞUN HUKUKU KISITLANMAMALI"
Anayasa'nın salt hukuki kriterlerle hazırlanmayacağını belirten Doç. Dr. Melikşah Yasin, bu sürecin uluslararası siyaset, jeopolitik konum gibi konuları da ilgilendirdiğini söyledi. Melikşah Yasin sözlerine şöyle devam etti: Anayasa'da salt hukuki tartışmalar olmayacak bununla birlikte somut değerlerin pozitif değerlere nasıl indirgeneceği hususları da tartışılacaktır. Örneğin Azınlığın hakkı korunurken çoğunluğun hakkının kısıtlanması çelişkisi ile karşılaşılması yanlış bir yaklaşımdır. Din dersinin kendileri için zorunlu olmaktan çıkarılması başka bir şey herkes için zorunlu ders olmaktan çıkarılması başka bir şeydir.
Son Dakika › Güncel › 'Anayasa'da Başlangıç Bölümü Olmamalı' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?