FETÖ/PDY'nin 15 Temmuz'daki darbe girişimine katılarak AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nı işgal eden 14'ü tutuklu 74 asker'in yargılandığı davanın üçüncü duruşması sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediyor. Duruşmada ifade veren tutuklu Uzman Çavuş Cem Karaaslan "Bizi bu hale getirenlerin Allah belasını versin" dedi.
Silivri Ceza İnfaz Kurumlarının karşısındaki mahkeme salonunda yapılan üçüncü duruşmaya, haklarında "Anayasayı ihlal", "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs" ve "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçlarından 3'er kez müebbet hapis cezası istenen 14 tutuklu ve 37 tutuksuz sanık katıldı.
Davanın tek müştekisi olan AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk duruşmaya gelmedi. Külünk'ü duruşmada avukatları temsil etti.
"BİNBAŞI VE YÜZBAŞI HAVAYA ATEŞ ETTİ"
Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki salonda yapılan duruşmada ifade veren tutuklu Uzman Çavuş Cem Karaaslan AK Parti İstanbul il binasına terör saldırısı yapılacağı iddiasıyla kışladan çıkarıldıklarını belirterek "Talimatı Binbaşı Faruk Şimşek'ten aldık. Vatandaşların bina önünde toplanmaya başladığında iki el silah sesini duydum. Havaya ateş eden Yüzbaşı Gökhan Güney ile Binbaşı Faruk Cebeci'ydi" dedi.
"HALKIN TEPKİSİ ARTTI"
Silah sesini duyan halkın tepkisinin daha da arttığını belirten Karaaslan, "Bazı vatandaşların 'O sıkanlar buraya gelsin' dediğini duydum. Bölük komutanımız Muzaffer Dikencik, askeri geri çekmeye çalışıyordu. Darbe girişimini yaşandığını bu sırada cep telefonundaki haberlerden öğrendim. Binbaşı Faruk şimşek, oradaki polislere hitaben 'Buranın kontrolü bizde. Silahlarınızı teslim edin' dedi. Ben bunu duyunca şaşırdım. Çünkü bize, bir terör saldırısının beklendiğini, polislerle birlikte hareket edeceğimiz söylenmişti. Bu sırada Muzaffer Üsteğmen'in, 'Emir komuta bende' dediğini askere silahlarını kullanmaması yönünde emir verdiğini duydum. Biz de askerlere bu yönde emirler verdik. Çünkü halkın bizi yanlış anlama durumu vardı. Faruk Binbaşı, komutandan telefonu gelmediğini söyleyerek "Devam devam" dedi. Ben şaşırdım. Bunu duydum bizzat. Halkın tepkisi artmaya başlamıştı. Halk, 'O sıkanlar, o subaylar buraya gelsin' diyordu. Bölük komutanımız askerleri geri çekmeye çalışıyordu. Halk toplanmıştı. Darbenin yapıldığını da bu saatlerde telefonumuza bakarak öğrendim. Saat gece 12 gibi de zaten ayrılmak için uğraşıyorduk. Muzaffer Üsteğmen, emir komutayı aldıktan ve askeri geri çekmeye başladıktan sonra hiçbir subayı orada görmedim. Biz yere oturduk. Çünkü halkın bizi yanlış anlama durumu vardı. O yüzden hem niyetimizi anlatmak için hemde kandırıldığımızı söyleyebilmek için kesinlikle halka tepki göstermiyorduk. Sayın Hayati Yazıcı'nın korumasıymış ben sonradan öğrendim. Bizi oradan çıkarmak için otobüs getireceklerini söyledi. Daha sonra bazı vatandaşlar bize su getirdi. Daha sonra oradan ayrıldık ve kışlaya döndük" şeklinde konuştu.
"SİLAHLARI TESLİM ETTİK"
Kışlaya döndükten sonra Muzaffer Üsteğmen'in askeri sıraya dizdiğini belirten sanık uzman çavuş "Silahları teslim ettik. Askerleri kontrol ettik. Bizi bu hale getirenlerin Allah belasını versin. Bu askerleri o gece betonda yatıranlara hakkımızı helal etmiyorum. Faruk Şimşek ve Muzaffer Dikencik'le aynı araçtaydım. Ben onların telefondan konuşma yaptıklarını görmedim" dedi.Tutuklu sanıklardan Binbaşı Faruk Şimşek, Yüzbaşı Gökhan Güney'in avukatlarının mazeret bildirerek duruşmaya katılmamaları nedeniyle savunmaları alınmadı.
Duruşma, tutuksuz yargılanan erlerin savunma yapmasıyla devam ediyor.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 236 sayfalık İddianamede, 1 Binbaşı, 2 yüzbaşının da aralarında bulunduğu 14 tutuklu rütbeli asker ve tutuksuz yargılanan 60 er hakkında, "Anayasayı ihlal", "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs" ve "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. İddianamede, bir kısım şüpheliler hakkında "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan, diğer bazı şüpheliler hakkında ise "Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak" suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor. - İstanbul
Son Dakika › Güncel › AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nı İşgal Davası'Nın Üçüncü Duruşması Başladı (2) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?