68 şehidin hayatını kitaplaştırıp, gelirini mehmetçik vakfı'na bağışladı

KONYA'da, ziyaret ettiği şehitlikte, mezar taşında ismi ve bilgileri yazılı olmayan şehitten etkilenen Gül Öztürk, 68 şehidin hayatını anlattığı 'Şehidin Sesi' kitabını yazdı. 1 yıllık çalışması sonucu 5 ay önce kitabını çıkaran Öztürk, satışından elde edilecek geliri Türkiye Mehmetçik Vakfı'na bağışlayacak.

Gül Öztürk, 1 yıl önce Konya Şehitliği'ni ziyaret ettiğinde, bir şehidin mezar taşında ismi ve bilgilerinin yazmadığını fark etti. Bundan esinlenen Öztürk, şehidin kim olduğunu öğrenip, hayatı hakkında kitap yazmayı düşündü ardından da kentteki şehit ve gazi aileleri dernekleriyle temasa geçti. Şehit aileleriyle görüştüğünde, diğer şehitlerin de bilinmeyen kahramanlıkları ve hayat hikayeleri olduğunu öğrenen Öztürk, 68 şehidin hayat hikayesinden oluşan 'Şehidin Sesi' adlı kitabı yazdı.

Kitap yazmaya nasıl karar verdiğini anlatan Gül Öztürk, "Şehitlikte bir askerimizin mezarı var. Ne adı ne sanı var. Ne annesi ne babası ne dünü ne de bugünü var. İsmi bile yok. Onu görünce çok etkilendim. Normalde onun kitabını yazacaktım, 'Sahipsiz Kahraman' diye bir kitap çıkaracaktım; ama işin rengi buraya gelip gittikçe değişti. Bu kitapta 68 şehidimizin hikayesi var. Ailelerle Konya Şehit Aileleri Derneği ve Konya Şehit ve Gazi Aileleri Derneği ile görüşerek referans aldım. Onların aracılığıyla aileleri tek tek ziyaret ettim, anılarını dinledim, farklı bir bakış açısıyla yazmak istedim ve böyle güzel bir şekilde sonuçlandı" dedi.

'ONLAR SEÇİLMİŞ İNSANLAR'

5 ay önce çıkardığı kitabına ilginin yoğun olduğunu belirten Gül Öztürk, şunları söyledi:

"Tüm şehitlerimizin hikayesi beni etkiledi. Çünkü hepsinin seçilmiş insanlar olduğunu düşünüyorum. Hepsinin hayat hikayesi farklı. Hiçbirini birbirinden ayırmıyorum, fakat içlerinden biri beni çok etkiledi. Ben onu hiç tanımadan, rüyamda gördüm. Ertesi gün Şehit Aileleri Derneği'ne gidip, orada resmini buldum. Ailesi ile iletişime geçtim. Dedim ki 'Kapıdan kovsanız bacadan gireceğim'. Hikayesini dinlediğimde 18 askeri ile birlikte Tunceli'de şehit düştüğünü öğrendim. Aileler şehitlerin hikayelerini anlatırken çok fazla etkilendiler. O anları anlatırken çok fazla etkilenip üzülüyorlar. Ben hikayelerini yazacağım, dediğimde 'sadece öz geçmişlerini yazacağım' olarak algıladılar. Hikayelere başlarken, 'Ben Mehmet Gücüyetmez', 'Ben Erkan Kurşun', 'Ben Emrah Çelebi' diyerek başladım yani kendi ağzıyla diliyle."

34 liraya satılan kitabın gelirinin tamamını Türkiye Mehmetçik Vakfı'na bağışlayacağını belirten Öztürk, "Şehitlerimizin bize emanetleri olan çocukların kitabı okuduğunda 'babam' demesi bile çok gurur verici bir durum. Babası şehit olduğunda henüz 6 aylık olan çocuğumuzun yanına gittiğimde, elinde kitapla 'Bu babamın defteri' diye geziyordu. Bu kitapla babasını tanıma fırsatı buldu. Türkiye'de birçok eve girdi bu hikayeler. Bu kitaptan maddi bir beklentimiz olmadı. Böyle bir şeyin karşılığı olmamalıydı. Geliri Türkiye Mehmetçik Vakfı'na bağışlanacak" dedi.

'EŞİMİ HERKES TANIYACAK'

68 şehitten eşinin hikayesi de kitapta yer alan Tuba Gücüyetmez (24), severek evlendiği Jandarma Uzman Çavuş Mehmet Gücüyetmez'in, evliliklerinin henüz 8,5 ayında, 2017 yılının Mayıs ayında, Ağrı'nın Tendürek Dağı bölgesinde terör örgütü PKK ile çıkan çatışmada şehit düştüğünü söyledi. Gücüyetmez, "Bu kitapla eşimin yeniden yaşadığını hissediyorum. Sözler uçar, yazılar kaybolmaz. Ben ölsem de hiçbir akrabamız kalmasa da bu kitap yüzyıllar sonrasına bile aktarılacak. Eşimi tanımayan insanlar tanıyacak. Bizler için kimlerin gittiğini öğrenecekler. İnsan okuduğu zaman karşılarında eşim oturmuş da hayatını anlatıyormuş gibi hissedecek. Nerede doğduğu, nasıl bir evde yaşadığı, kaç kardeş olduğu, bunların hepsi var" diye konuştu.

'HEPSİ BİRER KAHRAMAN'

Kadınhanı Bölge Trafik İstasyon Amirliği'nde görevliyken, 2017 yılının Temmuz ayında, amirlik önündeki trafik uygulaması sırasında aracın çarpması sonucu şehit olan polis memuru Erkan Kurşun'un kızı Alanur Kurşun (16) da gerçek kahramanların şehitler olduğunu söyledi. Kurşun, "Kitabı okudum. Okumaya başladıktan sonra diyorsun ki 'Bunların hepsini yaşamışım'. Böyle her şey gözümde canlanıyor. Kitabın son kısmında mektup gibi bir şey var. Genelde zaten o kısımda kendinizden geçiyorsunuz. Bu sadece babamda değil, herkeste böyle oluyor. Şehitlerimizin hikayelerini okuduğumda fark ediyorum ki gerçekten hepsi birer kahraman" dedi.