28 Şubat Davası - Son Dakika
Güncel

28 Şubat Davası

28 Şubat Davası

Emekli Orgeneral Karadayı: (Sincan'da tankların yürütülmesi) "Bu konudan benim kesinlikle haberim yok, normal bir eğitim tatbikatıydı.

12.12.2013 17:52

28 Şubat Davası sanığı, dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, 28 Şubat döneminde Sincan'da tankların yürütülmesiyle ilgili, "Bu konudan benim kesinlikle haberim yok, normal bir eğitim tatbikatıydı. Bu öyle bir tesadüf oldu ki yoruma açık oldu" dedi.

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, Karadayı'nın sorgusu yapıldı.

Üye Hakim Hakan Oruç'un, "Sanık Hüsnü Dağ'ın evinde ele geçirilen notlar var. Bu notlarda sizin değerlendirmeleriniz olduğu iddia edilen ifadeler ve siyasilerle ilgili değerlendirmeler var. Böyle bir konuşmanız oldu mu?" sorusuna, Karadayı, "Böyle bir konuşma yaptığımı hatırlamıyorum. Ben Yılmaz'ı tanıyan biriyim, başbakanlık yapmış kişi hakkında böyle birşey söylemem söz konusu değil. Hayali ifadeler. Hasta olmadan 10 gün önce, Mesut Yılmaz'la yemek yedik. Bunların hiçbirini konuşmadık" cevabını verdi.

Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin de Karadayı'ya acil şifalar dileğinde bulunarak, "Siz o dönem karargahın komutanısınız. BÇG ile ilgili hazırlanmış, bu çalışmaların yol haritası mahiyetinde belgeler var. Bu belgelerle ilgili dağıtım planları var. Sanık Muhittin Erdal Şenel, BÇG'nin Genelkurmay Başkanı'nın haberi olmadan kurulamayacağını söylüyor. Çevik Bir de her emir ve yazının, Genelkurmay Başkanının emriyle yayınlandığını belirtti. Siz, 'bu konulardan haberdar olmadım' diyorsunuz, bunda bir çelişki yok mu?" sorusunu yöneltti.

Karadayı, "Bu prensip emriyse benim imzamla gider, ama karargah diğer bakanlıklarda olduğu gibi bir çalışma yapmıştır ve emirleri dağıtmıştır. Bunun detaylarını tam hatırlamıyorum, sayın avukatım açıklasın. Hastalığımdan dolayı bazı şeylere giremedim. Sayın savcı bana 70 tane belge gösterdi, hiçbirinde imzam ya da parafım yok. Düşündüm bunlar taslak mı diye... Ban gönderilmedi" yanıtını verdi.

Savcı Çetin'in, "İddianamede yer alan belgelerde, Gölcük'te bir seminer yapıldığı belirtiliyor. Gölcük toplantısına katıldığınızı destekleyen ifadeler ve belgeler var, ne diyorsunuz?" sorusuna, Karadayı, Gölcük'te yapılan bir plan tatbikatıydı. Süreçle ilgili bir karar alınmadı. Ben Çevik paşanın, şube müdürlerinin geldiğini hatırlamıyorum. Böyle bir konuşma olmadı. Kesinlikle Gölcük toplantısında böyle birşey konuşulmamıştır" cevabını verdi.

Savcı Çetin'in, "Tankların yürütülmesi konusunda 'bilgim yok' dediniz. Sizin haberiniz, emriniz olmadan bu nasıl olur? Tankların yürütülmesi konusunda Hikmet Köksal'la ne konuştunuz?" sorusuna, Karadayı, "Hikmet Köksal'la birşey görüşmedim. Bu konudan benim kesinlikle haberim yok, normal bir eğitim tatbikatıydı. Bu öyle bir tesadüf oldu ki yoruma açık oldu. Bu konular konuşulurken tankın yürümesini halk değişik yorumladı. Benim kesinlikle haberim yoktu" yanıtını verdi.

Savcı Çetin'in, "Köksal'a sordunuz mu bu tanklar neden oradan geçti diye?" sorusunu, Karadayı, "Tankların yürüyüş sebebi nedir? diye sordum. Bana, 'eğitim yapan tanklar, köprü yolu bozulduğu için oradan geçti' denildi. Hikmet Paşa'ya bunu sordum geçen, hastaymış galiba, 'benim de haberim yok' dedi" diye yanıtladı.

-"Çok istismar edildi"

Savcı Çetin'in, "Tankların yürütülmesinin önceden planlanmamış olduğu belli. İzzettin İyigün bunları 20 civarına düşürüyor. Her tarafından dökülen bir plan var burda" demesi üzerine, Karadayı, "Benim bilgim yok. Bu tanklar eğitim için '3 ayda bir mi ne gider' dediler. 'Bu bir eğitim tatbikatı' dediler bana. Ben de Sayın Cumhurbaşkanına bu şekilde arz ettim. Bu çok istismar edildi" karşılığını verdi.

