AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan olarak son gününde, AK Parti'nin Genel Başkanı olarak son dakikalarında 77 milyon vatandaşa elini tekrar uzattığını belirterek, "Diyorum ki: Biz, sizi çok iyi anlıyoruz. Yaşadığınız tarihsel süreci biliyoruz. Sizin yaşam tarzlarınızı, değerlerinizi anlıyoruz. Sizin taleplerinizi, arzularınızı biliyoruz. Ekranları başında bizi izleyen milletime sesleniyorum, sizin de bizi anlamanızı istiyoruz. Bizim nasıl badirelerden geçerek bugünlere geldiğimizi anlamanızı istiyoruz. Hangi yasakları, hangi kısıtlamaları, tehditleri aşarak bugünlere geldiğimizi anlamanızı istiyoruz. Nasıl tahkir edildiğimizi, dışlandığımızı, nasıl zulümlere maruz kaldığımızı görmenizi, bilmenizi, anlamanızı istiyoruz. Hatta hatta bir başbakan olarak bile aldığımız hakaretleri vesaire bilmenizi istiyoruz. Biz sizlere her zaman gönlümüzü açtık anlamadınız. Ama bugün buradan diyorum ki sizin de bizlere gönlünüzü samimi olarak açmanızı bekliyoruz" dedi.
Erdoğan, Ankara Arena Spor Salonu'nda yapılan AK Parti Olağanüstü 1. Büyük Kongresinde yaptığı konuşmada, milli geliri 230 milyar dolardan aldıklarını, 820 milyar dolara yükselttiklerini belirterek, "Kamu net borç stokunun milli gelire oranı yüzde 73'tü onu da yüzde 35'e düşürdük. Bu noktada da güçlüyüz" dedi.
Kişi başı milli gelirin 3 bin 500 dolar olduğunu, bunun 11 bin dolara yaklaştığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tarihin en büyük küresel ekonomik krizlerinden birini, yaptığımız reformlarla, aldığımız tedbirlerle, hamdolsun hiç sarsılmadan atlattık. Bugün, geçmişle kıyaslanamayacak derecede büyük, geleceğe umutla bakan, tüm dünyada ilgiyle, takdirle izlenen bir ekonomiye, çok güçlü bir ekonomik yapıya sahibiz. Ekonomiyi büyütürken, insanımızın günlük yaşamına etki edecek çok büyük yatırımları gerçekleştirdik. Türkiye'nin geçmişte şahit olmadığı, tecrübe etmediği, hatta hayalini dahi kuramadığı yatırım ve hizmetleri milletimizle biz buluşturduk. Gelişmiş ülkelerde, Avrupa'da, Amerika'da, Japonya'da ne varsa, aynısı Türkiye'de de olsun diye mücadele verdik."
-"Verdiğimiz sözleri tuttuk"
Erdoğan, yola çıktıklarında ülkeyi dört ayak üzerinde yükseltecekleri sözünü verdiklerini anımsatarak, bunların eğitim, sağlık, adalet, emniyet olduğunu kaydetti.
