"2000'li Yıllar Türkiye'nin de Baharı Oldu"

Bursa'da düzenlenen ve Ortadoğu ve Arap Baharı'nın ele alındığı uluslararası konferansta konuşan Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Tayyar Arı, 2000 yılı sonrasının Türkiye'nin de baharı olduğunu, ancak ülkeyi yönetenlerin 2010 sonrasında paradigmatik değişime girerek özellikle dış politikada eski geleneksel yaklaşımda olduğu gibi Batı'nın etkisine girdiğini, bu yaklaşımla ise hiçbir sorunun çözülemeyeceğini söyledi.

Uludağ Üniversitesi´nde İİBF Uluslararası İlişkiler Bölümü'nün düzenlediği 4'üncü Uluslararası İlişkiler Konferansı'nda, 'Türkiye'nin Ortadoğu Politikası ve Arap Uyanışı' başlıklı panelde, uzmanlar çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

"OBAMA GELDİ, POLİTİKAMIZ DEĞİŞTİ"

Türkiye'nin son 50 yılda uyguladığı dış politikanın Batı'ya bağımlı, iç politikasının da bireye karşı hoşgörüsüz olduğunu savunan Prof. Dr. Tayyar Arı şunları söyledi:

"2000'li yıllarda bir zihniyet değişimi oldu. Dış politikada pozitif diplomasi kullanan, güvenli bir ülke yaratma çabası, içerde devlet-birey ilişkilerinin daha özgürlükçü hale gelmesi konusunda bir değişimdi bu. Ancak, bu yeni politikalara karşı bir direnç gelişti. Türkiye'yi yönetenlerin bu telkinlere kapılmayacağını düşünüyordum. Ama ne yazık ki paradigmatik bir değişim oldu. Obama Türkiye'ye geldikten sonra Türkiye'yi yeniden kazanma çabasına girişti ve Türkiye bu ziyaretin ardından, henüz Arap baharı başlamadan, eski geleneksel dış politika anlayışına döndü. Olaylara Batı'nın gözüyle bakmaya başladı. Yaptığı tek değişiklik; dış politika yelpazesine Ortadoğu'yu eklemek oldu. Ben buna 'yeni gelenekselci yaklaşım' diyorum. Geleneksel anlayışla 50 yıldır hiçbir sorun çözülemediyse, yeni gelenekselci anlayışla da çözülemez. Türkiye, yeniden, daha yerel, iç ve dış politikaya kendi çıkarları açısından bakmaya başlamalı. Sorunlara Batı'ya birlikte çözüm arayışı Türkiye'ye popülarite kazandırmayacaktır."

Türkiye'nin Suriye konusunda öngörülü davranamadığını belirten Prof. Dr. Arı, "Suriye konusunda Batı'nın hiçbir şey yapmayacağını Türkiye önceden görebilir ve derin bir angajman içine girmeyebilirdi. Dostlarımızı harcamada daha cimri davranmalıyız" diye konuştu.

"TÜRKİYE GÜNDEMİNDE ŞERİAT YOK"

İstanbul Şehir Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burhanettin Duran da, 'Yeni Ortadoğu'da İslam'ın Rolü ve Tecrübesi' başlıklı konuşmasında, Ortadoğu'daki devletlerin, milli çıkarları, dini söylemlerini meşrulaştırmak için kullandıklarını ve bunun da bölgeyi çatışmacı bir ortama sürüklediğini ifade etti. Prof.Dr. Duran, Ortadoğu'da 10 yılda bir politika değiştiğini, önümüzdeki 10 yılın da şiicilik ve vahabilik kutuplaşmasıyla geçeceğini, Türkiye'nin gündeminde şeriat olmadığını ekledi.

IRAK'LA SÜRDÜRÜLEBİLİR İLİŞKİ

Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Doç. R. Mesut Özcan da, 'Arap Uyanışı Sonrasında Türkiye-Irak İlişkileri'ne değindiği konuşmasında, Ortadoğu'da büyük bir siyasi dönüşümün gerçekleştiğini, 30 yıl süreyle ambargo nedeniyle zor durumda olan Irak'ın kalkınmaya ihtiyacı bulunduğunu, bu nedenle Irak'la sürdürülebilir bir ilişkinin şart olduğunu vurguladı.

Panelde daha sonra öğrencilerin ve öğretim üyelerinin soruları yanıtlandı. - Bursa