Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, Türkiye'deki 3 milyonun üzerindeki sığınmacının yaş ve kimlik tespitinin adli sistemde çözülmesine ilişkin sorunlar bulunduğuna işaret ederek, bu kişilerin aynı zamanda, avukat yardımından yararlanmak için maddi imkan ve bilgiye de sahip olmadıklarını söyledi.
Antalya'da bir otelde Adalet Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve Türkiye Barolar Birliğince "Türkiye'de Adalete Erişim İçin Adli Yardım Uygulamalarının Geliştirilmesine Destek Projesi" çalıştayı düzenlendi.
Çalıştayda konuşan Feyzioğlu, adli yardımın, bir insan hakkı olan adalete erişim ve buna eriştikten sonra da adil olarak yargılanmanın güvence altına alınması noktasında önem taşıdığını söyledi.
Eksiksiz bir demokrasinin, bütün kurum ve kuralları ile işleyebilen hukuk devleti ile mümkün olacağına işaret eden Feyzioğlu, hukuk devleti için ise bağımsız, tarafsız, hesap verebilen etkin bir yargı olması gerektiğinin altını çizdi.
Feyzioğlu, böyle bir yargının oluşumunda da bağımsız ve etkin bir savunmanın vazgeçilmez önem taşıdığını vurgulayarak, "İşte bu noktada dezavantajlı grupların adalete erişimlerinin sağlanması ve eriştikten sonra da adil yargılanmanın temin edilebilmesi için adli yardım devreye girer." diye konuştu.
Aile içi şiddetten, sığınmacıların durumuna kadar çok çeşitli alanlarda adli yardımın bir sosyal devlet ilkesi ve devletin çağdaşlığını da belirleyen temel unsur olduğunu anlatan Feyzioğlu, bunun için Türkiye Barolar Birliği ve Adalet Bakanlığının iş birliği içinde bulunmasından duyduğu mutluluğu dile getirdi.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın da kendilerine destek vermesinin, projenin güçlenmesine katkı sağladığını ifade eden Feyzioğlu, dezavantajlı grupların ihtiyaçlarının somutlaştırılarak avukatların meslek içi eğitime tabi tutulması, sahada hizmet veren avukatların baro yönetiminin tayin ettiği özel bir kurul tarafından takip edilmesi ve bu hizmetin de potansiyel alıcılar olan hedef kitleye duyurulması gerektiğini kaydetti.
Türkiye Barolar Birliğinde göreve başladıklarında, yabancıların adli yardım hizmetinden yararlanamayacağının genel kabul gördüğünü aktaran Feyzioğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ancak o tarihte Ortadoğu'da iç savaşlar silsilesi başlamış ve sığınmacı akını bu sayıda olmasa da artık önemli ciddi bir boyuta gelmişti. Bilgisayar programlarında yaptığımız değişikliklerle yabancılara da adli yardım verilebilir hale getirdik. Daha sonra bu da bir yasal sisteme kavuştu. Ne kadar doğru yaptığımızı o tarihten bugüne dek görmemiz mümkün ancak Türkiye, dünyada sığınmacılar söz konusu olduğunda en büyük fedakarlığı yapan ülkedir. Bu fedakarlığın bu ülkede önemli bir kısmını da yargı mensupları üstlenmiştir. Ülkemize sığınan 3 milyonun üzerindeki komşumuz yaş tespitinden, kimlik tespitine kadar adli sistemde çözülmesi fevkalade zor sorunlara sebebiyet vermiştir ve elbetteki büyük bir çoğunluğunun, avukatların yardımından yararlanacak maddi imkanı, asgari bilgisi yok. İşte bu noktada bakanlığımız ve Birleşmiş Milletler ile Türkiye Barolar Birliğinin ilişki içinde olması, gerçekten dünyaya emsal olacak düzeydedir."
"Dezavantajlı kesimlerinin adalete erişimleri olmazsa olmazımız"
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Mukim Temsilci Yardımcısı Atilla Uras ise Türkiye'de tüm baroların katılımıyla, adli yardım konusunda düzenlenen türünün ilk örneği olan çalıştaya, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı adına destek vermekten mutluluk duydukların belirtti.
Bu projedeki temel amaçlarının, dezavantajlı durumdakilerin Türkiye'de etkili ve kaliteli adli yardım hizmetlerinin sunulmasını sağlamak olduğunu kaydeden Uras, "Hepimizin de farkında olduğu üzere Avukatlık Kanunu'nda, Ceza Muhakemeleri Kanunu'nda ya da Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda yer alan ve kanunda ismi ne olursa olsun her türlü adli yardım şekli bakımından toplumun yoksul ve dezavantajlı kesimlerinin adalete erişimleri olmazsa olmazımız." dedi.
Uras, dezavantajlı bireylere sunulacak etkin, etkili ve kaliteli adli yardım hizmetleriyle, bu bireylerin haklarını aramaları için bilinçlendirilmeleri gerektiğini söyledi.
"Bu yükün altında kalkmak tek başına bir kurumun kapasitesi dahilinde değil"
Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Basri Bağcı ise adalete erişim noktasında yapılan projeleri önemsediklerini ve bu kapsamda Strateji Geliştirme Başkanlığı tarafından yürütülen bir projenin söz konusu olduğunu belirterek, Türkiye Barolar Birliğinin bu konuda kendilerine katkı sağladığını bildirdi.
Barolar ve Barolar Birliğinin, Adalet Bakanlığına katkılarının kendileri için son derece önemli olduğunun altını çizen Bağcı, şunları kaydetti:
"Biz baroların ve Barolar Birliğinin gücünün farkındayız. Bu gücün karşımızda olmasından çok bizimle iş birliği içinde olmasına önem verdiğimizi ifade etmek istiyorum çünkü adalete ilişkin sorunların tek bir kurum tarafından altından kalkılması mümkün değil. Bunu ne yüksek mahkemeler, ne Adalet Bakanlığı, ne taşra mahkemeleri, ne de barolar tek başına göğüsleyecek pozisyonda ve potansiyelde değil. Zira gündemimizi adalete ilişkin konular, yargı organlarının faaliyetini baskın olarak belirlemekte. Neredeyse son birkaç yıldır Türkiye gündemini yargı faaliyetleri oluşturmakta ve bu yükün altında kalkmak tek başına bir kurumun kapasitesi dahilinde değil. Dolayısıyla bu kurumlarla yapacağımız iş birliği, bu sorunların aşılması noktasında ciddi bir konu arz ediyor."
"Türkiye'de Adalete Erişim İçin Adli Yardım Uygulamalarının Geliştirilmesine Destek Projesi" çalıştayına, Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Ali Nevzat Açıkgöz, Adalet Bakanlığı Mağdur Hakları Daire Başkanı Muhittin Özdemir ve 79 ilin baro başkanı katıldı.
Son Dakika › Güncel › Adalete Erişim İçin Adli Yardım Uygulamalarının Geliştirilmesi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?