Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Güvenlik Konseyi, şimdiki gibi devam ederse, bütün Birleşmiş Milletler sisteminin işlevini yürütemeyeceğini, anlamını kaybettiğini, "Suriye krizi ve nükleer meseleler gibi sorunları çözmekte işlevsiz kalıyor ve çözemiyor. İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulmuştu ama bugünün gerçekliğine hitap etmiyor. Bunun için de ciddi bir reform geçirmesi gerekiyor. Bununla ilgili olarak dünya 5'ten büyüktür diye bir formül geliştirildi." dedi.
Kalın, Al Şark Forum tarafından, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Başkanlığı ve El Cezire'nin desteğiyle düzenlenen "Al Şark Gençlik Yıllık Konferansı 2017"de yaptığı konuşmada, bu kadar zorluklardan geçerken gelecek için bir vizyona ihtiyaç olduğunu, geleceğin anlaşılabilmesinin, şu anın ve geçmişin de anlaşılmasını gerekli kıldığını söyledi.
Müslüman dünyasının tarihi bir geçmişi olduğunu, modern dünyada bunları anlamanın, tarihteki başarıları derinlemesine nüfus ederek mümkün olabileceğini belirten Kalın, gökyüzüne erişen dalların olması için, derinlere erişen köklerin olması gerektiğini, bu köklere de bu kaos dünyasında çok ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Geleceğin nasıl daha iyi bir hale getirilebileceği konusuna değinen Kalın, birbirine bağlılıkların arttığı bir dünyada bir tarafta olan bir olayın diğer taraftakini etkilediğini belitti.
Bu bütünsel yaklaşımın her zaman göz önünde bulundurulması gerektiğini anlatan Kalın, "İslami gelenekte, medeniyetin fikri bunun üzerine oturmuştu. Biz buna birlik yani tevhid adını vriyoruz. Bu da bütünsellikten ibarettir." dedi.
Kalın, bazı kesimlere, bazı insanlara ve ülkere tanınmış ayrıcalıkların, ayrıcalıklı grupları yarattığını ve diğer insanları daha az avantajlı konumda bıraktığını, onların adil olan ve olmayan durumlarda kalmalarına sebep olduğunu belirterek, "Bu adale üzerine inşa edilmemiş bir dünyada yaşamamızın sonucu." diye konuştu.
"Kim olduğumuzu unutmuş durumdayız"
Sosyal medyanın, herkesin eşit olduğu hakkı bireylere sağladığını anlatan Kalın, "Gerçek dünyada biz biliyoruz çünkü gerçek güç bizde değil ve kimlerin kontrol ettiğini iyi biliyoruz. Bu dengede bunu sağlıyor. Bu küresel kaosun da etkilerini Müslüman dünyasında da görüyoruz. Başkalarını suçlamak, bizim sorunlarımızı çözmeyecek. Kendi içimize bakmamız gerekiyor. Kendi sorunlarımızı, kendimiz çözebiliriz." değerlendirmesinde bulundu.
Düyanın her yerinde insanların kötü yönetimle boğuştuğunu aktaran Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugünkü sıkıntılarımızın en büyüğünü aynı zamanda unutkanlık olarak nitelendirebiliriz. Çünkü biz kim olduğumuzu unutmuş durumdayız. Tarihimizi, geleneğimizi unutuyoruz. Ortadoğu kelimesini düşünürsek, kime göre orta kime doğu. Bu aynı zamanda çok Avrupa merkezli bir terminolojidir. Biz bunu benimsedik ve takıldık kaldık. Bugün Ortadoğu dediğimiz şey insanların aklına fakirlik, kötü yönetim ve terörizm akıllarına geliyor. Ama aynı coğrafyada bilim, mimari ve medeniyet üretilmiştir. Aynı zamanda binlerce yıldır medeniyetin beşiği olmuştur. Artık bu başarılardan söz edemiyoruz. Artık bu başarıları mümkün kılan şeyin neler olduğunu hatırlamamız gerekiyor. Çünkü akıllarımızda ve kalbimizde aynı ilkelerimizin, köklerimizin var olduğunu biliyoruz. Eğer o ilkelere tutunursak, İslami kültürel geleneği canlandırabiliriz."
