Yönetmelik krizi yaşayan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nın yeni Genel Sanat Yönetmeni Hilmi Zafer Şahin, A Haber canlı yayınında Banu El'in sorularını yanıtladı. Şahin, "Şehir Tiyatroları'nda özel olarak birisi görevlendirilmese bile, 98 yıllık kurum hepimizi taşır götürür." dedi.
Hilmi Zafer Şahin yeni yönetmeliğin ya da belediyecilerin kendisini rahatsız edip etmeyeceğini süreç içerisinde göreceğini söyledi ve eklerdi "Bir şeyi baştan dışarıda tutmak kişisel olarak tercihim olmadı bu süreçte. Benim diğer arkadaşlarımdan farkım, bu yönetmeliğin bu işleyiş önerisinin Kurum içerisinde çalışmalarımızı yürütürken sorunlar ya da kolaylıklar anlamında yeniden değerlendirip biçimlendirecek şekle getirip Belediyeye sunmak olarak değerlendiriyorum."
büyükşehirden kişilerin atanmış olması sorunlarımızı çözmede katkı verebilir diyen Şahin "Kişilerin sanata bakışlarını biz daha görmeden, yaşamadan, bilmeden, onların tiyatroya ve şehir tiyatrolarına yaklaşımlarını görmeden onları dışarıda tutmak benim tercihim olmadı. O arkadaşlarımın da kaygıları tedirginlikleri bakış açıları olabilir, aramızdaki belki tek fark o sorunların ben kurum içerisinde görev alarak ve bir üst kurum olan büyükşehir belediyesi ile çözülebilecek bir yerinde duruyorum. Arkadaşlarımız ise kurumun ötesinde bu olmazsa kurum yürümez, Yönetmelik kalkmazsa kurum yürümez noktasında duruyor. Belki bir yöntem farkı. Ama özünde aynı yerde duruyoruz." şeklinde konuştu.
BİRİSİ GÖREVLENDİRİLMESE BİLE, 98 YILLIK KURUM HEPİMİZİ TAŞIR GÖTÜRÜR
şehir tiyatroları deyim yerindeyse, özel olarak birisi görevlendirilmese bile, 98 yıllık kurum hepimizi taşır götürür." diye konuşan Hilmi Zafer Şahin; "Kendi iç gelenekleri çabaları, bir tüzük yönetmelik ya da benzeri bir şeyi çok fazla istemeyen bir birikimi var. Hepimiz bu gelenek içinde kendimize yer bulacağız. Oyuncu olarak, yönetmen olarak, sahne tasarımcısı olarak, dramaturg olarak, sahne teknisyeni olarak… Hepimiz neyin nasıl yapıldığını biliyoruz. Buradaki tartışma bu yönetmelik süreç içerisinde 98 yıllık bir kurumun akmakta olan çalışmalarını engeller mi? Biçimini, şeklini, içeriğini değiştirir mi? Ama ben kişisel olarak bunun dışında durup görelim, tanıyalım anlayalım diyorum. Belki de yönetmeliğe içten bir müdahale ile diyelim ki; biz burada, şuraya takılıyoruz, burada yürüyemiyoruz, burada çabalarımız karşılık bulmuyor. Ya da şuralarımız çok daha gelişkin… O zaman, oralarla ilgili belki başkanlıkla, ilgili birimlerle görüşüp yönetmeliğin yeniden biçimlendirilmesini isteyeceğiz" ifadelerini kullandı.
SANAT İNSANI ÖLDÜRMEZ
Sanatın kimseyi öldürmeyeceğini söyleyen Şahin, "Bizim daha gündelik pratik ile ilgili sıkıntılarımız olur. En iyi yönetmeni de yaparsınız, onu yapacak uygulayacak olan bulmazsanız bir karşılığı yok. Dünya literatüründen dünya literatüründen Çok iyi bir oyunu sahneye çıkarırsınız ama bunun karşılığı bir sanatsal çaba olmazsa onda da tekleyebilirsiniz. Çok iyi sanatçılarımız çok kötü bir metinle de buluşabiliyorlar, geçmişte de oldu bunlar. Sanat yapmanın da karşılığı, denemek üretmek yanılmak. Yanıldığınız noktada, bir sonrasında bunu yapmamakla kurgulu. Sanat insanı öldürmez. Doğal olarak sanatın sonuçları açısından da bakılırsa kimse de zarar görmez. Ama her deneme her gelişme, sanatta o işi yapanlara bir sonraki için deneyim olanağı sağlar. Sanat böyle gelişir, aynı şey bilim için de geçerli." iye konuştu.
Muhafazakar sanat tartışmalarına ilişkin olarak muhafazakar sanat diye bir kavramın olmadığını dile getirerek;
"Ben tiyatro kuramları dersi veriyorum Birisi bana desin ki tarihin şu döneminde şu köşesinde şu yıllında, şu kuramcı, şu düşünce adamı muhafazakâr sanat diye bir kavramı ortaya atmış, onun devamında da birileri bunu geliştirmiş ya da arkada bırakmış desin. Yok böyle bir şey. Böyle bir kavram yok. biz olmayan bir şeyi tartışıyoruz ve birbirimizle karşı karşıya geliyoruz.
Bu kavram nasıl oluştu, nereden çıktı onu bilmiyorum. Sanat eseri vardır. Hepimiz ideolojimizle dünya görüşümüzle sanata bakışımızla inancımızla gündelik anlamda getirdiklerimizle ya da geleneklerimizle biz o sanat yapıtını bir yerde durup değerlendiririz. Bu bizi ilerici devrimci muhafazakâr ya da başka bir şey yapar ama sanat eserini yapmaz. Bu yüzden de muhafazakâr sanat diye bir şey yoktur. Bir sanat eseri vardır sanatçı vardır, onun bakışı dünya görüşü vardır." yorumunu yaptı.
Son Dakika › Güncel › 98 Yıllık Kurum Hepimizi Taşır Götürür - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?