Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "Aşı uygulamalarındaki başarılı sonuçlar geleceğe dair umut vermekle birlikte, salgın henüz hız kesmiş değil. Türkiye'nin de aralarında yer aldığı sağlık altyapısı güçlü, sosyal güvenlik sistemi sağlam ülkelerin, salgının yıkıcı etkilerini çok daha kolay yönetebildiğini, diğer ülkelerin ise Covid-19 ile mücadelede halen zorlandığını görüyoruz" dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TÜBİTAK'ın özel çağrısı kapsamında desteklenen projelerin sonuçlarının paylaşılacağı "Covid-19 ve Toplum: Salgının Sosyal, Beşeri ve Ekonomik Etkileri, Sorunlar ve Çözümler" başlıklı panele çevrimiçi olarak katıldı. Panelde konuşan Bakan Varank, pandemi dönemde Türkiye'yi ileriye taşıyacak çalışmaların ihmal edilmediğini ve milli teknoloji hamlesi vizyonundan taviz vermeyerek sürdürülebilir kalkınmanın anahtarı olan araştırma-geliştirme ve inovasyona yönelik faaliyetlere hız kesmeden devam edildiğini ifade etti.
Bakanlık ve Tübitak olarak sosyal bilimler alanındaki başarılı çalışmalara her zaman destek verileceğinin altını çizen Bakan Varank, "Pandeminin, toplum psikolojisinden, kültür-sanata, özel gereksinimli bireylerden yaşlılara, eğitimden iş gücü piyasasına, tedarik zincirlerinden vergi politikalarına kadar birçok alandaki etkilerinin analiz edildiği bu çalışmalar karar alıcılara ve uygulayıcılara yol gösterici nitelikte katkılar sağlayacak. Destek verdiğimiz projeler arasında, pandemi sürecine yönelik birçok somut çözüm ve önerinin ortaya konulduğu uygulamalı çalışmalar da yer alıyor. Yapay zeka destekli öğrenci izleme ve değerlendirme sistemi geliştirilmesi, Yükseköğretimde uygulamalı derslerde çevrimiçi eğitime yönelik etkileşimli arayüz tasarlanması, aday öğretmenler için elektronik mentorluk programı, pandemi ile ilişkili psikolojik zorlanmaların değerlendirildiği psikolojik eğitim paketleri, özel gereksinimli çocuklar için çevrimiçi destek programı. Sağlık çalışanlarımıza yönelik sanal ortamda psikolojik destek programı geliştirilmesi, Yine sağlık çalışanlarının yükünü azaltabilecek yeni tele-sağlık hizmet entegrasyonlu analiz yazılımı. Saydığım bu örnekler, çağrı kapsamında ortaya çıkan somut çözümlerin sadece birkaçı. Biliyorsunuz beşeri ilimlerde kanıta dayalı, nitelikli çalışmaları kısa sürede ortaya koymak doğa bilimlerine nazaran görece daha zordur. Konusu temelde insan olduğu için deney ortamının oluşturulması kolay değildir. Dolayısıyla, proje çağrımıza kısa sürede karşılık vererek, kapsamlı çalışmalar ortaya koyan tüm araştırmacılarımıza, özverili çalışmalarından ötürü şükranlarımı sunuyorum. Bakanlık ve Tübitak olarak sosyal bilimler alanındaki başarılı çalışmalara açtığımız çağrılarla her zaman destek olmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
"Kredi kartı ile yapılan harcamalar pandemi öncesi döneme göre yaklaşık yüzde 60 artmış durumda"
Pandemi döneminde uzaktan alışverişin daha yoğun bir şekilde hayatımıza girdiğini ve yapılan alışverişlerde kredi kartı ile yapılan harcamaların bir önceki döneme göre yüzde 60 arttığını belirten Bakan Varank, "Ekonomiden bireyler arası ilişkilere kadar birçok sosyal ve toplumsal kuramın yeniden tasarlandığı bir süreci hep birlikte yaşıyoruz. İkinci Dünya Savaşı yeni dünya düzeninin kurulmasında nasıl bir etkiye sahip olduysa, Covid-19 da önümüzdeki dönemin mihenk taşı olmaya en güçlü aday. Biliyorsunuz yakın zamanda 2020 yılı nüfus verilerimiz paylaşıldı. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verilerinin yayınlanmaya başladığı 2007 yılından bu yana İstanbul'un nüfusunun ilk kez net olarak düştüğüne şahit olduk. Tek başına bu gösterge bile Covid-19'un bireysel tercihler ve karar denklemleri üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğunu göstermeye yeterli" ifadelerini kullandı.
