28 Şubat Davası'nda tutuklu sanıklardan Ünal Akbulut, "BÇG'nin fiili uygulamaya göre bu kadar bile personeli yoktur. Benim BÇG'de çalışma sürem 15 Mayıs ile 23 Mayıs arasıdır. Tam 5 gün. Bu dönemde BÇG'nin kuruluş dönemidir. Rapor sistemi bile çalışmaya başlamamıştır. İcrai bir çalışma yoktur, daha çok MGK kararlarını esas alan teori çalışmaları yapılmıştır. 5 gün için 19 aydır tutuklu olmamı vicdanlarınıza bırakıyorum" dedi. Akbulut, "TSK'da sözlü emir var mıdır yoksa yazı emir verilebilir mi?" sorusuna, "Askerlik de düdükle bile emir verilir, bilirsiniz, düdük öttürülünce yatırılır, düdük öttürülünce yatılır" yanıtı verdi.
28 Şubat dönemine ilişkin, 103 sanık hakkında "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" suçundan açılan davanın 31'inci duruşması tamamlandı. Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler, sanık yakınları ve avukatlar katıldı. Dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı bu duruşmada hazır bulundu.
Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda tutuklu sanıklardan Ünal Akbulut'un savunması tamamlandı. BÇG'nun kağıt üzerindeki personelinin 17 kişiden ibaret olduğunu anlatan Akbulut, "BÇG'nin fiili uygulamaya göre bu kadar bile personeli yoktur. Benim BÇG'de çalışma sürem 15 Mayıs ile 23 Mayıs arasıdır. Tam 5 gün. Bu dönemde BÇG'nin kuruluş dönemidir. Rapor sistemi bile çalışmaya başlamamıştır. İcrai bir çalışma yoktur, daha çok MGK kararlarını esas alan teori çalışmaları yapılmıştır. 5 gün için 19 aydır tutuklu olmamı vicdanlarınıza bırakıyorum" dedi.
"Darbe var mı, yok mu" sorusunun cevabını kimin verebileceğini soran Akbulut, "Cumhurbaşkanın görüşlerini biliyoruz dönemin Başbakanın görüşlerini de biliyoruz aslında, darbeye maruz kaldığına dair tek bir cümlesi yok, yargı organlarının başkanlarından da darbe sözü duymadım. Bunlar böyle bir şey yok diyorsa kime inanacağız. Yok diyorlar. 16 yıl boyunca hiçbir savcı soruşturma yapmayı gerek görmedi de Mustafa Bilgili mi gördü" sorusun yöneltti.
-"SÜREÇ DIŞARIDAKİLERİ DEĞİL İÇERİDEKİLERİ ETKİLİYOR"-
Herkesin 28 Şubat davası için sürecin tamamlanması gerektiğini söylediğini ifade eden Akbulut, "Süreç tamamlansın ama ben 18 aydır tutukluyum. Süreç dışarıdakileri değil içeridekileri etkiliyor. İddianame kabul edilmeseydi "pardon' mu denecekti. Suçlu olan insan sabırla bekler ama ben suçluluğuma inanmıyorum artık tutukluluk halime katlanamıyorum. Lütfen bu adaletsizliğe bir an önce son verilsin" ifadelerini kullandı.
Genelkurmay Başkanlığı karargahında olduğu süre içinde PKK terörüne ilişkin çalışmalar yaptığını, irtica konusunda bir çalışmasının olmadığını savunan Akbulut, BÇG'de çalışmasına ilişkin bir talimat almadığını ifade etti. Akbulut'un savunmasının tamamlanmasının ardından çapraz sorgusu yapıldı. Mahkeme Üyesi Hakan Oruç'un "Batı Eylem Planını siz mi hazırladınız?" sorusuna Akbulut "Hayır, zaten o dönem tayinim çıkmıştı" yanıtını verdi.