İbrahim Kalın, kültürün ve kimliğin tek bir tanımı olmadığını, herkesin birbirine bir şekilde hem bağlı hem de ayrılmış durumda bulunduğunu dile getirerek, "Aslında bizim kendi kimlik arayışımız var 21. yüzyılda." dedi.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin yapısına değinen Kalın, "Buradaki Güvenlik Konseyi'nin üyeleri hiç bir şekilde ayrıcalıklarını bırakmak istemiyor. Güvenlik Konseyi şimdiki gibi devam ederse, bütün Birleşmiş Milletler sistemi işlevini yürütmüyor demektir. Anlamını kaybetmektedir. Suriye krizi ve nükleer meseleler gibi sorunları çözmekte işlevsiz kalıyor ve çözemiyor. İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulmuştu ama bugünün gerçekliğine hitap etmiyor. Bunun için de ciddi bir reform geçirmesi gerekiyor. Bununla ilgili olarak dünya 5'ten büyüktür diye bir formül geliştirildi. Dünya sadece 5 ülkeden ibaret değil. Dünya bu 5 üyenin gözlerinden görülemez sadece. Bu, konseydeki üyelerin sayısını arttırabilmekten daha fazlasını gerektiriyor. Bizim kültürü, politikayı, ekonomiyi anlamamızı değiştirmemiz gerekiyor. Avrupa merkezli politikayı artık tarih yapmamız gerekiyor. Çünkü biz hala Avrupa merkezli anlayışın gölgesinde yaşıyoruz. Müslüman dünyasında bile bu böyle." diye konuştu.
"Uykumuzdan uyanmamız gerekiyor"
İbrahim Kalın, Avrupa'nın göçmen krizine yaklaşımına ilişkin, " Avrupa tabii ki aydınlığın, medeniyetin merkeziydi, milyonlarca göçmene arkasını döndü. 'Bizim kapımıza gelmedikten sonra bizim için sorun teşkil etmiyorlar' dedi. Mülteciler Avrupa sokaklarında görüldüğünde sorun teşkil etti. Türkiye'yi çağırdılar 2015'te ve bir anlaşma yapıldı. Bu konuda bile sözlerini tutmadılar. Türkiye bu konuyu üstlenmek zorunda kaldı. 3 milyon mülteciyi ağırlamak zorunda kaldı. Biz sözümüzü tutmaya çalışıyoruz elimizden geldiğince. Paylaşacak ekmeğimiz olduğu sürece bunu yapacağız. İnsanlığı temsil ettiklerini iddia eden ülkeler neredeler? Çoklu kültürü temsil eden ülkeler neredeler? Lafa gelince çok hoş kavramlardan söz ediyorlar ama bunlar sadece sözde kalıyor." dedi.
Avrupa'da aşırı sağcılığın, İslamofobi'nin ve semitizmin yükselişinin görüldüğünü anlatan Kalın, "Bunu kim durduracak? Avrupa'nın büyük şaşalı liderlerin olduğu dönemler geride kaldı. Avrupa'da neyi görüyoruz? Daha da sağa doğru ilerliyor. Neonazi politikalarına doğru ilerliyorlar. Gerçekten ne olup bitiyor? Buradaki büyük resmi kaçırmadan bunları değerlendirmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.
Bunlar karşısında yapılması gerekenler noktasında "Uykumuzdan uyanmamız gerekiyor. Çok uzun bir uyku yaşadık." diyen Kalın, bu konunun, sorunun ne kadar ciddi olduğunun fark edilmesi gerektiğini vurguladı.
Kalın, 100 yıl sonra dünyada neler olacağının bilinemeyeceğini ancak ne tür çatışmaların olacağının tahmin edilebileceğini anlatarak, "O yüzden uyanmak zorundayız." dedi.
Buradaki sorunların çok ciddi meseleler olduğunu belirten Kalın, sözlerine şöyle devam etti:
"Geleceğimizi inşa eden kişi biziz, başkalarının buna karar vermesine izin veremeyiz. Biz bunu çok uzun zamandır yaptık, bunun sonucu ortada. Artık kendi tarihimizin sorumluluğunu almalıyız. Ancak bu şekilde fark yaratabiliriz. Bu da pek çok ciddi çalışma gerektirir. Yeni bir vizyona ihtiyacımız var. Entellektüel medeniyetimizi yeniden keşfetmemiz gerekiyor.
Ne yazık ki biz bir hazinenin üzerinde uyuyup kalmış durumdayız. Bu hazineye sadece bir kaç oryantalist ilgi gösteriyor bu da üzücü bir gerçek. Bunların üzerine eleştirel bir değer bile getirebilmiş durumda değiliz. İslami geleneğin muhteşem çalışmalarını bir araya getirebilmiş değiliz. Kendi kültürel geleneğimize ve tarihimize sahip çıkmalıyız."
"Ne yapıyorsanız o işi çok ciddiye alın"
Kalın, birliğin tek düzelik, çokluğun da kaos anlamına gelmediğini belirterek, "Bütün mücadelemiz kendi ruhumuzda başlar. Bunu sosyal ve politik meselelerle ilgilenirken de düşünmemiz gerekiyor. Bu ikisi arasında denge kurmamız anlamına geliyor. Başkalarının bizim adına düşünmesini bekleyemeyiz, o nedenle kendi entellektüel yeteneklerimizi geliştirmek zorundayız." dedi.
Bir katılımcının, "Buradaki gençliğe ne tavsiyeniz olacak?" sorusu üzerine Kalın, çok çalışın, ne yapıyorsanız o işi çok ciddiye alın önerisinde bulundu.
Son Dakika › Güncel › Al Şark Gençlik Yıllık Konferansı 2017 - Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?