2. Barajlar Kongresi

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, "Barajlar keyif için yapılmıyor. Barajlar, iklimin, coğrafyanın bize yüklediği mecburiyetten yapılıyor. Bunu herkesin bilmesi lazım" dedi.

Eroğlu, İstanbul Fuar Merkezi'nde, " Türkiye'deki Baraj ve HES Projelerinde Örnek Uygulamalar" başlığında düzenlenen 2. Barajlar Kongresi'nin açılışında yaptığı konuşmada, kongrenin ilkini geçen yıl ekim ayında gerçekleştirdiklerini ve bu kongrenin büyük katkı sağladığını, bu yılki kongrede de önemli konuların işleneceğini ifade etti.

Devlet Su İşlerinin de bu yıl 60. kuruluş yıl dönümünün kutlanacağını ifade eden Eroğlu, kurum mensuplarını tebrik etti. Eroğlu, kongreye katkı sağlayan Türkiye Müteahhitler Birliği veTürk Müşavirler Mühendisler ve Mimarlar Birliğine de teşekkür etti.

Konuşmasında suyun insan hayatı için önemini vurgulayan Eroğlu, suyun kalkınmanın lokomotifi olduğunu ifade ederek, "Su varsa, orman varsa, hayat var. Su yoksa, orman yoksa, Türkiye çöl olur" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin su zengini bir ülke olmadığını kaydeden Eroğlu, "Türkiye, yarı kurak iklim bölgesinde. Üstelik, su ihtiyacı yaz aylarında azami derecede artıyor. Niçin? Çünkü yazın sulama var. Yazın insanlar için kullanma suyu ihtiyacı daha fazla. Kış aylarında kişi başına 150-200 litre su kullanılıyorsa, yaz aylarında bu 1,5-2 katına çıkıyor. Dolayısıyla kış aylarında yağan yağmuru mutlaka biriktirip yaz aylarında kullanma zarureti var. Bazıları barajlara karşı çıkıyor, anlamakta zorlanıyorum. Çünkü barajlar olmadığı takdirde içme ve kullanma suyu, sanayiye sulama suyu veremeyiz. Mümkün değil. Yağan yağmuru biriktireceksiniz. Dolayısıyla Türkiye'de barajların, göletlerin yapılması teknik bir zarurettir. Barajlar keyif için yapılmıyor. Barajlar, iklimin, coğrafyanın bize yüklediği mecburiyetten yapılıyor. Bunu herkesin bilmesi lazım. Bu bakımdan biz baraj yapmaya devam edeceğiz. Kuraklıkla mücadele için baraj yapmaya devam edeceğiz. Bütün şehirlerimize yeteri kadar, uygun kalitede, yeterli miktarda su vermek için devam edeceğiz" diye konuştu.

Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de kurak yıllar ve suyun bol olduğu yıllar olduğunu ifade eden Eroğlu, Türkiye'de şehirler için asgari 2 yıllık suyun hazır bulundurulması gerektiğini, bunun için de baraj ve göletleri yapmaya mecbur olduklarını söyledi.

Bu yılın kurak geçtiğini, ancak gerekli tedbirleri aldıklarını kaydeden Eroğlu, "Geçmişte çok büyük sıkıntı çekildiği için vatandaşta endişe var. Onlar düşünmeyecek, biz düşüneceğiz. Vatandaş rahat olsun. İstanbul'da yağış azlığı var ama biz zaten İstanbul için çok büyük düşünmüştük" diye konuştu.

Hedeflerinin İstanbul'da 3 yıl kuraklık olsa da susuzlu yaşatmamak olduğunu ve bu yönde çalıştıklarını ifade eden Eroğlu, Melen Barajı'nın da resmi temel atma törenin yakın zamanda yapılacağını bildirdi.

Planları 30-40 yıl sonraya göre yaptıklarını kaydeden Eroğlu, "Merak etmeyin, bu kuraklığı da atlatırız. Vatandaşlarımız endişe etmesin. Geçmişte su sıkıntısı yaşayan bir kişi olarak İstanbul'a su sıkıntısı yaşatmayacağız" dedi.

Barajlar ve hidroelektrik santraller yapılırken çevresel etki, tarihi eserler ve kültürel varlıkları koruduklarını kaydeden Eroğlu, "Tarihi eserler, kültürel varlıklar bunlara dünyada en çok önem gösteren biziz. DSİ. Nitekim şu anda dünyada en büyük mozaik müzesi nerede? Gaziantep'te. Bu müze niçin ortaya çıktı. Yer altında olan bu muhteşem eserler DSİ'nin baraj inşaatı sırasında çıktı. Daha önce Türkiye'de mozaik müzesinin esamesi okunmuyordu" ifadelerini kullandı.

