28 Şubat Davası sanıklarından emekli albay Serdar Çelebi, "Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensubu olarak, silahlı kuvvetlerin, devlet yönetiminde rol üstlenmesi ve bu yönde cebir ve şiddet kullanması yönündeki bir dünüşünceyi hiçbir zaman benimsemedim" dedi.
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanıklar savunmalarını yapmaya devam etti.
Soruştarma kapsamında arandığını yurtdışında, denizde görevliyken öğrendiğini belirten Çelebi, hemen Türkiye'ye dönerek, kolluk kuvvetlerine teslim olduğunu kaydetti.
Denizaltında, insanların "burun burun" görev yaptığı için, yalan söyleyemediğini, dedikodu yapamadığını ifade eden Çelebi, bu steril ortamın kişiliğine de yansıdığını söyledi.
Karada ilk defa 1996'da görev aldığını belirten Çelebi, "Karada geçen zamanım, benim sanık sıfatıyla aşağılanmama yol açtı" dedi.
Denizaltı görevinin ardından, 1 Nisan 1996'da Başbakan Askeri Başdanışmanlığı görevine getirildiğini anlatan Çelebi, şunları kaydetti:
"Benim 54. Hükümete karşı suç işlemiş olmam, zaman ve zemin açısından mümkün değil. 28 Şubat 1997 tarihinde, MGK'nın 406. sayılı kararı aldığından hükümetin istafasına kadar geçen sürede, hep atanmış olduğum yerde çalıştım. Hükümet istifa edince bizim bir görevimiz kalmadı. Başbakanlıkta işimiz kalmayınca, komutanımızın emri doğrultusunda Genelkurmay karargahında yapılan iç güvenlik değerlendirme toplantısına katıldım. Ancak bu toplantılar 54. Hükümetin istifasından sonra gerçekleşti. Hükümet ortada olmadığına göre, yaptıklarımın bi suç oluşturmayacağı ortadadır."
-"Deliller sahte"
Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) listelerinde isminin bulunmadığını savunan Çelebi, kendilerini sanık yapan delillerin, sahte ve tahrifat yapılmış belgelerden oluştuğunu iddia etti.
İddianamede bulunan, kriz kurulu isim listesinin aleyhinde delil olarak gösterildiğini ifade eden Çelebi, bu kurulda görev almadığını, listenin sahte olduğunu savundu.
Rütbesi albay olsa da Genelkurmay karargahında çalışması nedeniyle en alt düzeyde görev aldığını belirten Çelebi, emrinde kimsenin bulunmadığını söyledi.
-"İtibarım zarar gördü"
Meslek hayatı boyunca hep insancıl idare yönetimini benimsediğini ifade eden Çelebi, şunları kaydetti:
"Ben devletine, milletine, vatandaşına zarar verecek biri değilim. Benim için 'bu suçu işlemedim' sözü bile ziyadesiyle onur kırıcı geliyor.
TSK mensubu olarak, silahlı kuvvetlerin, devlet yönetiminde rol üstlenmesi ve bu yönde cebir ve şiddet kullanması yönündeki bir dünüşünceyi hiçbir zaman benimsemedim. Yurt dışındayken şüpheli olarak arandığımı öğrenir öğrenmez içinde bulunduğum şartları zorlayarak, bulunduğum gemiden helikopterle karaya çıkıp, geldim. Kaçma şüphesiyle 14 ay tutuklu kaldım. Hem Türk milleti hem de beni tanıyanlar nezlinde itibarım zarar gördü."
Çelebi, beraatına karar verilmesini ve itibarının iade edilmesini istedi.
-Mahkemenin ara kararı
Emekli korgeneral Hakkı Kılınç ile emekli albay İbrahim Selman Yazıcı ve Abdurrahman Yavuz Gürcüoğlu'nun duruşmalardan vareste tutulmalarına karar veren mahkeme, duruşmayı yarın saat 10.00'a erteledi. - Ankara
Son Dakika › Güncel › 28 Şubat Davası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?