Bağış:
"Bizim dostlarımız ve müttefiklerimiz 'bana dokunmayan yılan bin yaşasın' zihniyetinden kurtulmalıdır, çünkü bu dokunmayan yılan bugün Avrupa'nın evinin içine girmiştir"
"Irkçılık hastalığını Mevlana'nın 'gel, ne oluran ol yine gel' anlayışıyla, Yunus Emre'nin 'yaradılanı yaradandan ötürü sev' anlayışıyla tedavi edeceğiz"
"Basın özgürlüğünün tehdit altında olduğu hangi ülkede, 'basın özgürlüğü tehlikede' diye nara atabilirsiniz"
Avrupa Parlamentosu'nun (AP) evsahipliğinde düzenlenen 67'inci Türkiye-AB Karma Paramento Komisyonu (KPK) toplantısında konuşan Bağış, "Türkiye, 30 yıldır masum halka kurşun sıkan bir terör örgütüyle mücadele ediyor. PKK sadece Türkiye'nin meselesi değil. Türkiye'den çok Avrupa'nın da meselesidir. Çünkü bizim vatandaşlarımızı belki mermilerle katlediyor olabilir ama sizin gençlerinizi de şu anda Avrupa'daki en geniş uyuşturucu ağına sahip, en geniş insan kaçakçılığı ağına sahip, en geniş suç çetesi ağına sahip bir yapıyla tehdit etmektedir. Sizin gençlerinizi de uyuşturucuyla zehirlemektedir, onları da katletmektedir. Düne kadar PKK'ya gösterilen müsamahanın bugün KCK'ya karşı gösterildiği, hatta AB ilerleme raporlarında KCK operasyonlarının eleştirildiği düşünüldüğünde bizim de bu süreci sizlerle daha açık konuşmamız gerektiğine inanıyorum" dedi. Bağış, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in 3 Ekim 2010 tarihinde katıldığı bir TV programında KCK'yı tanımlarken "KCK yürütme kurulu başkanı Karayılan'ın kendisidir. KCK zaten PKK'nın adıdır. PKK adını KCK olarak değiştirmiştir" şeklinde konuştuğunu hatırlattı. Egemen Bağış, "PKK, AB'nin terör örgütü listesinde yer alırken PKK'nın farklı bir adı olarak, şehir yapılanması olarak, paralel devlet mekanizması olarak ortaya çıkan KCK'ye operasyonlaırn eleştirilmesini ben Avrupa'nın tutarlığıyla çok inandırıcı bulamıyorum. Bana donunmayan yılan bin yaşasın zihniyetinden bizim dostlarımız müttefiklerimiz kurtulmalıdır. Çünkü bu bana dokunmayan yılan bugün Avrupa'nın evinin içine girmiştir" dedi.
"VİZELERİ KALDIRMANIZ GEREKTİĞİNİ SÖYLÜYOrduM"
Başmüzakereci Bağış, Türkiye'nin AB'den vizesiz seyahat talebini dile getirirken AB Genişleme Komiseri Stefan Füle'nin salona girdiğini görünce "Stefan, vizeleri kaldırmanız gerektiğini söylüyordum" diyerek milletvekillerini güldürdü.
Geçmişte Türkiye'nin de bazı yanlışlarıyla katkıda bulunduğu vize sorununun bugünün şartlarında artık çözülmesi gerektiğini belirten Bağış, "Kaldı ki vize serbestisi Türkiye'nin AB ile imzaladığı anlaşmalardan kaynaklanan hakkıdır ve milletimize anasının ak sütü gibi helaldir. Avrupa Birliği ile yarım asırdır entegrasyon sürecinde olan, bugün birçok AB üyesi ülkeyi geride bırakan bir Türkiye'ye hala katı bir vize rejimi uygulanması AB açısından makul gerekçelerle açıklanabilecek bir durum değildir. Belize'nin, Paraguay'ın, Uruguay'ın, Sırbistan'ın ve Bosna Hersek'in vatandaşları AB üyesi ülkelere vizesiz gidip gelebilirken, AB ile bu kadar köklü ve tarihi bir birlikteliğe
sahip olan Türkiye asla böyle bir muameleyi hak etmiyor" ifadesini kullandı.
IRKÇI MİLLETVEKİLİ MADLENER, BAĞIŞ'A DAVA KONUSU OLAN KARİKATÜRÜ VERMEK İSTEDİ
Toplantıda söz alan Hollandalı ırkçı milletvekili Barry Madlener "Türkiye gibi bir ülke AB'ye ait değildir. Çünkü geri kalmış İslami bir ideolojisi vardır ve bu Avrupa'ya ait bir durum değildir. İslam ve özgürlük birarada yer alan iki kavram olamaz" dedi.
Türkiye'de basının ve internetin kısıtlandığını, kadınlara ve eşcinsellere şiddet olaylarının gittikçe arttığını savunan Madlener, "Hatta
Türkiye'deki karikatüristler dahi mahkemeye çıkarılmaktan korkar hale geldiler. Bu büyük bir skandaldır" dedi.
Daha sonra çerçevelettiği, Bahadır Baruter'e ait, yargılanan karikatürü havaya kaldıran ve Bağış'a hediye etmek istediğini söyleyen Madlener, sırasından kalkarak kürsüye yöneldi. KPK Eşbaşkanı Afif Demirkıran, yanından geçerken müdahale ettiği Madlener'in elinden karikatürü almaya çalışırken yere düşürdü. Bu sırada Bakan Bağış'ın "Bırakın gelsin, karikatürü almayın" dediği
duyuldu.
