15 Temmuz Darbe Girişimi" Saraybosna'da Anlatıldı

AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'da düzenlenen "Bütün Yönleriyle 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi" konulu panelde, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi hakkında Saraybosnalıları bilgilendirdi.

Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi'nde, Türkiye'nin Saraybosna Büyükelçiliği himayesinde, Yunus Emre Enstitüsü ile STRATIS düşünce kuruluşunun ortaklaşa düzenlediği panelde konuşan Eker, darbe girişiminin bir iktidar ya da hükümet değişikliği talebinden ibaret olmadığını, o gece Türkiye'yi çökertmek için kalkışmanın yapıldığını söyledi.

Eker, darbe teşebbüsündeki en büyük payın, başında Fetullah Gülen'in bulunduğu FETÖ'ye ait olduğunu belirterek, "Bu kimin işine yarayacaksa, bunu kim istiyorsa, bunun sonucundan kim faydalanacaksa, 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünde onların da emeği, onların da payı, onların da katkısı vardır." dedi.

Tarihte ilk defa TBMM'nin bombalandığına dikkati çeken Eker, kendisinin de o gece mecliste olduğunu anımsatarak, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

"Türkiye'de daha önce de askeri darbeler oldu. Hiçbirinde parlamento bombalanmadı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi bombalanmadı. Ama 15 Temmuz'da parlamento bombalandı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi bombalandı. Türkiye'nin Milli İstihbarat Teşkilatı'nın merkezi bombalandı. Emniyet Müdürlüğü'nün özel harekat merkezi bombalandı. Parlamento milletin kalbidir. Bunlar milletin kalbini dağıtmak yıkmak istediler."

"Bosna Hersek'te bulunmamızın bir sebebi var"

Bosna Hersek'te bulunmalarının bir sebebi olduğunun altını çizen Eker, "Bizim kültürümüzde başımıza bir iş geldiği zaman dostlarımıza anlatırız, paylaşırız. Onların bizim için üzüldüğünü biliriz. Bizim yaşadıklarımızdan onların tecrübe kazanmasını arzu ederiz. Hem siz dostlarımızı bilgilendirmek, hem de bunları paylaşmak için bugün burdayız." dedi.

Şu anda Türkiye'nin resmi ve sivil kuruluşlarında FETÖ üyelerine yönelik temizlik yapıldığını söyleyen Eker, her şeyin hukuk çerçevesinde devam ettiğini, bu insanların adalet önünde hesap vermesini, suçlular ile suçsuzların birbirinden ayrılmasını arzu ettiklerini dile getirdi.

Türkiye'de devam eden OHAL konusuna da değinen Eker, OHAL'in millet için değil, devlet için ilan edildiğine dikkati çekerek, "Gelin Türkiye'ye herhangi bir şehrin sokaklarında yürüyün. Hiçbir olağanüstülük yok. Olağanüstülük devletin, bürokrasinin tavrında. Çünkü hızlı olmaya, gözümüzü dört açmaya, elimizi çabuk tutmaya ihtiyacımız var." şeklinde konuştu.

Sadece Türkiye'ye değil, dünyanın 168 ülkesine el atmış olan örgütün mutlak suretle şifrelerinin çözülmesi gerektiğini vurgulayan Eker, FETÖ'nün fitre, zekat ve kurban paralarını ABD başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesindeki lobi şirketlerine aktardığını söyledi.

"Türkiye zalimlere ve zulme 'hayır' diyor"

Ortadoğu'da yaşananlara da değinen Eker, bölge haritasının yeniden çizilmeye çalışıldığını kaydederek, şu ifadeleri kullandı:

"Bu değişiklik ve yeniden harita teşekkülü sürecinde bölgenin bütün yaşayan halkları zulüm görüyor. Ortadoğu'nun Müslümanları zulüm altında inliyor. Türkiye buna itiraz ediyor. Türkiye zalimlere ve zulme 'hayır' diyor. Türkiye'de darbe yapılmasının sebeplerinin başında da bu geliyor. Darbe yapılmaya çalışılmasının ve terör örgütlerinin hedefinin sebeplerinden bir tanesi de budur. Türkiye bütün bu zulme direnmenin ve bu zulme karşı koymanın sembolüdür."

Eker, zor zamanlarda ülkelerin, aynı bireyler gibi dostlarının ortaya çıktığını anlatarak, "Biz bu zor zamanımızda, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ve Türk milletinin yanında olduğunu ifade eden Sayın Bakir İzetbegovic'e ve onun şahsında bütün Bosna Hersek halkına şükranlarımızı sunuyoruz." dedi.

Bosnalılardan bir ricası olduğunu söyleyen Eker, "Türkiye'de olup biteni iyi değerlendirmenizi ve bunu karşılaştığınız herkese doğru bir şekilde bu bilgileri paylaşmanızı istiyoruz." dedi.

"FETÖ'nün temelleri 40 yıl önce atılmış"

Eski AK Parti İstanbul Milletvekili Hüseyin Kansu da FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve örgüt hakkında katılımcılara bilgi verdiği konuşmasında, temelleri 40 yıl önce atılan FETÖ'nün her ülkede hala deşifre olmamış birçok kripto elemanları bulunduğunu ifade etti.