Aradan geçen 12 yılın sonunda, millete verdikleri sözü tuttuklarını, hatta pek çok alanda, vaadettiklerinin ötesine geçtiklerini ifade eden Erdoğan, 12 yılda 205 bin adet derslik inşa ettiklerini, okullara 1 milyon adet bilgisayar gönderdiklerini, 30 bin bilişim teknolojileri sınıfı kurduklarını anımsattı.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bizim yeni bir kod numaramız var biliyorsunuz. 444 yani 4+4+4. 28 Şubat döneminin eğitimdeki son izlerini işte bu düzenlemeyle kaldırdık. Yine 28 Şubat döneminin dayatması olan ve meslek liselerinin uzun zaman kan kaybetmesine yol açan farklı katsayı uygulamasına son verdik. Bu da bir zulümdü. Artık meslek liselerinde okuyan yavrularımız katsayı engeline takılmıyordu. İmam hatiplerde okuyan yavrularımız katsayı engeline takılmıyorlardı. Şimdi bundan sonra istedikleri üniversiteye rahatlıkla gidebilme şansını elde ettiler. Okulların tamamında seçmeli olarak artık Kur'an-ı Kerim dersi var, artık peygamber efendimizin hayatı Siyer-i Nebi dersi var ve isteyen vatandaşımız yavrularını aynı şekilde düz liselerde de rahatlıkla Kur'an-ı Kerim ve Siyer-i Nebi dersi almalarını temin edebilir. Bunların yanında, dil ve anlatım, fen bilimleri, matematik, sanat, spor, hukuk ve adalet derslerini de müfredata ekledik. Uygulamaya koyduğumuz Fatih Projesiyle eğitimin altyapısını tamamen değiştiriyoruz. Fazla uzun zaman değil çok kısa zaman içerisinde inşallah Türkiye genelinde tüm okularımızda etkileşimde inşallah 10 milyon tablet bilgisayar vereceğiz ve tüm okullarımıza etkileşimli tahtayı inşallah yerleştirmiş olacağız."
Eğitimde bir başka önemli reformu üniversitelerde yaptıklarını, geldiklerinde 76 üniversite bulunduğunu, tüm vilayetlerde üniversite olmadığını, şimdi 81 vilayette üniversite olduğunu, sayının 175'e yükseldiğini belirten Erdoğan, sağlıkta, insan merkezli bir anlayışla sistemini baştan sona yeniden oluşturduklarını söyledi.
Başbakan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"12 yılda toplam 10,5 milyar lira harcayarak 2 bin 216 adet sağlık tesisi inşa ettik. Hastanelerimizi personel ve tıbbı cihaz bakımından güçlendirdik. Şimdi de ülkemizin dört bir köşesine dev sağlık kampüsleri inşa ediyoruz. Sağlık kampüslerimizin, yani şehir hastanelerimizin tamamlanmasıyla, toplamda 52 bin yatak kapasiteli 64 adet hastaneyi ülkemize kazandırmış olacağız. 2002 yılı Kasım ayında 500 bin toplu konut yapma sözüyle iktidara gelmiştik. Bugüne kadar, taahhüdümüzün ötesine geçerek, tam 633 bin konut inşa ettik. Bu konutların 518 binini hak sahiplerine teslim ettik. Demokrasimizin standartlarını yükseltmek için adalet sistemimizde bir dizi reform yaptık. Adalet saraylarıyla yargının fiziki altyapısını, personel sayısını artırarak insan gücünü, kanunları yenileyerek uygulamaları reforma tabi tuttuk. Hiç şüphesiz en iyi önemli hizmetleri getirdiğimiz alanlardan biri de ulaştırma. Göreve geldiğimizde Cumhuriyet tarihinin tamamında Türkiye'de 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol vardı. Biz 12 yılda buna 17 bin kilometre bölünmüş yol ilave ettik. Bu alanda da taahhüdümüzün ötesine geçtiğimizi memnuniyetle ifade etmek isterim. 12 yılda 117 kilometre uzunluğunda tam 122 adet tünel yaptık. Bugün toplam 167 kilometre uzunluğundaki 205 adet tünelle milletimiz yolculuğun konforunu yaşıyor."
Ülkeyi ilk defa yüksek hızlı trenlerle tanıştırdıklarını anımsatan Erdoğan, hükümetlerinin gururu, yüz akı İstanbul Boğazı'nın altından geçen Marmaray ile Asya ve Avrupa'yı denizin altından raylı sistemle birleştirdiklerini belirtti.
Erdoğan, "Şimdi de Asya ile Avrupa'yı yine denizin altından bu defa otomobil, lastikli sistemle birleştirmek için Avrasya Tüneli'ni yapıyoruz. Önümüzdeki yılın sonuna kadar inşallah o da bitecek" dedi.
