Ertuğrul Özkök moderatörlüğünde; Vuslat Doğan Sabancı, Kai Diekmann, Béatrice de Clermont Tonnerre'in 'Reality in a Dark Room: Defining the Future of Media (Karanlık Odadaki Gerçeklik: Geleceğin Medyasını Tanımlamak)' başlıklı panel gerçekleştirildi.
Ertuğrul Özkök
Her gün milyonlarca gerçek olup olmadığını bilmediğimiz haberler alıyoruz. Nereye gidiyoruz? Bugün bunu konuşacağız. Mesela Instagram gerçek, reel haberlere erişmek ve bunu yaymak için kullanılacak.
Karanlık odada hem sert hem yumuşak topla mı oynuyoruz. Hayali bir top bize atıldığında o topu geri atar mıyız?
Gezi olayları sırasında olanları hatırlayın: Barbarlar camiye saldırdı denildi. Bir kadına saldırıldığı söylendi. Ancak bunları kimse görmemişti, yine de tıpkı Otomatik Portakal filminde olduğu gibi hayali birtakım varlıkların saldırısına inanıldı; toplumun bir kesimi bunlara inandı. Yani elimizde hayali toplar var.
2013 önemli bir seneydi, bu sene daha da çok değişim oldu. Sadece teknolojik değil, pek çok sosyal olay yaşandı. Örneğin Mısır'daki, Orta Doğu'daki, Türkiye'deki olaylar? Tüm bu nedenlerle inanıyorum ki geriye dönüp baktığımızda 2013'ü hatırlayacağız.
Vuslat Doğan Sabancı
-Son on yıldır sadece gazetelerimizi ve haberlerimizi sadece geleneksel yöntemlerle yapmıyoruz.
-Hürriyet olarak birçok komünite oluşturmuşuz ve bunlardan ortaya bir dünya çıktı.
-Mobil ve dijital teknolojiler sayesinde sadece haber yayıncılığı yapmıyoruz, dijital hizmetler de sunuyoruz. Bu iletişim de iki taraflı ve interaktif.
-Hala en mükemmel vitrinimiz, gözbebeğimiz gazetemiz ve hep öyle olacak. Bileşik ya da daha devasa bir gazetecilik tecrübesi aktarmak videolarla interaktif hizmetlerle mümkün. Ama kendimizi en çok gazete vitrininde gösteriyoruz.
-İlk hedefimiz müşterimizi anlamak. Bunu sonra farklı şirket ve ajanslarla paylaşmak.
-Sosyal medyada paylaşılanların aslında diziler, yarışmalar gibi geleneksel medyadan geldiğini görüyoruz aslında. Türkiye'ye baktığımızda da böyle olduğunu görüyoruz. Sadece sosyal medyaya daha fazla entegre olmamız ve diğer kanallara da bunu taşımamız gerekecek. Aslında sosyal medyayı dijitale ve onu da mobile bağlayabilecek olursak okuyucular çok farklı deneyimler yaşayacaklar ve aslında, bu konuda önümüzde çok büyük bir avantaj ve potansiyel var.
-Okuyucu yaşı ortalaması olarak birdenbire 35'ten 25'e indik ve bu zorlayıcı oldu, çünkü onların dünyasını anlamıyoruz. Örneğin '90'lılar Gezi Parkı'na gittiler ve biz onları anlamaya çalıştık, ama şunu anladık: Onların dünyasına o kadar dahil olmamışız ki'
Kai Diekmann
-İnternet sektörümüzde bir çığır açtı. Bütün sektörlerde değişim yaratıyor. Birçok gazete matbaadan çıkıyor ama tirajları düşüyor. Ben inovasyonun hayatı alt üst ettiği alana geçmek istedim ve Palo Alto'ya yerleştim. Teknoloji devlerinin 10'undan 9'u burdan çıkıyor.
-ABD hep iki üç sene önde gidiyor. Orada geleceği yaşamak istedim. San Francisco'da bunu görüp değişime hazır olmak istedim.