Geçmişte barajların, arıtma tesislerinin yabancılar tarafından yapıldığını bugün ise yapılan barajların Türk mühendis ve müteahhitlerinin eseri olduğunu kaydeden Eroğlu, "Dünyada Çin'den sonra 2. sıraya yükseldik. Bu gurur duyacağımız bir tablo. Dünyada birinciliğe çıkmak için, hükümet olarak ne gerekiyorsa yapmaya hazırız" diye konuştu.

"Kamu ihalesinde adil ve şeffaf sistem oluşturulmaması yaşanan sorunların temel nedeni"

Türkiye Müteahhitler Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Emin Sazak, Türkiye'nin hidroelektrik enerji potansiyelini daha kısa sürede devreye sokabilmek için, kamu yatırımlarının yanı sıra özel sektörün de yatırımlarının önem taşıdığını belirtti.

Şeffaf, adil ve kamu kaynaklarını verimli kullanılmasını sağlayacak bir kamu ihale mevzuatı eksikliği çekildiğini, bunun sektörün hedeflerini gerçekleştirmesinin önünde de bir engel teşkil ettiğini kaydeden Sazak, "Mevcut ortamda sektör olarak içinden geçmekte olduğumuz son derece üzücü ve yıpratıcı sürecin de kaynağı, aslında aynı eksikliktir diye düşünüyorum. 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu ve ikincil mevzuatlar bugüne kadar sayısız kez değişiklikler yapılmış olmasına karşın, yaşanan sorunlara bu mevcut sistem içinde kalıcı çözümler üretilememiştir. Kamu ihalesinde şeffaf ve adil bir sistem oluşturulmaması bugün kamu ihalelerinde yaşanan sorunların en temel nedenidir" diye konuştu.

Türk Müşavir Mühendisler ve Mirmarlar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Demir İnözü, ilk kongrenin sektöre önemli katkılar sağladığını ifade etti. Türkiye'nin enerjide dışa bağımlı olduğunu kaydeden Demir İnözü, şöyle dedi:

"Su kaynakları açısından da Türkiye çok zengin değil. Hem enerji gereksinimimizi karşılamak hem de dışarıya bağımlılığımızı azaltabilmek için hidroelektrik enerji üretmemiz yaşamsal bir önem taşımaktadır. Halen Türkiye'nin 240 milyar kilovat saatlik elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 25'i hidroelektrik santrallarımızdan kaynaklanmaktadır. İçme, kullanma, endüstri ve sulama suyu temini ve taşkınların önlenmesi için yapımı zorunlu olan barajların ulusal çıkarlarımız açısından önemini burada özellikle vurgulamak gerekir. Ancak yatırımcıların, yapımcıların ve ilgili kurum ve kuruluşların baraj ve hidroelektrik santralların çevresel olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak ve en aza indirmek için çaba sağlamaları, baraj ve hidroelektrik tesislerinin yapımı için olmazsa olmaz koşuldur. Barajlar ve hidroelektrik tesislerin yapımına karşı çıkan grupların ve bazı sivil toplum kuruluşlarının söylemlerinden etkilenen toplum kesimlerimizin doğru şekilde bilgilendirmek için başta Orman ve Su İşleri Bakanlığımız ve DSİ olmak üzere basın ve yayın organları vasıtasıyla topluma baraj ve hidroelektrik santralların yenilenebilir ve temiz enerji üretimi açısından önemini anlatmaları, meslek kuruluşlarının, sivil toplum kuruluşlarının ve üniversitelerin bu konuda toplumu bilgilendiren farkındalık oluşturacak etkinlikler düzenlemeleri büyük önem taşımaktadır."

DSİ Genel Müdürü Akif Özkaldı, kongrenin ilkinin verimli geçtiğini, bundan sonraki hedeflerinin kongreyi uluslararası boyuta taşımak olacağını söyledi.

Türkiye'nin yarı kurak bir coğrafyada yer aldığını kaydeden Özkaldı, bu nedenle barajların yapılmasının büyük önem taşıdığını ifade etti. Türkiye'nin barajlarının tek bir kaynakta toplanalarak belgelenmesi ve arşivlenmesine yönelik bir katalog çalışması da hazırladıklarını kaydeden Özkaldı, bunun İngilizce ve Türkçe baskılarının yapılacağını da bildirdi.

Kongre

İstanbul Fuar Merkezi'ndeki kongrede, "Kuruluşunun 60. yılında DSİ ve barajlarımız", "Çevre, yeniden yerleşim ve kültürel miras etkileşiminde barajlarımız" başlıklı oturumların yanı sıra "Hidrolik yapılar", "Baraj emniyeti", "Elektromekanik teçhizat" gibi teknik konularda da sunumlar gerçekleştirilecek. Türkiye'deki baraj ve HES projeleri uygulamalarına ilişkin 91 tebliğ sunulacak.

Kongre 15 Şubat'ta sona erecek. - İstanbul