Boğaza üçüncü köprü geldiğini belirten Erdoğan, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün, dünyanın sayılı, örnek köprülerinden birisi olduğunu kaydetti.
İstanbul'a dünyanın örnek havalimanlarından birinin de inşa edildiğini vurgulayan Erdoğan, bu projenin dünya çapında bir proje olduğuna dikkati çekti. Kocaeli Körfez Geçişinin inşatlarının süratle sürdüğünü dile getiren Erdoğan, bunun da önemli bir proje olduğunu, denizin zemininde temelini bulan bir köprü olduğunu vurguladı.
Havalimanı sayısını 26'dan 52'ye çıkardıklarını, bunun daha da artacağını, Batıda ne varsa Güneydoğu'da da o olacağına dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bundan 12 yıl önce, yüzde 80 oranında dışa bağımlı olan uluslararası savunma sanayimizi bundan sonra hamdolsun şu an itibariyle yüzde 45'e indirdik. Bunu daha da düşüreceğiz ve kendi savunma sanayimizi kendimiz kuruyoruz. Artık yakın zamanda Altay Tanklarımızın seri olarak üretildiğini göreceksiniz. Atak Helikopterimiz üretime başladı ve artık bunlar silahlı kuvvetlerimize teslim ediliyor. Anka İnsansız Hava Aracı, Milgem Gemisi, ilk milli uçağımız Hürkuş, Kirpi adını verdiğimiz zırhlı araçlar, Barış Kartalı uçaklarımız, seyir füzeleri, tanksavar füzeleri, güdümlü roketler artık ülkemizde üretiliyor. Tüm bunlar Türkiye'nin kendi eserleri."
Artık bağımlılık, kölelik döneminin bittiğini vurgulayan Erdoğan, "Askerimizin eline, Cumhuriyet tarihinde ilk defa milli bir piyade tüfeğini veriyoruz. İşte Türkiye'yi bu seviyelere biz ulaştırdık. Bunlarla yetinmiyoruz. Her alanda çok daha ileri, çok daha önemli projeler üzerinde çalışıyor, ihtiyaçlar ve imkanlar çerçevesinde bunları hayata geçiriyoruz" dedi.
-"Adalet mücadelesini sarsılmadan sürdürdük"
Hedeflerinin Türkiye'yi, savunma sanayi ihtiyaçlarının tamamını kendisi karşılayabilen, bununla kalmayıp bu alanda dünyada söz sahibi bir ülke haline getirmek olduğunu bildiren Erdoğan, Türkiye'nin kalkınma mücadelesini verirken, eş zamanlı olarak adalet mücadelesini de sarsılmadan sürdürdüklerine dikkati çekti.
Başbakan Erdoğan, şunları dile getirdi:
"Siyasetin üzerindeki vesayetleri, tüm direnişlerine rağmen tek tek ortadan kaldırdık. Darbe dönemlerinde alanı daraltılan siyasetin önünü açtık, alanını genişlettik. Anlamsız tüm baskılara, yasaklara, kısıtlamalara son verdik. Devlet ile milleti barıştırmanın, kucaklaştırmanın, devlet ile milletin istikametini örtüştürmenin gayreti içinde olduk. Kültürler üzerindeki baskılara son verdik. Değerler üzerindeki zulmü kaldırdık. Diller, inançlar, yaşam tarzları üzerindeki kısıtlamaları nihayete erdirdik. Olağanüstü Hal'i biz kaldırdık. Başı örtülü, başı açık şu anda üniversitelerimizde birlikte okuyor. Ülke bölündü mü, ülke parçalandı mı, kavga gürültü arttı mı? Tam aksine başı açığıyla başı örtülüsüyle bütün kızlarımız üniversitelerde birlik içerisinde beraberlik içerisinde tahsillerini yapıyorlar. Ne zulümdü bu ya? Bu zulmü bu ülkede yaşadık. Bu zulüm bu milletin evlatlarına reva mıydı? Devlet dairesinde başı örtülü giremez. Sadece başı açık girebiliyordu. Şimdi başı örtülü kızımız da devlet dairelerinde görev alabiliyor mu? Alıyor. Bu da başladı. Ne oldu devlet yıkıldı mı? Üniversiteyi bitirmişy kızımızı evine mahkum etmek doğru muydu? Diğeri için hak neyse onun için de hak oydu. Eğer özgürlük, özgürlük buydu. İşte bu da sağlandı. TBMM'de artık başı örtülü olarak milletini temsil edebilmenin önünü hamdolsun biz açtık."