Avrupa kanadından KPK Eşbaşkanı Helene Flautre, "Çok teşekkür ederiz Sayın Madlener, Medyatik girişimlerinizi daha önce de gördük. Siz bizi kişisel propagandanız için kullanıyorsunuz. Asıl bu bir skandaldır" dedi.
Türk kanadından KPK Eşbaşkanı Afif Demirkıran ise "Bazı arkadaşlar bu platformu sadece ve sadece provakasyon yapmak için kullanıyor. Bu bir Avrupa parlamenterine yakışmaz. Bakın bu kişi dün toplantıya geldi, çok önemli bir konu konuşulmasına rağmen hoşuna gitmediği için geri gitti ve arkadaşlarımızdan bir tanesine 'Ben yarın geleceğim ve Sayın Bağış'la kavga edeceğim' demiş. Burası bir kavga yeri değil çözüm yeridir" şeklinde konuştu. Bakan Bağış, Madlener'in kavga etmek istediğini duyunca "Gelsin, onun
cüssesi yetmez" diye müdahalede bulundu. Bağış, daha sonraki konuşmasında "Malesef Avrupa'da ırkçılık hastalığından muzdarip olanlar var. Onları Mevlana'nın 'gel, ne olursan ol yine gel' anlayışıyla, Yunus Emre'nin 'yaradılanı yaradandan ötürü severiz anlayışıyla" tedavi etmeye hazır olduğumu burada vurgulamak istiyorum" dedi.
TÜRKİYE'DE GAZETECİLİK YAPTIĞI İÇİN HAPSE ATILAN, TUTUKLANAN TEK BİR GAZETECİ DAHİ YOKTUR
Egemen Bağış, Türkiye'de basına hiçbir şekilde hükümet kaynaklı bir baskı olmadığını vurgulayarak "Basın özgürlüğünün tehdit altında olduğu hangi ülkede, basın özgürlüğü tehlikede diye nara atabilirsiniz" diye sordu
Bağış, "Daha birkaç ay önce Türk milletinin yüzde 50 oyunu alan ve 9 yıl boyunca tarihte görülmemiş bir reform sürecine imza atan AK Parti Hükümeti'nin basın özgürlüğüne aykırı tutum ve davranışlar içine girebileceğini düşünmek bir tutarsızlıktır" ifadesini kullandı.
Türkiye'de basının özgür olmadığı iddialarının "Türkiye'deki vesayetçi sistemin kalıntılarının yürüttüğü bir manipülasyondan" ibaret olduğunu kaydeden Bağış, "Bu manipülasyona Avrupa Birliği'nin alet edilmeye çalışılması ve bunda da nisbi ölçüde başarıya ulaşılması düşündürücüdür. Açık söylüyorum, biz özgürlükler konusunda sınır tanımayan bir anlayışı temsil eden bir siyasi hareketten geliyoruz. AK Parti yıllarca çile çekmiş, özgürlüklerin kısıtlanmasından büyük zarar görmüş ve bugün özgürlüklerin kıymetini en iyi
anlayacak bir harekettir, böyle bir kadrodur. Bu manipülasyonlara karşı şu gerçeği dile getirmek zorunda kalıyoruz. Türkiye'de gazetecilik yaptığı için hapse atılan, tutuklanan tek bir gazeteci dahi yoktur" şeklinde konuştu.
Egemen Bağış, "Bugün tutuklu olarak yargılanan, hüküm giyen gazetecilerin hepsi de farklı suçlardan hüküm giymişlerdir veya yargılanmaktadır. Gazeteci olduğu için, basın mensubu olduğu için eğer bir kişinin suç işleme özgürlüğüne sahip olması savunuluyorsa biz orada olmayız, bunu savunmayız. Bu kampanyayı yürüten ve buna alet olan çevrelere sesleniyorum. Basın özgürlüğünün tehdit altında olduğu hangi ülkede, basın özgürlüğü tehlikede diye nara atabilirsiniz? Özgürlüklere inancı kalmamış hangi yönetim anlayışında
yıllardır konuşamadıklarını konuşabilir, her konuyu özgürce tartışabilirsiniz?" dedi.
"Türkiye;de basın özgürlüğünün gerçek anlamda tehdit edildiği, sansürün bir yöntem olarak kabul gördüğü ve uygulandığı, medyanın tektipleştirmenin bir aracı olarak kullanıldığı" dönemleri gördüklerini anlatan Bağış, "Ama biz o dönemleri bugün tarihin tozlu sayfalarına çoktan havale ettik ve bir daha da o tozlu raflardan indirilmesine müsade etmeyiz. Türkiye;de artık tabular yıkılırken, özgürlüklerin hinterlandı sürekli genişlerken basın özgürlüğü tehdit altında şeklinde bir kampanya yapmak asla iyi niyetli bir yaklaşım değildir,
basın özgürlüğünden yana bir tutum da değildir" ifadesini kullandı. Bağış AB'ye, Türkiye kamuoyundaki olumsuz bakışı değiştirmek için
"vizeleri kaldırmayı, terör suçlularını Türkiye'ye iade etmeyi, Kıbrıs sorununda üçüncü bir yol takip etmeyi, Türk liderlerini AB zirvelerine davet etmeyi ve katılım müzakerelerinde fasıllara getirilen siyasi engelleri kaldırmayı" önerdi.
Son Dakika › Güncel › 1bağış: Dün PKK'ya Karşı Gösterilen Müsamaha Bugün Kck'ya Karşı Gösteriliyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?