Kansu, örgüt üyelerinin aylık gelirlerinin yüzde 10'unu örgüte ödemeye mecbur edildiğine dikkati çekerek, "Örgüt, mensuplarını milletinden ve ailesinden koparmaktadır. Örgüt, mensuplarının evlilik ve aile hayatlarını da denetim altında tutmaktadır. Örgütün nakit varlığının 100 milyar dolar olduğu tahmin edilmektedir." dedi.

15 Temmuz'dan hemen sonra tespit edilen FETÖ'ye ait kuruluşlar hakkında da bilgi veren Kansu, Türkiye'de örgüte ait 15 üniversite, bin 43 ortaokul ve lise, bin 229 dernek ve vakıf, 35 hastane ve sağlık kuruluşu, 19 sendika, 16 televizyon, 23 radyo, 45 gazete, 15 dergi, 29 yayınevi ve 156 şirket tespit edildiğine işaret etti.

Kansu, devletin örgüte ait bu kuruluşlara yasalar çerçevesinde ve meclisin de onayını alarak kayyumlar tayin ettiğini belirterek, kayyumların Türk milleti adına bu kuruluşları yönettiğini ifade etti.

Darbe girişimin, FETÖ'nün aslında gizli siyasi ve askeri bir örgüt olduğunu ortaya koyduğunu vurgulayan Kansu, "15 Temmuz'da Türkiye'de bunların maskeleri düşmüştür. Türkiye'nin 15 Temmuz 2016'da yaşadığı tecrübeden ve siyasi mücadeleden tüm ülkeler istifade etmelidirler." dedi.

"Bir gecelik Çanakkale destanı"

Darbe girişiminde yaralanan gazi Orçun Şekercioğlu ise 15 Temmuz gününü "bedel ödeme, demokrasiye ve milli iradeye sahip çıkma günü" olarak nitelendirerek, o gün yaşananların sadece bir darbe girişimi değil, bir işgal girişimi olduğunu ifade etti.

Kalkışma açıklamasının ardından kendisinin de sokağa çıktığını anlatan Şekercioğlu, önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konutunun bulunduğu Kısıklı'ya, ardından kapatılan Boğaziçi Köprüsü'ne gittiklerini söyledi.

Köprüye vardıklarında darbecilerin halkı taramaya başladığını gördüklerini aktaran Şekercioğlu, köprünün etrafından topladıkları taşlarla hücuma geçtikleri sırada tarandıklarını ve orada vurulduğunu ifade etti.

15 Temmuz'u "bir gecelik bir Çanakkale destanı" olarak nitelendiren Şekercioğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

"Yeni bir Çanakkale destanı dememin sebebi şu: İtilaf kuvvetleri, İngiltere'nin başkanlığında o süper donanmanın, onların ifadesiyle 'çarıklı Osmanlı'nın karşısında nasıl kaybettiğini konuşurlarken, türlü türlü senaryolar yazılmıştır. İngiliz Winston Churchill ki daha sonra başbakanlık yapıyor, tarihe atın harflerle yazılması gereken şu ifadeleri kullanıyor: 'Biz Çanakkale'de neden yenildik biliyor musunuz? Ben, ölüme gül bahçesine yürür gibi yürüyen bir millet daha görmedim. İşte bunun için yenildik'. O gün (15 Temmuz) ölüme, gül bahçesine yürür gibi yürüyen bir millet vardı, ümmet vardı, sizlerin duası vardı."

"Güçlü Türkiye, güçlü Bosna Hersek demek"

Boşnak akademisyen ve yazar Prof. Dr. Dzemaludin Latic de 15 Temmuz'daki darbe girişiminin başarılı olması durumunda, sadece Türkiye için değil, Bosna Hersek ve tüm Müslüman ülkeleri için de her şeyin daha zorlaşacağını belirterek, "Güçlü Türkiye, güçlü Bosna Hersek ve Boşnaklar demek." ifadesini kullandı.

Türk ve Boşnak halkları arasındaki tarihi bağlara da değinen Latic, Çanakkale'de 15 bine yakın Boşnak'ın da savaştığını ve bunun iki halk arasındaki güçlü bağların göstergesi olduğunu ifade etti.

Panelin moderatörlüğünü üstlenen STRATİS Müdürü Büyükelçi Ensar Eminovic ise darbe girişiminin ardından Batı medyasının asılsız ve taraflı haberler yaparak, girişime dair gerçek fotoğrafı göstermediğini vurgulayarak, "Türkiye, bu dramatik gecede yanında olanları da suskun kalanları da unutmayacaktır." ifadesini kullandı.

Fotoğraf sergisi de açıldı

Panelin ardından, 15 Temmuz gecesinden Yenikapı Mitingi'ne kadarki sürece ilişkin Anadolu Ajansı'nın (AA) fotoğraflarından oluşan sergi de ziyarete açıldı.

Türkiye'nin Saraybosna Büyükelçisi Cihad Erginay, AA, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Yunus Emre Enstitüsü ve diğer Türk kurumlarının katkılarıyla açılan serginin önümüzdeki günlerde Bosna Hersek'teki farklı şehirlerde de açılacağını ifade etti.

Panele ayrıca, AK Parti İstanbul Milletvekili Hüseyin Bürge, AK Parti Konya Milletvekili Hüsniye Erdoğan ve AK Parti Trabzon Milletvekili Ayşe Sula Köseoğlu da katıldı.