Terörün sona ermesi, kanın durması, gözyaşının dinmesi için en cesur adımları attıklarını bildiren Erdoğan, Türkiye'de 77 milyonun kardeşliğini tesis etmek için kararlı bir mücadele verdiklerini söyledi.
-"77 milyonun her bir ferdine bir kez daha ben musafaha için elimi uzatıyorum"
Erdoğan, şunları kaydetti:
" Avrupa Birliği'ne üyelik yolunda en kararlı, en somut adımları atan, bunları da sürdüren kadro biz olduk. Hayali dahi kurulamayan demokratik reformları biz gerçekleştirdik, özgürlükleri genişlettik, insan hak ve hürriyetlerini daha yüksek standartlara kavuşturduk. Burada bir noktayı özellikle vurgulamak istiyorum. AK Parti, 23 Nisan 1920'de tezahür eden Türkiye tablosunu yaşatmaya çalışan bir partidir. AK Parti, 29 Ekim 1923'te kurulan Türkiye Cumhuriyeti'ni büyütmeye, yüceltmeye, onun davasını muhafaza etmeye ve yaşatmaya çalışan bir davadır. İşte onun için, AK Parti, sadece bir Türkiye partisi değildir aynı zamanda bir dünya partisidir, bunu böyle biliniz. AK Parti, sadece kendisine oy verenlere, sadece kendisini sevenlere hizmet götüren değil, 77 milyona, 780 bin kilometrekareye, hatta sınırları aşarak, yurt dışındaki Türklere, Türkmenlere, tüm dost ve kardeşlerimize, tüm mazlumlara, kardeşlerimize ulaşan bir partidir.
Başbakan olarak son günümde, AK Parti'nin Genel Başkanı olarak son dakikalarımda, buradan, bizi sevsin ya da sevmesin 77 milyonun her bir ferdine bir kez daha ben musafaha için elimi uzatıyorum. Bunu sadece şahsım için yapmıyorum. Partim adına, Hükümetim adına, lideri olduğum hareket adına elimi tekrar uzatıyorum. Diyorum ki: Biz, sizi çok iyi anlıyoruz. Yaşadığınız tarihsel süreci biliyoruz. Sizin yaşam tarzlarınızı, değerlerinizi anlıyoruz. Sizin taleplerinizi, arzularınızı biliyoruz. Ekranları başında bizi izleyen milletime sesleniyorum, sizin de bizi anlamanızı istiyoruz. Bizim nasıl badirelerden geçerek bugünlere geldiğimizi anlamanızı istiyoruz. Hangi yasakları, hangi kısıtlamaları, tehditleri aşarak bugünlere geldiğimizi anlamanızı istiyoruz. Nasıl tahkir edildiğimizi, dışlandığımızı, nasıl zulümlere maruz kaldığımızı görmenizi, bilmenizi, anlamanızı istiyoruz. Hatta hatta bir başbakan olarak bile aldığımız hakaretleri vesaire bilmenizi istiyoruz. Biz sizlere her zaman gönlümüzü açtık anlamadınız. Ama bugün buradan diyorum ki sizin de bizlere gönlünüzü samimi olarak açmanızı bekliyoruz."
- Ankara
Son Dakika › Güncel › AK Parti 1. Olağanüstü Büyük Kongresi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?