Türk Radyoloji Derneği (TÜRKRAD) Başkanı Prof. Dr. Nevra Elmas,
Türkiye'de gereğinden fazla radyolojik inceleme uygulandığını belirtti.
7-11 Kasım 2012 tarihleri arasında gerçekleştirilen TÜRKRAD 33. Ulusal Radyoloji Kongresi'nin basın toplantısı, Antalya Belek'teki Susesi Otel'de gerçekleştirildi. Toplantıya TÜRKRAD Başkanı Prof. Dr. Nevra Elmas, TÜRKRAD Başkan Vekili Prof. Dr. M. Halil Öztürk, TÜRKRAD Genel Sekreteri Doç. Dr. Ahmet Tuncay Turgut, TÜRKRAD 2012 Bilimsel Kurul Başkanı Prof. Dr. Gürsel Savcı katıldı. Toplantıda konuşan TÜRKRAD Başkanı Prof. Dr. Nevra Elmas, tıpta görüntülemenin artan rolü ve sağlık sistemindeki değişikliklerin görüntüleme hizmetlerine yansımaları ile ilgili bilgi verdi. Radyolojinin günümüzde herhangi bir sağlık sorunu nedeniyle merkeze başvuran tüm hastaları dolaylı olarak ilgilendiren bir alan olduğunu söyleyen Prof. Dr. Elmas, "Hiçbir hastalık tanısı radyolojik inceleme olmaksızın konulamaz durumdadır. Hastalık görülme sıklığı açısından da trafik kazaları ve travma, onkoloji, inme en yoğun radyolojik araştırma gerektiren toplumun en önemli ölüm nedenleridir. Durum böyle iken günümüzde radyolojik incelemelere talep gün ve gün artmaktadır" dedi.
"ÜLKEMİZDE GEREĞİNDEN FAZLA RADYOLOJİK İNCELEME UYGULANMAKTA"
Görüntüleme cihazlarının yeterlilikleri, sınırları, tanıya yönelik yararlarının yanı sıra yan etkileri ve zararının da bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Elmas, şöyle konuştu:
"Tüm dünyada benzeri sorunlar yaşanmakla birlikte yurt dışında hastaya uygulanacak görüntüleme yöntemi seçiminde minimum zarar, maksimum yarar ilkesi göz önünde bulundurulmaktadır. Oysa ülkemizde bilinçsiz inceleme talepleri doğrultusunda daha basit ve pratik yöntemlerle hastalık hakkında bilgi edinilebilecekken daha ileri yöntemlerle muayene talepleri her gün artmakta, sonuç olarak gereğinden çok fazla miktarda radyolojik inceleme uygulanmaktadır."
Tomografi ve manyetik rezonans cihazlarla tetkik ücretlerine de değinen Prof. Dr. Elmas, en düşük rakamın Avrupa'da 250 euro, Amerika'da bin dolardan başladığını belirtti. Türkiye'de ise Sağlık Bakanlığı'nın biçtiği değerin bilgisayarlı tomografi için 59 TL, manyetik rezonans için 71.5 TL olarak kararlaştırıldığını söyleyen Prof. Dr. Elmas, "Bunun sonucu olarak kamu ve üniversite hastaneleri istenilen fazla sayıdaki incelemeler nedeniyle talepleri karşılayamayacak konuma gelmiştir. Taleplerin bu denli artışı sonucu dışarıdan hizmet satın alımı firmaları sahnede rol almaya başlamışlardır. Günde hasta başına düşen cihaz sayısının artışı ve özel hizmet sektöründe inceleme ücretlerinin maliyetin altına düşürülmesi kaliteli hizmet sınırlarını zorladığından, tanısal yeterlilikten yoksun incelemeler tekrarlanmak zorunda kalmaktadır. Bu hastaların aldıkları radyasyon ile kontrast madde miktarını arttırdığından uzun veya kısa vadeli yaşam tehdidine kadar gidebilen yan etkiler oluşmaktadır" dedi.
Prof. Dr. Elmas, radyologların meslek riski nedeni ile yasal olarak çalışma saatlerinin haftada 35 saat, günde 7 saat olduğunu vurguladı. Ama tek radyologlu bazı merkezlerde başhekim yetkisi ile radyologların her akşam icapçı nöbete zorlandığını ve sabahı bekleyebilecek bir hasta için bile radyologun yatağından kaldırıldığını kaydeden Elmas, "Bu uygulamanın altında yatan en önemli neden ise 2002 ile 2010 yılları arasındaki radyolog kontenjanlarında yüzde 50'lere ulaşan azaltma yatmaktadır" diye konuştu.
"HER 36 ERKEKTEN BİRİ PROSTAT KANSERİNDEN ÖLÜYOR"
Kanserli hastalara yaklaşımda görüntüleme teknolojisindeki hızlı gelişmenin ve radyolojik değerlendirmenin etkin rol üstlendiğini söyleyen TÜRKRAD Genel Sekreteri Doç Dr. Ahmet Tuncay Turgut ise, radyolojinin kanserle mücadelede en güçlü silah olduğunu belirtti. Yapılan araştırmalar sonucu 65 yaş üzerindeki kanser vakalarında 30 yıl içerisinde 3 kat artış meydana geleceğini ifade eden Turgut, "Radyoloji alanında son dönemde kansere yaklaşımı önemli ölçüde değiştiren gelişmelerin başında PET-BT, MR-PET, prostat kanseri tanısında kullanılan MR-TRUS füzyon tekniğinde olduğu gibi hibrid görüntüleme teknikleri gelmektedir" dedi.
Prostat kanserinin dünyada erkeklerde kansere bağlı ölüm nedenleri arasında akciğer kanserinden sonra ikinci sırada geldiğini ifade eden Turgut, "Yapılan araştırmalar her 6 erkekten birinin yaşamı boyunca prostat kanserine yakalanacağını göstermiştir. Bu çerçevede her 36 erkekten birinin prostat kanseri nedeni ile hayatını kaybettiği düşünülmektedir" dedi.
Türkiye'de meme kanseri, rahim ağzı kanseri ve kalın bağırsak kanserine yönelik olarak Sağlık Bakanlığı tarafından toplum tabanlı tarama programları uygulandığını belirten Doç. Dr. Turgut, Türkiye'nin kanser tanısı ve tedavisine yönelik olarak tıbbi cihazlar bakımından iyi durumda olduğunu bildirdi.
33. Ulusal Radyoloji Kongresi, 11 Kasım 2012 tarihine kadar devam edecek.
Son Dakika › Güncel › 33. Ulusal Radyoloji Kongresi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?