Savcı Çetin'in, " Genelkurmay Başkanlığı'nca tankların yürümesi konusunda, 'bu bir darbe girişimi değildi' gibi bir açıklamanın yapılmaması dikkat çekici. Bu açıklamanın yapılmamış olması kamuoyunda sarsıntıya neden oldu diye düşünüyorum" demesi üzerine, Karadayı, "Herşey için Genelkurmay Başkanının bir açıklama yapması beklenemez. Ben Cumhurbaşkanına arz ettim. Ben bunun normal bir tatbikat olduğunu düşünüyorum, ama çok ters bir zamana denk geldi" ifadesini kullandı.

Savcı Çetin'in, "28 Şubat 1997 tarihli MGK kararında yok. Kararın giriş kısmında, bu tarihte MGK'nın toplandığı belirtiliyor. Bu karar kaç gün sonra Başbakan Erbakan tarafından imzalandı?" sorusuna, Karadayı, "2 gün sanırım. Başbakanlığa gitmiş, Meclis'e gitmiş o anlamda gecikme olmuş. Bu MGK'nın işi, ben ve kuvvet komutanları görmez" cevabını verdi.

-"Genelkurmayın istihbarat teşkilatı yok"

Savcı Çetin'in, "MGK toplantısında, siz, '10 dakikada imzalarız' demişsiniz. 18 maddeden oluşan kararın eklerine bakıldığında çok ciddi şeyler var. Kararlar, MGK toplantısından önce mi yazıldı?" sorusu üzerine, Karadayı, "10 dakikada bu iş biter diye birşey söyledim mi hatırlamıyorum. MGK Genek Sekreteri bunu devamlı not ediyordu. Bunu böyle yazalım mı diye soruyorlardı, yani yazılı bir şekil vardı" dedi.

Savcı Çetin'in, "Sizin dönemin YÖK Başkanı Kemal Gürüz'e yazdığınız bir yazı var, 'türban konusundaki tutumunuzu takdirle karşılıyoruz' gibi ifadeler içeren. TSK'nın eğitimle, üniversitelerle ilgili değerlendirmelerini, Genelkurmay Başkanının göreviyle nasıl bağdaştırıyorsunuz?" sorusuna, Karadayı, "Bu metni ben mi yazmışım? İmzam var mı? Ben hiçkimseye bu şekilde bir mektup yazmadım, yazmam da. Ben savcıya, 'ordumu düşünürüm, bunun dışındaki birşey beni ilgilendirmez' dedim. Bu yalan, ilk defa duyuyorum. Hayret ettim. Ben sayın Gürüz'le sık sık görüşen bir insan değilim. Yan yana gelip bir konuşma yapmadım. Böyle birşey yok, bunlar yalan, yanlış şeyler. Benim imzam olur, yapmayın" cevabını verdi.

Savcı Çetin'in, "Cumhurbaşkanlığına verilen 17 Ocak 1997 tarihli brifingde kadrolaşmayla ilgili konuşmalar var. Hükümet iş başına geldiğinde kendi kadrolarını atamaz mı? Bununla Genelkurmay Başkanlığı'nın ilgilenmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, Karadayı, "Ben 'silahlı kuvvetlerin dışında hiçbirşeye karışmam. O devletin işidir' demiştim. Bu değerlendirmeler raporlardan olabilir. MİT'ten, Emniyetten, valiliklerden birsürü rapor geldi. O raporlardan olabilir. Genelkurmay nereden bilsin? Genelkurmay'ın bir istihbarat teşkilatı yok ki" karşılığını verdi.

-"Müdahale edeceğiz' diye birşey yok"

Savcı Çetin'in, "Camilerin silahla doldurulmasından bahsediyorsunuz, ancak bunlarla ilgili adli bir soruşturma yok. Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanının bu konularda işlem yapmayacağı endişesi mi var? Neden konuşuldu da gereği yapılmadı? sorusuna, Karadayı, "Ben pompalı tüfeklerin camilerden toplandığını hem gazetelerden okudum hem de arkadaşlarım bana söyledi. Benim araştırma yapmam gibi birşey yok. Ben telaşlandım, konuyu Cumhurbaşkanına arz ettim" yanıtını verdi.

Savcı Çetin'in, "Genelkurmay Adli Müşavirliği ilgilenebilirdi" demesi üzerine Karadayı, Adli Müşavirliğin böyle bir görevinin bulunmadığını söyledi.

Savcı Çetin'in, "Bu tip endişeler neden brifinglerde kullanıldı da gereği yapılmadı?" sorusu üzerine Karadayı, "Bunu İçişleri Bakanına, valilere sorun. Her olaya müdahale edeceğiz diye birşey yok" cevabını verdi.

-"Belgede BÇG diye birşey yok"

Sanık avukatı Yasin Tekakça'nın, "BÇG ifadesini ne zaman duydunuz?" sorusuna Karadayı, "Görevdeyken, Başbakanlığa destek olmak için kurulan grubun BÇG olduğunu anladım" dedi.