-"ASKERLİK DE DÜDÜKLE BİLE EMİR VERİLİR"-
Ünal Akbulut, Çetin Doğan'ın "TSK'nın Kotuma Kontrol Konsepti karargahın içinde hazırlanmıştır. Benim dönemimde de tesadüfen güncellenmiş taslak olarak hazırlanmıştır. Bu belgeler Kuvvet komutanlıklarına görüş almak üzere gönderilmiştir. Dokümanlar bir baş yazı ile varsa görüşlerin bildirilmesi istenmiştir. Bu TSK'daki yerleşik konsept hazırlama tekniğidir. TSK'nın ana unsurları bu görüşlerin alınması ve tekamül etmesi gerekir, sizin hazırladığınızı söylediğiniz doküman taslak olarak kuvvet komutanlıklarına gönderilmiş midir" sorusuna "Böyle bir şey olduğunu hatırlamıyorum. Olsaydı imzalı yetkili yazı olurdu, ama ben gönderilip gönderilmediğini hatırlamıyorum, bilgim yoktur" yanıtını verdi. Akbulut, Doğan'ın "Üzerinde 27 Mayıs tarihi taşıyan Batı Eylem Planı ile 6 Mayıs tarihini taşıyan Batı Harekat Konsepti adlı dokümanlarının Genelkurmay Başkanlığında asılları bulunamadı. Askeri teamüllerde evraklar 20 yıl muhafaza edilir. Sizin bir bilginiz var mı?" şeklindeki sorusuna ise "Benim resmi olarak gönderme yetkim zaten yoktu. Ancak yorum yaptığım zaman Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndan çıktığına göre görüş olarak gönderilmiş olabilir" dedi.
Akbulut, sanıkların, savcının ve müdahil avukatlarının "TSK'da sözlü emir var mıdır yoksa yazı emir verilebilir mi" soruları üzerine "Askerlik de düdükle bile emir verilir, bilirsiniz düdük öttürülünce yatırılır, düdük öttürülünce yatılır" yanıtı verdi. Akbulut'un bu cevabı salonda gülüşmeler neden oldu.
-"İDDİANEME TSK'YI TERÖR ÖRGÜTÜ OLMAKLA SUÇLUYOR"-
Akbulut'un çapraz sorgusunun tamamlanmasının ardından Avukatı Coşkun Özbudak savunma yaptı. 1997 yılında irticayla mücadelenin tehdit olarak görüldüğünü, günümüzde ise irticanın bir zenginlik olarak kabul edildiğini savunan Özbudak, iddianame ile TSK'nın terör örgütü olmakla suçlandığını savundu. İddianamenin mantığının ceza hukukçusu profesörleri mezarlarında "ters döndürür" nitelikte olduğunu öne süren Özbudak, soruşturmanın ve iddianamenin yok hükmünde olduğunu savundu. Sanıkların fişleme yapmakla suçlandığını anımsatan Özbudak, "Kız ve erkek öğrencilerin aynı evde kaldığını söyleyerek bugün fişleme yapıldığını bizzat Başbakan beyan etmiştir. Bu bir suçtur. Valiler bu emri nereden almıştır, ortada konusu suç teşkil eden emir var mıdır? bu konuda, fişlemeye karşı olan müşteki vekillerini suç duyurusunda bulunmaya çağırıyorum, iddia makamını da soruşturma açmaya davet ediyorum. Burada sanıklar fişleme ile suçlanıyor ancak yasal olan belgeler üzerinden suçlanmaktadır" dedi. Özbudak, müvekkili Akbulut'un emekli astsubay olan kardeşinin eşinin başörtülü olduğunu belirterek, hem müvekkilinin hem de astsubay kardeşinin ordudan ihraç edilmediğinin altını çizdi. Duruşmaya yarın devam edilecek
Son Dakika › Güncel › 28 Şubat Davası (2/son): Sanık Avukatı Özbudak'dan Suç Duyurusu Çağrısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?