MARDİN Olgunlaşma Enstitüsü'nde bölgeye özgü gümüş işlemeciliği olan ve 5 bin yıllık bir tarihe sahip telkari sanatının, yaşatılarak gelecek nesillere aktarılması amaçlanıyor. Kentte 700 yıllık Muzafferiye Medresesi'nin kalıntıları üzerine Osmanlı döneminde inşa edilen Olgunlaşma Enstitüsü'nde yetişen birçok usta ve usta öğretici Mardin, Siirt ve Şırnak yöresine ait eski dokuma türlerine hayat veriyor.
Tarihi milattan önce 3 binli yıllara dayanan telkari sanatı, Mardin'de aralarında Süryanilerin de bulunduğu ustalar tarafından yaşatılmaya çalışılıyor. Kentte 700 yıllık Muzafferiye Medresesi'nin kalıntıları üzerine Osmanlı döneminde inşa edilen Olgunlaşma Enstitüsü'nde ustalar ve usta öğreticiler aracılığıyla da bu sanat gelecek nesillere aktarılmaya çalışılıyor. Gümüşün el ile özel olarak işlenerek, binbir emek ve zahmetle ortaya çıkan ürünlerin çoğunda Mardin'in tarihi dokusu da hayat buluyor. Sabır ve incelik isteyen bu sanatta, ustalar gümüş madenini potada eritip işlemden geçirerek yaptıkları iki ya da daha fazla ince teli birbiriyle bağlayıp şekil verilerek bir sanat eseri ortaya çıkarıyor. Enstitünün müdürü Metin Değer, AR-GE Birimi tarafından tasarlanıp üretim aşamasına geçildikten sonra el takıları, el sanatları alanında farklı ürünlere ve dekoratif ürünlere yansıtıldığını belirterek, amaçlarının bölgeye özgü tarihi el sanatlarını gelecek nesillere aktarmak olduğunu söyledi.
'MARDİN, MOTİF KONUSUNDA İNANILMAZ ZENGİN'
AR-GE personeli Hasan Aydoğan da Mardin'in, motif konusunda inanılmaz zenginliklerinin olduğunu ifade ederek, "Dini yapıların üzerinde de inanılmaz motifler var, semboller var. Biz bunu çalışma alanımızda araştırıp geliştiriyoruz. Bugüne kadar 360'a yakın motif ortaya çıkardık. Bu motiflerin her biri, uyarlanabilecek olanların da aynı şekilde kimliklerini oluşturduk. Hikayeleri varsa hikayeleri, yoksa sentezleyip hikayeleştirdik. Yeniden uyarlanabilir, kullanılabilir düzeye getirdik motifleri. Ayrıca bunların vektör çizimlerini yapıp bir ömür boyu kayıt altına alıyoruz. Arşive de kazandırmış oluyoruz" diye konuştu.
Usta Öğretici İbrahim Cırık ta 8 yıldır Telkari sanatı ile uğraştığını ifade ederek şunları söyledi:
"Ben bu sanatı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan 'Yaşayan İnsan Hazinesi' ödülünü alan Suphi Hindiyerli'den öğrendim. 3 yıldır enstitüde öğretici olarak çalışıyorum. Mardin Olgunlaşma olarak biz, ürün tasarladık, ürün yaptık. AR-GE ekibimiz tasarladı, ben de gümüşümü eritip telimi çektikten sonra yaklaşık iki gün falan sürüyor ürünün yapımı. Telkari sabır isteyen bir sanat. Ben de bu ürünün güzel çıkması için elimden gelen en güzel işçiliği yapıyorum. Allah'a çok şükür ortaya güzel ürün çıktı. Avrupa'da yarışmaya katıldı ve üçüncü olarak ayrıldık. Bu bizi çok sevindirdi, çok mutlu etti. Çok gururlandık."
TELKARİ'NİN GEÇMİŞİ
Arkeolojik kazılardan elde edilen bulgulara göre, telkari tekniği milattan önce 3000 yılından beri Mezopotamya'da M.Ö. 2500'den bu yana da Anadolu'da kullanıldığı anlaşılmaktadır. Telkarinin asıl merkezinin 12'nci yüzyılda Musul olduğu, bu sanatın Musul'dan Suriye'ye, oradan da Anadolu'ya geçtiği ileri sürülmektedir. Telkari yapımının 15'inci yüzyıldan bu yana ise Türkler arasında da yaygın olduğu, özellikle de Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde çok geliştiği bilinmektedir.
Son Dakika › Güncel › 5 BİN YILLIK TELKARİ SANATINI GELECEĞE TAŞIYORLAR - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?