Zonguldak'ta, 17 Mayıs 2010'da meydana gelen 30 can alan grizu faciasında yaşamını yitiren madencilerin yakınları, kazanın üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen henüz davanın açılmamış ve olayla ilgili bir kişinin bile tutuklanmamış olmasına tepki gösterdi. Cumhuriyet Savcılığı, dava açmak için Ankara'dan gelecek bilirkişi raporunu beklerken, Cesetlerin çıkarıldığı gün ayağındaki terliklerle ocağa koşarken çekilen fotoğraflarıyla kazanın sembolü olan ölen madencilerden Hüseyin Arslan'ın kızı 24 yaşındaki Dilek Arslan, acısının hala ilk günkü gibi taze olduğunu söyledi. Arslan, "Sorumlular cezaevinde 1 gül olsun yatsalardı belki acımız biraz olsun hafifleyecekti" dedi. Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü'ne ait Karadon Yeni Servis Kuyusu'nda meydana gelen grizu patlamasında, ocakta galeri açma işini üstlenen taşeron firma Yapıtek'te çalışan 30 maden işçisi hayatını kaybetti. Madencilerden Dursun Kartal ve Engin Düzcük'ün cesetlerinin kazadan yaklaşık 8 ay sonra ocaktan çıkarıldığı kazayla ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı'nın hazırladığı raporda, TTK yüzde 30, alt işveren Yapıtek ise yüzde 70 oranında kusurlu bulundu.
TUTUKLANAN 6 KİŞİ CEZAEVİNE GİRMEDEN SERBEST KALDI
Ancak kazayla ilgili Cumhuriyet Savcılığı'nın başlattığı soruşturma henüz tamamlanmadı. Geçen ağustos ayında Zonguldak Karaelmas Üniversitesi'nin (ZKÜ) hazırladığı bilirkişi raporu doğrultusunda savcılık, aralarında Karadon Müessese Müdürü İsmail Güner ile Yapıtek ortaklarından Halim Köse'nin de bulunduğu 10'u TTK, 4'ü Yapıtek çalışanı toplam 14 kişiyi gözaltına aldı. Güner ve Köse'nin de aralarında bulunduğu 6 kişi Sulh Ceza Mahkemesi'nce tutuklandı. Ancak avukatlarının yaptığı itirazı aynı gün değerlendiren bir üst mahkeme, 2 saat sonra tutuklama kararını kaldırdı.
'1 GÜN OLSUN CEZAEVİNDE YATSALARDI'
30 kişinin yaşamını yitirdiği faciada tutukluluk kararının çıkmaması üzerine acıları bir kat daha artan madencilerin yakınları, kazanın üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen henüz davanın açılmamış olmasına da tepki gösterdi. Kazada babası 54 yaşındaki Hüseyin Arslan'ı kaybeden ve madencilerin cesetlerine ulaşıldığı gün ayağındaki terliklerle maden ocağına koşan 24 yaşındaki Dilek Arslan, verilen sözlerin tutulmadığını, 1 yılda unutulduklarını söyledi. Sorumluların cezalandırılması için TBMM'ye kadar gidip görüştüğünü, ancak hiçbir ilerleme olmadığını belirten Arslan, "Cezaevinde 1 gün olsun yatsalardı belki acımız biraz olsun hafifleyecekti. 1 yıldır acımız hala aynı tazelikte. Suçluların en kısa sürede cezalarını çekmesini istiyorum. Ben en büyük acıyı yaşadım. Evimizin direğini kaybettik. Ucunda ölüm bile olsa bu işin peşindeyiz. Babamın kanının son damlasına kadar peşindeyiz" dedi.
Gözyaşlarını tutamayan anne 53 yaşındaki Fatma Arslan ise, "Niye suçlular cezalarını çekmiyor? Niye raporlar gelmedi? 1 gün olsun yatsalardı belki benim acım dinerdi. Nasıl adalet bu? İnsan ölümü bu kadar basit mi? Orada 30 kişi can verdi. Ölünceye kadar kocamın davasının peşindeyim. Asla bırakmayacağım" diye konuştu.
AVUKAT: YARGI SÜRECİ GECİKTİ
Ölen madencilerden Ekrem Akkaya, Hüseyin Arslan, Adem Çengel ve Dursun Kartal'ın yakınlarının avukatlığını üstlenen Ünal Demirtaş da, yargı sürecinin geciktiğine dikkat çekti. Bursa Mustafakemalpaşa ve Balıkesir Dursunbey'deki maden kazalarında sorumluların tutuklandığını belirten Demirtaş, Zonguldak'ta ise 1 yıl geçmesine rağmen 1 kişinin bile şu anda cezaevinde bulunmadığını söyledi. Davanın açılmamış olmasının da müvekkillerini üzdüğünü belirten Demirtaş, "Geçen ağustos ayında 6 kişi tutuklandı, 2 saat sonra jet bir yargılamayla tutuklama kararı kaldırıldı. Müvekkillerim buna çok üzüldü. Dikkatsizlik ve tedbirsizlik nedeniyle ölüme sebebiyet veren dosyalarda uygulamada tutukama kararları verilmekte. Bir trafik kazasında bile kazasaya sebebiyet veren kişi hiç değilse 1 ay tutuklu kalır. Bu olayda her nedense aradan 1 yıl geçmesine rağmen 1 kişi bile tutuklu değil. Bu müvekkilerimi üzüntüye sevk etmekte" dedi. Demirtaş, müvekkillerinin yargıya olan güvenlerini kaybetmek üzere olduğunu, yargı sürecine dışarıda bir müdahale olduğuna inanmaya başladıklarını kaydetti.
SAVCILIK RAPORU BEKLİYOR
Savcılık yetkilileri ise, bilirkişi raporunun ellerine ulaşmaması nedeniyle davanın açılmasında bir gecikme yaşandığını söyledi. ZKÜ'nün hazırladığı bilirkişi raporunun kendilerini tatmin etmediğini, suçlu olduğunu düşünüp şüpheli olarak ifadelerini aldıkları kişilerin raporda kusurlu görünmediğini saptadıklarını belirten yetkililer, "Bu yüzden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na dosyayı göndererek yeni bir rapor istedik. Orada bilirkişi oluşturuldu. Buraya geldiler. Ama rapor hazırlamaktan kaçındılar. Biz de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na dosyayı gönderdik. Oradaki üniversitelerin ilgili bölümlerinin görevlileriyle bir heyet oluşturuldu. Yasa gereği 3 aylık süreleri haziran ayında doluyor. Ama ek süre isteyebilirler. Bu süre de 3 ay olur en fazla. Biz 1 yıl olmadan davayı açmak istedik. Ancak olmadı" dedi.
Savcılık yetkilileri, soruşturmanın tamamlanmasının ardından sorumlular hakkında, 'taksirle ölüme sebebiyet vermek' suçundan Zonguldak 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılacağını kaydetti.
Son Dakika › Güncel › 30 Kişinin Öldü, Dava Henüz Açılmadı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?