Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfınca (SETA) 30 Mart'a Doğru Adalet ve Kalkınma Partisi konulu panel düzenledi.
Panelde konuşan Yeni Şafak Gazetesi yazarı Markar Esayan, Türkiye'de askerin geri çekilmesiyle yeni Türkiye'de bir güç paylaşımı olduğunu savundu.
30 Mart yerel seçimlerini son 50-100 yılın en önemli seçimi olarak niteleyen Esayan, bu dönemlerin hem fırsat, hem de zaaf yaratan dönemler olduğunu belirtti.
Star Medya Grup Başkanı Mustafa Karaalioğlu ise 30 Mart yerel seçimlerinin Türkiye'nin kaderini belirleyeceğini söyledi.
Karaalioğlu, "Türkiye'de kendisini iyi hissetmeyen, gayrı memnun bir kesim var. Her türlü olumsuz şeye inanmaya hazır bir kitle var. Aynı zamanda bu kitle Türkiye'nin geri kalanına da saygısını giderek kaybetmiş durumda. Dindarlara, başörtülülere, Kürtlere, azınlıklara karşı da sempatilerini kaybetmiş durumdalar. Omuzlarında çok ağır bir sevgisizlik ve yer yer nefret olarak tanımlayabileceğimiz bir yük var. 31 Mart'tan itibaren Türkiye'nin karşı karşıya olduğu bütün sorunların çözümü açısından en güçlü anahtar burada" değerlendirmesinde bulundu.
Bu kitlenin kendisini daha iyi hisse bir Türkiye perspektifinin ortaya çıkarılmasının sorunların çözümü konusunda büyük bir enerji üreteceğini ifade eden Karaalioğlu, Türkiye'nin vesayet duygusundan kurtuluşu için bu tablonun düzeltilmesinin olmazsa olmaz önem taşıdığını söyledi.
Gezi Parkı odaklı olayları ve 17 Aralık operasyonundan çıkan bir numaralı dersin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a karşı bir itiraz olduğunu belirten Karaalioğlu, bunun Erdoğan'ın artan siyasal gücüne karşı bir tahammülsüzlüğe işaret ettiğini bildirdi.
Rakamlara bakıldığında yakın gelecekte AK Parti'siz bir siyasal düzenin düşünülemeyeceğini belirten Karaalioğlu, bu nedenle Erdoğan'ın hedefe alındığını kaydetti.
Bu tablonun benzerinin AK Parti'nin ikinci 5 yılı öncesinde Cumhuriyet mitinglerinde görüldüğünü anlatan Karaalioğlu, bunun atlatıldığını ikinci 10 yılın belirleyicisi olma konusunda da bu denklemden Erdoğan'ın çıkarılmak istendiğini söyledi.
Karaalioğlu, 30 Mart yerel seçimleriyle ilgili, "Benzersiz bir seçim. Bir yerel seçim hiç bu kadar önemli olmadı. Öyle bir parantez ki 30 Mart, kapanmıyor, açılıyor cumhurbaşkanlığına giden bir başka parantezi açıyor. 30 Mart'ın ortaya çıkaracağı tablo sonraki dönem bakımından bulunmaz ve değiştirilemez öneme sahip" diye konuştu.
-"Yaşananlar Menderes dönemindekine benziyor"
Radikal Gazetesi yazarı Oral Çalışlar da İstanbul merkezli operasyonu ve sonrasında yaşanan tartışmaların, Adnan Menderes dönemindekine benzediğini söyledi.
Menderes'e yönelik tepkileri hatırladığını belirten Çalışlar, "Geçenlerde (Kemal) Kılıçdaroğlu, 'Menderes böyle değildi, yolsuzluk yoktu, çok kıymetliydi' diye bir dil kulandı. Halbuki o da hatırlar. Bütün bunların hepsi vardı Menderes'e yönelik olarak. Hırsızlığı, vurgunculuğu, katil olduğu, demokrasi düşmanı olduğu" dedi.
Türkiye'de, "aydınların demokrasi nefreti" problemi olduğunu ifade eden Çalışlar, "Cumhuriyet kültürünün esasıdır bu. Cahil halk vardır, bir de okumuş yazmış insanlar vardır. Okumuş yazmışlar, bu cahil halkı bir türlü adam edemezler. Aydınlar hep doğruyu düşünür ve bilir. Bu temel paradigma esas itibarıyla bugün de karşımıza çıktı" ifadelerini kullandı.
Çalışlar, bir partinin 3 seçim kazanmasının, 4'üncü seçimi kazanmaya aday olmasının karşı taraf için çok tahrik edici olduğunu da dile getirdi.
AK Parti'ye yöneltilmesi gereken temel eleştirilerden birinin bu süreçte devletçilikten ne kadar kurtulabildiği olduğunu ifade eden Çalışlar, Başbakan Erdoğan'ın "tek bayrak, tek vatan, tek devlet, tek millet" söylemini eleştirdi.
Eski devletçi şuurdan kaldığını iddia ettiği "tekçi felsefe"yle yeni bir Türkiye yaratılmasının mümkün olmadığını savunan Çalışlar, "Yeni Türkiye mutlaka ve mutlaka gerçekten bu tekçi felsefeyi aşabilen, çoğulcu bir yapıyı yaratmaya azimli, yeni bir siyasi bakış açısıyla mümkün. Bu konuda ciddi zaafları olduğunu düşünüyorum AK Parti'nin" diye konuştu.
Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu'nun değişmesini isteyen Çalışlar, Türkiye'nin çok kültürlülüğe alışması gerektiğini söyledi.
Ergenekon, KCK gibi davaların anti demokratik yargılama mantığıyla yürütüldüğünü ifade eden Çalışlar, "Daha açık, şeffaf, adaletli olduğuna inanılan yargılama sürdürülse belki de Veli Küçük'ler dışarıda olmayacaktı" dedi.
Çalışlar, "Türkiye, çok büyük bir beladan geçiyor. Bir zamanlar yargıya ve askere, hatta polise ulusalcı otoriter bir Kemalist anlayış hakimdi, şimdi de aynı anlayışın çapraz yüzü paralel yapı hakim olmuş. Bunun tasfiye edilmesi Türkiye'nin önündeki en büyük mesele" diye konuştu. - Ankara
Son Dakika › Güncel › 30 Mart'a Doğru Adalet ve Kalkınma Partisi' Paneli - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?