-Ben kağıt değil gazetecilik satıyorum, doğruyu satıyorum. 360 derece gazetecilik yapan bizler için dijital artık bir tehdit değil.
-İçerikte sadece belli bir dağıtıma odaklanamayız. Ben baskı gazeteye hala inanıyorum ve önümüzde bir değişim süreci var. Baskının da inovatif olması lazım. Başarılı olmak için inovasyon lideri de olmalıyız.
-Yeni okuyucuların daha farklı alışkanlıkları olacak. Biz gazetelerden haber alırdık küçükken. Yeni kuşak ilgilendikleri haberleri sosyal networklerde buluyorlar. Bizim de kendi haberlerimizi farklı platformlardan sunmalıyız, bu platformları çeşitlendirmeliyiz.
-Eskiden haberler exclusive'di. Ama şimdi haberler her yerde. Gazteeciliği yeniden keşfetmemiz lazım.
-Hikayelerimizi anlatma şeklimiz değişecek. Haberler tek bir resim, yazı, manşetten ibaret olmayacak. Sosyal dijital platformlardan da hikayelerimizi paylaşmamız lazım.
-Başarılı olmak istiyorsak gelecekteki okuyucularımızın beklentilerini karşılamamız lazım. Eskiden hiç fotoğraf basmazdık. Sonra basmaya başladık, sonrasında da renkli fotolara geçtik.
-Bild gazetesinin ortalama okuyucu yaşı 46-47, ama web okuyucularının yaş ortalaması 25-29 arası. Ama bu fark bana büyük bir şans veriyor, böylece ben farklı farklı içerikler üretebiliyor ve elimdeki kanalları her okuyucuya ulaşabilecek şekilde değiştirebiliyorum. Örneğin gazetede emeklilik üzerine yazılara yer verirken web sitesinde pop starlara değiniyorum.
Béatrice de Clermont
-Dijital kökenden gelmeyen benim gibi bir insanın dijital sektöre girmesi tevazu gerektiriyor. Öğrenecek çok var.
-Hepimizin dijital ekonomiye büyük faydaları olabilir.
Dijitalleşme de kendi içinde bir süreçti. Eskiden verimliliği artıran bir yazılım gibi görülüyordu.
-Artık anahtarsız ve cep telefonsuz dışarı çıkamıyoruz.
-Benim çalışma biçimim tamamen değişti. Sektöre 90'lı yılların ortasında girdim ve internetin patladığı yılları yaşadım. Geçtiğimiz sene itibarıyla her şeyin olduğu bittiği yerde olmak istedim. Ben burayı dijital yuva olarak tanımlıyorum. Hepimiz bu dijital yuvadayız. Burada eğleniyoruz, çalışıyoruz, paylaşıyoruz. Eskiden kağıt raporlar okurdum. Artık kağıt kullanmıyorum. Çevreye daha az zarar veriyorum.
-Liderlik tarzı da değişti dijital ekonomiyle birlikte. Liderler insanlarla kaynaşmak zorunda artık. İnsanlarla iyi geçinmek zorundalar ki altlarında çalışanlar ona saygı duysun.
-Ortam değişiyor, ancak biz de kendimizi ona göre adapte ediyoruz.
-Web'de reklam çok farklı. Bu alandaki kalite artıyor. Asıl güç, okuyucularla bizzat iletişim kurmaktan gelecek.
- Google'da girişimlerle ilgili büyük bir enerji var, bizi bizzat ziyaret edip neler deneyimlediğimi sizin de görmenizi isterim aslında.
-Ben eski kuruluşların da hala büyük değer sahibi olduklarını ve mükemmel içeriklere imza attıklarını düşünüyorum.
(Tür: İstanbul)
Son Dakika › Güncel › 28 Eylül 2013 Tarihleri Arasında Turkcell Ana Sponsorluğunda İstanbul Bilgi Üniversitesi Santral... - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?