Tüm İnanışlardaki Cennet ve Cehennem

Amerikan Kızılderili kabilelerinde Cennet kavramı ortaktır. Ölümden sonra "Vakui" denilen Cennet benzeri bir yere gidileceğine inanılır. Ancak burası sadece Kızılderili'lerin Cennet'idir.Kişi öldükten sonra 4-5 gün süren bir yürüyüşe çıkar ve üzerinde köprü olan bir nehre ulaşır. İyi bir insansa bu köprüden geçerek "Vakui"ye olan yolculuğuna devam eder. .

Sümer inancında ölülerin gittiği dünya tektir ve buradan dönüş yoktur. "Kur" denilen bu dünyada tanrılar, yüce kişiler ve tüm ölüler bir arada yaşar."Kur"da süresini doldurmuş kişiler Dilmun adındaki Tanrılar Bahçesi olarak bilinen yere geçerler.

Eski Mısır'da Ölen kişi Tanrı Osiris başkanlığında bir mahkemede yargılanır, yaptığı iyilik veya kötülüklerin ağır basmasına göre "Anu" yada "Amenti"ye gönderilirdi."Anu" insanların tanrılar ile birlikte oturup yemek yiyebildikleri, kadınların erkek, erkeklerinde kadına sahip olabildiği sonsuz mutluluk ülkesi idi. Aztekler'de Cennet kavramı Tanrı katı olarak geçmektedir. Aztekler'in savaşçı ve vahşi ruhu ile alakalı olarak, Kurban törenlerinde öldürülen adaklar ve savaşlar esnasında ölenlerin Güneş ve Savaş Tanrısının yanına gittiğine inanılırdı.

Eski Türk inancına göre beden öldükten sonra ruhun ölümsüzlüğüne inanılırdı. İyi ruhlar göklerin üzerinde Gök Tengri'ye yakın ve aydınlık bir yer olan Uçmak'a gidecek ve orada Dünya'daki iyi halleri gibi yaşayacaklardı. Eski Roma inancında, ölüler dünyasının ismi "Orcus" olarak geçiyordu. Aynı zamanda "Orcus" ölüler dünyasının Tanrı'sının da ismiydi. Eski Yunan inancında ölenler öncelikle "Hades Evi"ne gönderilir oranın bekçisi 3 başlı köpek "Kerberos" eşliğinde kapatılır ve bir daha o kapıdan çıkamazlardı. Yer altı Tanrısı Hades'in başkanlığını yaptığı yargılama sonucu suçlu bulunurlarsa "Tartaros"a atılır, suçsuz görülürlerse "Elysium Bahçesine" gönderilirlerdi. Burası rengarenk çiçeklerle, nehirlerle bezeli insanların huzur içerisinde sonsuz yaşam sürdüğü bir bahçe idi. Zerdüşt inancına göre öldükten sonra kişi yüce tanrı ve iyiliğin temsilcisi olan Ahura Mazda huzurunda yargılanır ve,"Çinvat Peretu" yani "Karşılık Köprüsü"nden geçerler. Eğer kişi iyi ise "Çinvat Peretu"dan kolayca geçer. Ölüm sonrası sonsuzluk inancının hakim olduğun inanç sistemlerinden birisi de Hinduizm. Budizm'de kalıcı bir Cennet ya da Cehennem kavramı mevcut değildir. Tavatimsa denilen bir geçici ikamet mekanı vardır. Şintoizm de cennet ve cehennem kavramı yoktur. Ölülerin ruhlarının "kami" yani kutsal güç haline gelerek yaşayanlar arasında dolaştığına, çocukları ile torunlarının sevinçlerine, kederlerine ortaklık ettiklerine, onlara göz kulak olduklarına inanılır. Musevilik'te, ölüm, öteki dünya, cennet ve cehennem gibi "Ahiret anlayışına"na ilişkin konular, Yahudilerin kutsal kitabı olan Tevrat'ta ele alınmaz. Hristiyanlık inancına göre Cennet, Tanrı'nın yüce sevgisinin doya doya yaşanacağı, gerçek dünyadır. Bu inanca göre, Cennet sonsuz yaşamın,sevginin, saf ve gerçek ışığın bulunacağı kutsal ve kutlu yerdir.Ölüler Cennette "yeni ve göksel" bedenlerle kabul edilecekler ve bu yeni bedenler, acı, açlık, susuzluk, yalnızlık, keder, ölüm, hastalık, uykusuzluk, gibi dünyevi ve bedensel zayıflıklardan tamamen ve kesinlikle özgür ve muaf olacaktır.

İslamiyet'te Cennet, kutsal kitabımız olan Kur'an'ı Kerim'de çok yönlü olarak tarif edilen ve hakkında detaylı bilgiler verilen bir yerdir. Müslümanlar için Cennet, çeşitli nimetlerle bezenmiş olan ve müminlerin içinde ebedi olarak kalacakları ahiret yurdudur. Bu durum, diğer dinlerdeki ahiret tasvirlerine göre oldukça canlı tasvir edilmiştir.