Tekakça'nın, "BÇG ile ilgili Milli Savunma Bakanı açıklama yapıyor, Mecliste tartışma oluyor, daha sonra Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılama oluyor. Hergün manşetler atılıyor. Siz BÇG'den haberinizin olmadığını söylüyorsunuz, doğru mu anladım?" sorusuna Karadayı, "Sanıyorum BÇG ile ilgili dava açıldı ve beraatle sonuçlandı. Bunun yasadışı bir grup olmadığı mahkeme tarafından tescil edildi. Bunu hatırlıyorum" yanıtını verdi.

Tekakça'nın, "Basında sıkça söz edilen, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'dan belgelerin çalınmasıyla ilgili Kadir Sarmusak davası var, bunu hatırlıyor musunuz?" sorusuna, Karadayı, "Sanıyorum Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda bir er belgeleri almış. Bazı belgelerin çalındığını hatırlıyorum" cevabını verdi.

Avukat Tekakça'nın, "Bu bazı belgeler çok önemli. Bunlar basına çıktığı için yargılama oldu" demesi üzerine Karadayı, "Bu konuda söyleyecek birşey bulamıyorum, BÇG diye birşey yok belgede" karşılığını verdi.

-"Bunlar tamamiyle saçma"

Avukat Tekakça'nın, "Karargahınızda, BÇG diye bir çalışma grubu olduğunu biliyor muydunuz?" sorusuna Karadayı, "Başbakanlığa teklif ettiğim zaman çalışma grubunun olduğunu gördüm. Savcıya ifade verdiğimde hatırladım" cevabını verdi.

Tekakça'nın, "Askeri hiyerarşinin dışında bir BÇG oluşturulduğu ve hükümetin düşürüldüğü iddia ediliyor. BÇG size baskı yapıp kuvvet komutanlarıyla birlikte sizin iradenizi ele geçirip darbe mi yaptı? sorusunu, Karadayı, şöyle yanıtladı:

"Böyle birşey olamaz, bu tamamen mantık dışı. Ancak BÇG'yi mahkemeye verdikleri zaman, ne şekilde beraat ettiğini avukatım gayet güzel izah edecek. Ben hastalığım ve yaşım gereği aklımda tutamıyorum. Bunlar tamamiyle saçma, akla, mantığa sığmayacak dedikodular, laflar."

-"Karargah görevini yaptı"

Sanık avukatı Aykanat Kaçmaz'ın, "1998 yılı Mart ayında bir MGK toplantısında Sayın Çetin Doğan bir sunum yaptı. Aynı 28 Şubat tarihli toplantıdakine benzer. BÇG'den bahsetti. Bundan haberiniz var mı? Doğan tarafından böyle bir sunum yapıldı mı?" sorusuna Karadayı, "Hatırlamıyorum" karşılığını verdi.

Kaçmaz'ın, "1997'nin Haziran ayında bir takım brifingler verildi. Birliklerde de birçok brifing verildi. İddianameye göre brifingler BÇG'nin isteğiyle yapıldı. Bu brifingler kimin görüşüydü, BÇG'nin yönlendirmesiyle mi, Genelkurmay'ın isteğiyle mi yapıldı?" sorusuna, Karadayı, "Bilgilendirme toplantısı her zaman Genelkurmay Başkanlığı'nın emriyle yapılır. Bölücü terör örgütüyle ilgili biz 40 bin silah ele geçirdik, belgeler ele geçirdik. Bunları anlattık halka. Bunların çoğundan benim haberim oluyordu. Karargah kendi görevini yapmıştır, bunda yasal olmayan birşey görmüyorum" yanıtını verdi.

-"Erbakan iki elini kaldırdı"

Kaçmaz'ın, "TSK'dan atılan personelin darbeye karşı olan personel olduğu söyleniyor. Bu atılmalar 28 Şubat'tan önce de yapılıyor muydu? Yoksa BÇG'nin çalışmasının bir sonucu muydu?"  sorusunu, Karadayı, şöyle yanıtladı:

"Silahlı kuvvetler bir disiplin müessesesidir, TSK'nın ortaya koyduğu esaslara uymazsa atılabilir. MGK kararlarının hükümet tarafından onaylanıp, milli güvenlik siyaset belgesine geçmesinden sonra, irtica da bölücülük gibi bir tehlike oldu. İrticai faaliyetlere girenlerin belgeleri gelmiştir, bunlar incelenmiştir, araştırması yapılmıştır. Bunların başında da rahmetli Erbakan vardı. Hatta bunların hiçbirine şerh koymadı, koyabilirdi. Hatta bir keresinde, ben oylarınıza sunuyorum dediğimde iki elini birden kaldırmış."

Karadayı, BÇG ile disiplinsiz kişilerin atılmasının bir alakasının bulunmadığını söyledi.

Avukat Kaçmaz'ın, "MGK'da karar verildikten sonra, milli güvenlik siyasetinin oluşturulmasında, irticayla ilgili ne yaptınız? " sorusuna, Karadayı, "Milli güvenlik siyaset belgesini hazırlamada benim rolüm olmaz. Milli güvenlik siyaset belgesine geçmiş bir şeyin bütün kurumlar tarafından uygulanması da elbette Genelkurmayı ilgilendirir ve Genelkurmay da ilgili faaliyete bakar " cevabını verdi. - Ankara

Kaynak: AA

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement