AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bilinsin ki sandıklara kadınlar sahip çıkarsa kimse o sandıklarda manipülasyon yapamaz. Bilinsin ki kadınlar demokrasiye sahip çıkarlarsa demokrasiye kimse tuzak kuramaz" dedi.
Davutoğlu, AK Parti Genel Merkezi'nde, AK Parti Kadın Milletvekili Adayları Tanışma Toplantısı'nda konuşma yaptı.
Milletvekili aday gruplarıyla şehir veya başka kriterler çerçevesinde buluşmadan önce kadın adaylarla bir araya gelmek istediğini dile getiren Davutoğlu, TBMM'de gerçek farkın kadın milletvekilleri tarafından oluşturulacağını, bu farkın kadınları tarih boyunca farklı ve bir çok açıdan da erkeklerden daha güçlü kılan özelliklerle ilgili olduğunu söyledi.
Medeniyetler, kültürler ve devletlerin erkekler tarafından kurulduğunun, tarihin erkekler tarafından yazıldığının düşünüldüğünü ancak medeniyetler, kültürler ve devletlerin kurulmasının en asli unsurlarının hanımlar olduğunu kaydeden Davutoğlu, "Onlar ve onların katkısı olmamış olsaydı, insanoğlunun tarihi de yazılamazdı. 'İnsanoğlu' dediğimiz vaka 'insan kızı' olmadan olmayacaktır zaten. Bu bile bir ön yargı içeren bir tanımlama" dedi.
Hazreti Hatice'nin ahlakı ve sosyal hayattaki etkinliği olmasa Hazreti Muhammed'in ulvi görevini yapmasında ilk aşamada büyük zorluklar yaşanacağını, Hazreti Ayşe olmasa Hadis Külliyatı'nın büyük eksikle bugüne geleceğini, sosyal hayatın bir çok hususunun anlaşılamayacağını, Hazreti Fatma olmasa merhamet ve şefkatin tanınmayacağını ifade eden Davutoğlu, Hazreti Hacer'in gösterdiği büyük tevekküle tarih boyunca milyarlarca Müslümanın hürmet ettiğini söyledi.
Anadolu tarihine bakıldığında da "Ahiyan-i Rum" denilen yerde "Bacıyan-i Rum"un da görüldüğünü kaydeden Davutoğlu, "Ahilik teşkilatı içinde, Anadolu'ya kültürümüzün mührünü vuranlar arasında 'Bacıyan-i Rum' öndedir, önde yürümüştür, hep kurucu ve asli unsur olmuştur. Hiçbir zaman tali ve dışarıdan destek sağlayan bir unsur olmamıştır" değerlendirmesini yaptı.
Vatan toprakları işgal tehlikesi altındayken fedakarlık yapanların sadece "cepheye yürüyen onbeşliler" olmadığını, onları büyük fedakarlık ve annelik duygusunu da aşarak cepheye yollayan anneler olduğunu ifade eden Davutoğlu, " Nene Hatun'u hangi güç cephede en önde savaşmaya sevk ettiyse sizleri de bugün TBMM'ye gönderen güç aynı güçtür" dedi.
-"Sandık namusumuzdur diyen Mersin Arslanköylü kadınlar bilinmeli"
Halide Edip Adıvar'ın seslenişinin bir milleti ayağa kaldırdığını anımsatan Davutoğlu, kendisinin kaleme aldığı "Yeni Türkiye Sözleşmesi"nde Mersin Arslanko¨ylu¨ kadınlardan özellikle bahsettiğini, 1947'deki muhtarlık seçiminde "ac¸ık oy-gizli tasnif" esasıyla sandıkların alınmaya çalışıldığını, Arslanköylü kadınların da "Sandık namusumuzdur" diyerek direnç gösterdiğini anlattı.
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Belki aynı şartlarda başka yerlerde başka olaylar da yaşanmıştır ama o direnci, o kararlılığı kadınlarımız göstermişlerdir. Demokrasimiz bu anlamda kadınlarımıza borçludur. Onun için özellikle zikrettim ki bilinsin, bilinsin ki sandıklara kadınlar sahip çıkarsa kimse o sandıklarda manipülasyon yapamaz. Bilinsin ki kadınlar demokrasiye sahip çıkarlarsa demokrasiye kimse tuzak kuramaz. Bu tarih ve bu özellikler bilinmediği zaman maalesef tek boyutlu, tek cinsiyete dayalı bir anlayışla her şeyin kurulabileceği kanaati yaygınlaşmaya başlıyor.
Hepimiz çok acılı, sancılı süreçlerden geçtik. Türk toplumunda, demokrasimizde, sosyal hayatta kadınlarımız haklarını kolay almadılar. Çoğu zaman da erkeklerden yeterli destek görmeden, gerektiğinde tek başına mücadele ettiler. Gelenek ile çağdaşlık arasında bir ayrım gözetmeden söylüyorum, onun için atıflarımı gelenekten de yaptım. Şöyle bir kanaat yanlış, 'Bizim geleneğimizde kadın, sosyal hayatın dışında daha edilgen bir konumda olmalıdır' gibi bir anlayış geleneğimizi, bizim toplumsal dokumuzu anlamamaktır. Aksine kadınlarımızın sosyal hayatta da karar mekanizmalarında da en etkin yerde olmasını temin etmek lazım. Bu, kadının aile hayatından kopması anlamına gelmez.