Varank, İLO tahminlerine göre, pandemi öncesi dönemde yüzde 8 civarında olan evden çalışma oranının, pandemi ile birlikte gelişmiş ülkelerde yüzde 25'e yükseldiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Beklentiler, pandeminin etkileri geçse dahi özellikle beyaz yakalı çalışanlarda bu artışın önemli bir bölümünün kalıcı olacağı yönünde. Evden çalışmanın yaygınlaşması ile insanlar kendilerine ait daha geniş yaşam alanlarına ihtiyaç duyuyor; bu da kent çeperlerine ve kırsala göçü tetikliyor. Bunun yanında, uzaktan alışveriş de pandemi süreciyle birlikte daha yoğun bir şekilde insanımızın hayatına girmiş durumda. Artık daha az nakit kullanıyor, kartla daha fazla alışveriş yapıyoruz. Kredi kartı ile yapılan market ve alışveriş merkezleri harcamaları pandemi öncesi döneme göre yaklaşık yüzde 60 artmış durumda. E-ticaret hacmi ise Ticaret Bakanlığımızın yayınlandığı en güncel veri olan Haziran 2020 itibarıyla bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 93 gibi rekor bir artış gösterdi Dijitalleşme alanında yaşanan bu ani dönüşüm, kayıt dışılığın azaltılmasından, verginin tabana yayılmasına kadar birçok faydalı dışsallıklar doğuruyor. Diğer taraftan, salgının başlangıç döneminde yaşanan arz şokları uluslararası ticarette korumacılık eğilimlerini güçlendirdi, arz kaynaklarına yakın olmanın önemini artırdı. Önümüzdeki dönemde hem devletlerin hem de çok uluslu şirketlerin ekonomi ve yatırım kararlarında muhtemelen çok önemli trend değişimleri göreceğiz. Benzer örnekleri eğitimden, turizme kadar birçok farklı alana genişletmek mümkün. Küresel salgının hızlandırdığı yapısal dönüşümü öngörebilen, tedbirlerini zamanında alarak yeni normale uyum sağlayabilen birey, işletme ve devletler yeni dönemin kazananı olacak. Hükümet olarak biz de yaşanmakta olan bu değişimi yakından takip ediyor, imalat sanayinden turizme, eğitimden sağlığa tüm alt yapımızı yeni döneme hazır hale getirmek için yoğun bir mesai harcıyoruz. Bu süreçte siz bilim insanlarının yapacağı ufuk açıcı analizler, proje ve öneriler süreci yönetmemizde bize çok kıymetli girdiler sağlayacak."
"Hedefimiz Türkiye'yi uzay alanında bir üst lige çıkarmak"
Vatandaşların ihtiyaçlarını karşılama noktasında herhangi bir aksaklığı mahal verilmediğini ve bunun yanında dünyaya da yardım elinin uzatıldığına değinen Bakan Varank, "Aşı uygulamalarındaki başarılı sonuçlar geleceğe dair umut vermekle birlikte, salgın henüz hız kesmiş değil. Türkiye'nin de aralarında yer aldığı sağlık altyapısı güçlü, sosyal güvenlik sistemi sağlam ülkelerin, salgının yıkıcı etkilerini çok daha kolay yönetebildiğini, diğer ülkelerin ise Covid-19 ile mücadelede halen zorlandığını görüyoruz. Biz bu süreçte, tüm kurumlarımızla koordinasyon halinde ilk günden itibaren yerinde, dinamik ve dengeli adımlar attık. Gerek sağlık, gerek ekonomi alanında ortaya çıkan değişimlere hızla adapte olabildik. Üretim imkanlarımızı en doğru biçimde seferber ettik. Birçok alt sektörde faaliyet gösteren imalat sanayi altyapımız tarımsal üretim gücümüz Ar-Ge ve inovasyon becerilerimizle dünya genelinden pozitif ayrışmayı başardık. Sağlık sistemimizi yeni hastanelerle güçlendirirken, sosyal yardım programları ve Covid-19 dönemine özel destek paketlerimizle işletmelerimizin, çalışanlarımızın ve tüm dezavantajlı kesimlerin yanında olduk. Vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılama noktasında herhangi bir aksaklığa mahal vermemek için çalışırken, dünyaya da yardım elimizi uzatmayı başardık. Biliyorsunuz Biyosys tarafından geliştirilen yerli ve milli solunum cihazımız; Aselsan, Baykar ve Arçelik'in sürece dahil olmasıyla 14 gün gibi çok kısa bir sürede seri üretime geçti. Ürettiğimiz 10 binin üzerindeki solunum cihazının yaklaşık 5 bini ya ihraç edildi ya da ihtiyacı olan ülkelere bila bedel gönderildi. Kamu kurumlarımızın, işletmelerimizin ve çalışanlarımızın özverili gayretleri, vatandaşlarımızın gösterdiği hassasiyet sayesinde, hem ekonomik hem sosyal açıdan pandeminin zirve noktasını beklenenden çok daha az hasarla geride bırakmayı başardık. Bu dönemde ülkemizi ileriye taşıyacak çalışmaları da asla ihmal etmiyoruz. Milli teknoloji hamlesi vizyonumuzdan taviz vermiyor; sürdürülebilir kalkınmanın anahtarı olan araştırma-geliştirme ve inovasyona yönelik faaliyetlerimize hız kesmeden devam ediyoruz. Biliyorsunuz yakın zamanda ülkemizin uzay alanındaki gelecek 10 yıllık hedeflerini ve yol haritasını içeren Milli Uzay Programı'nı ilan ettik. Hedefimiz Türkiye'yi uzay alanında bir üst lige çıkarmak" dedi.
