Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi tarafından düzenlenen 15. İstanbul Edebiyat Festivali'nin ilk günkü oturumlarında "Filistin edebiyatı" konuşuldu.
Rami Kütüphanesi'ndeki etkinlikte konuşma yapan yazar Peren Birsaygılı Mut, Gazze'de olağanüstü bir duruma şahitlik edildiğini belirterek, "Kendi insanlığımızdan utanıyoruz. 'Daha fazla neler yapabiliriz' diye düşünüyoruz. Bu vesileyle birçok yerde bir araya geliyoruz." dedi.
Filistin direniş edebiyatıyla ilgili çalışmalarıyla tanınan Mut, 2009'da Gazze'ye saldırıların devam ettiği günlerde bugünkü kadar güçlü olmasa da protesto ve boykotla İsrail'e tepki gösterildiğini hatırlattı.
"Edebiyat, Filistin davasını duyurmada büyük etkiye sahip"
Mut, Gazze halkı için daha fazla bir şeyler yapma düşüncesiyle bu dönemde Filistin edebiyatına ilgisinin arttığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Filistin edebiyatını ne kadar az tanıdığımı o zaman fark ettim. O dönem ülkemizde o kadar azdı ki Filistin edebiyatından sadece Mahmud Derviş biliniyordu. Oysa aslında bir halkı ve bir halkın mücadelesini anlamak için belki de en çok bilmemiz gereken şeylerden birisi o halkın edebiyatı, şiiri, romanı, öyküsü ve sanatı. Çünkü bir halkın en gerçek aynası edebiyatıdır. Filistin edebiyatı, Filistin direnişine yaptığı öncü rolle gerçekten Filistin davasını dünyaya duyurmada inanılmaz büyük bir etkiye sahip."
Mut, 2009'dan bugüne Filistin edebiyatından çok daha fazla eserin tercüme edildiğini, bu konuda büyük bir farkındalık oluştuğunu sözlerine ekledi.
"Bu kederden bir ders alalım ve tarihe not düşelim"
Çevirmen Ayçin Kantoğlu ise İsrail'in Gazze'ye saldırıları konusunda dünyanın sanki bıçakla kesilmiş gibi ikiye bölündüğünü belirterek, "Etki olarak az sayıda olan egemen güçler, çoğunluğun arzusunun hilafına hareket ediyor. Bizi de hiç görmediğimiz bir şiddetle baş başa bırakıyorlar. Nasıl dayanıyoruz ben de bilmiyorum." dedi.
Protestolar, sosyal medya paylaşımları ve çeşitli şekillerde İsrail'in soykırımına tepki gösterildiğine işaret eden Kantoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kelimeye bir güç vermek mümkün olsa olanları durduracağız ama o da elimizden gelmiyor. En azından şunu biliyoruz ki bu dünya insanlara terk edilmiş değil, bu dünyanın da bir sahibi var. Her ne kadar çaresiz, kırık, mutsuz hissediyorsak da diyoruz ki bu kederden bir ders alalım ve inşallah bunların tekrar yaşanmaması için tarihe bu notu düşelim. Bunun için de en önemli unsur edebiyat. Türkiye'deki şairlerin, yazarların bu konuda yazması gerektiği gibi Filistin'deki edebi eserlerin de Türkçeye çevrilmesi gerekiyor. Yayınevlerine çağrıda bulunalım, Filistin'de şairlerin kurşun atan şiirlerini Türkçeleştiriniz, önem veriniz."
Filistin edebiyatında direnişi besleyen müthiş şiirlerin bulunduğunu vurgulayan Kantoğlu, "Direnen bir topluluk varsa, onu ayakta tutan sonraki nesillerle arasında bir bağ kurmasına imkan tanıyan ve dışarıya direnişi anlatan en saf arı duru yol, edebiyat ve bizim coğrafyamızın bize has öne çıkan edebiyat alanı olan şiirdir." ifadesini kullandı.
Ayçin Kantoğlu, güncel olaylara ilişkin yapılan bir takım yorumlara da değinerek, "Gazze'de sivilleri şehit edenlerle topraklarımızda bizim evlatlarımıza kurşun sıkanlar aynı odaktan geliyor. Gazze'deki ve buradaki şehitleri hepimiz bir ve aynı kabul ediyoruz." dedi.
"Birileri çocukları, bebekleri üzerine bomba atarak öldürüyor"
Gazze'de kadın ve çocukların da arasında bulunduğu yerleşim yerlerine İsrail'in bomba yağdırdığına dikkati çeken Kantoğlu, "2023 yılının son günlerini yaşıyoruz ve bu dünyada bizim coğrafyamızda birileri çocukları, bebekleri üzerine bomba atarak öldürüyor. Öyle silahla, kurşunla vesaire değil. Şimdi bunu izah edecek böyle bir vicdan zaten mümkün değil. Buna 'ama' ile başlayarak cümle kuracak olanları da gerçekten o zaman bir ayrı seansa, insan olmak nedir, bu işin ABC'si nasıl başlar? Oralardan başlatmak lazım. Yoksa bunun kabul edilir, hoşgörülür bir tarafı yok." diye konuştu.
Merve Safa Erbaş Likoğlu ise "Çocuk Edebiyatı ve Filistin" başlıklı konuşmasında Filistin konulu çocuk kitaplarından örnekler vererek, Kudüs ve Filistin'in ve güncel durumunun çocuklara anlatılması gerektiğini söyledi.
Likoğlu, savaş veya şiddet gösterilmeden, Peygamber kıssaları, İsra-Miraç olayı gibi başlıklar altında metaforlar kullanılarak hazırlanan çocuk kitapları aracılığıyla, işgal edilen Filistin topraklarının okuyucuya sunulabileceğini aktardı.
15. İstanbul Edebiyat Festivali, 29 Aralık'a kadar çeşitli etkinliklerle devam edecek.
Son Dakika › Güncel › 15. İstanbul Edebiyat Festivali'nde Filistin edebiyatı konuşuldu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?