İnsan mucizevi bir varlıktır, eşrefi mahlukat olarak. Şunu ifade edeyim, kendi hayatımda da toplumsal hayatta da gözlediğim gerçek mucize kadındır. Burada herhangi bir kadın-erkek karşıtlığı yapmadan ifade ediyorum, bir doğum sancısında yaşanan tecrübe, bir insanın varoluşuna katkıda bulunmanın ortaya çıkardığı olgunluk, fedakarlık herhalde hayatta hiçbir tecrübeyle erkeklerin elde edemeyeceği bir şeydir."
-"Hanımlar aynı anda 3, 5, 7 işi düşünebilecek güce sahiptirler"
Doğduktan altı gün sonra bir kızlarını kaybettiklerini, çok büyük bir ıstırap hissettiğini ve o dönemi "Sare Hanım ile yaşadığımız, hayatımdaki en zor bir kaç günden biriydi" diye anlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Şöyle düşündüm, 'Benim için altı günlüktü ama Sare Hanım için dokuz ay 16 günlüktü ve kendisinden bir parçaydı'. Bunun sadece şahsi bir tecrübe olduğunu düşünmeyin, ben bunun kadın psikolojisine yansıyan ve aslında insanlık tarihini de dönüştürebilecek büyük bir kudret olduğunu düşünüyorum, bir zaaf değil. Çünkü başka bir insanın varoluşuna böylesine katkıda bulunmak ve bu tecrübeyi yaşamış olmak kadınlara siyasette de ekonomide de başkalarının dünyasını olumlu yönde, merhametle etkilemek bakımından başka hiçbir varlığın anlayamayacağı bir şeyi tattırır. Anne olmamış olsa da kadınlar bunu yaşarlar, bilirler çünkü doğalarında bu var."
Davutoğlu, "erkek-kadın" karşıtlığı ve güç mukayesesine her zaman karşı çıktığını ama güç tartışmasına girmeden güzel üstünlükleri söylemekte beis görmediğini belirterek, erkeklerin bir işe yoğunlaştıklarında sadece o işi yaptıklarını ifade etti.
Kendisinin ilmi bir makale yazmaya başladığında kendisini dünyaya kapattığını, çocukların da bunu bilerek annelerinden alamadıkları izni bu dönemlerde kendisinden istediklerini anlatan Davutoğlu, "Gelirler tam ben akademik bir şeye yoğunlaşmışsam isterler ki, ben bir an önce gitsinler de devam edeyim işime diye, en zaaf noktam bu. Çünkü iki işi bir erkeğin yapmasında bayağı zorluk vardır. Ama ben yine kendi hayatımdan ve gördüğüm hanımların hayatından biliyorum ki hanımlar aynı anda 3, 5, 7 işi düşünebilecek güce sahiptirler" ifadelerini kullandı.
-"Sare Hanım restorana da bir güzel çeki düzen verdi"
"Avukat olmak, anne olmak, milletvekili olmak... Bu üçü bir arada olur mu? Olur. Bunu illa karşıtlık içinde değerlendirmemek lazım" diyen Davutoğlu, aile dostlarıyla bir restoranda kahvaltı ederlerken eşi Sare Davutoğlu'nun telefonunun çaldığını, masadan kalkarak telefon görüşmesini yapan eşinin konuşurken restorandın duvarında eğri duran tüm tabloları düzelttiğini anlattı.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Telefon bitene kadar restorandaki bütün tabloların duruşları düzeltilmişti. Bu o kadar otomatiğe bağlanmış bir hanım tavrı ki... Bir anda bir işi yaparken, kulaklıkla konuşuyor, eli boş, mutlaka 'ikinci bir işi de yapabilirim' diyor. O sırada hastasıyla ilgilenirken evdeki alışkanlıkla, 'acaba ne eksik' diye, restorana da bir güzel çeki düzen verdi.
Ben şuna inanıyorum, sizler evde anneliğinizi yaparken, profesyonel hayatınızı yürütürken TBMM'ye de çeki düzen verirsiniz Allah'ın izniyle. Bu kadınlara has bir haslettir ve bu karşıtlıklar içinde sizin büyük bir şahsi, psikolojik gerilim yaşayacağınızı da düşünmüyorum. İnşallah her biriniz ailenizle ilgili sorumluluklarınız veya çocuklarınız varsa onlarla ilgili sorumluluklarınızı yerine getirirsiniz en güzel şekilde. Meclis'teki görevlerinizi de yaparsınız, profesyonel hayatınız varsa benim şahsi kanaatim onu da tercih etmeyin, ne iş yapıyorsunuz mümkün olduğu kadar çok kısmi bir şekilde de olsa yapmaya devam edin."
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › AK Parti Kadın Milletvekili Adayları Tanışma Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?