"Yılın son çeyreğinde G-20 ve AB ülkeleri arasında sanayi üretimini en çok artıran ülke olmayı başardık"
Türkiye'nin, 2020 yılını pozitif ekonomik büyümeyle kapatacak birkaç ülkeden biri olduğunu ifade eden Bakan Varank, "Sanayi üretimi bakımından, pandemi sürecinde tüm dünyaya örnek bir performans gösterdik. Haziran ayıyla birlikte sanayi üretimimiz yıllık artışta pozitife geçerek, güçlü bir büyüme eğilimi yakaladı. Böylece yılın son çeyreğinde G-20 ve AB ülkeleri arasında sanayi üretimini en çok artıran ülke olmayı başardık. 2020 yılını pozitif ekonomik büyüme ile kapatacak birkaç ülkeden biri olacağımız bu verilerle artık netlik kazanmış oldu. İmalat sanayimizin yurt içi ve yurt dışı taahhütlerini gerçekleştirme noktasında salgın döneminde ortaya koyduğu bu örnek performans, tüm dünyanın ve küresel yatırımcıların ülkemize yönelik ilgisini de artırıyor 2021 yılına ilişkin öncü göstergeler, geleneksel pazarlarımızdaki ikinci dalga tedirginliğine karşın imalat sanayimizin 2020 yılı son çeyrekte yakaladığı ivmeyi koruduğunu gösteriyor. Yakında ilan edeceğimiz hukuk, demokrasi ve ekonomi alanındaki reform paketleri ile ülkemizi doğrudan yatırımlar bakımından çok daha cazip hale getirmeyi hedefliyoruz. İşletmelerimizin ve çalışanlarımızın üzerindeki yükü hafifletmek, sürece uyum kabiliyetlerini artırmak üzere Bakanlığımız özelinde de birçok yeni mekanizmayı devreye aldık. KOSGEB ve TÜBİTAK aracılığıyla KOBİ'lerin salgın sürecinde karşılaştıkları sorunları, bu sorunların çözümüne yönelik alınabilecek ilave tedbirleri belirlemeye yönelik saha çalışmaları yürüttük. Bakanlık ve bağlı kuruluşlarımız aracılığıyla sağladığımız desteklerde proje sahipleri lehine esnemeler yaptık. Teknoparklar ve Ar-Ge merkezlerinde çalışan firmaların kira yükümlülüklerini hafifletmeye yönelik adımlar attık. Covid-19'a karşı mücadelenin güçlendirilmesine yönelik yeni teşvik ve destek politikaları geliştirdik. Açtığımız çağrılarla, yoğun bakım cihazları, tanı kiti, maske, ilaç, dezenfektan, koruyucu malzeme, bilişim uygulamaları ve aşı konularındaki projelere destek sağladık. Kalkınma Ajanslarımız aracılığıyla, Covid-19 salgınının bölgelerimizdeki sosyo-ekonomik etkilerinin hafifletilmesine dönük çalışmalar yürüttük. Ajanslarımız salgından en çok etkilenen sektörler ve toplum kesimleri için değerlendirme raporları hazırlayarak bölge düzeyinde etkili politika tedbirlerinin geliştirebilmesine destek oldular. Yine kalkınma ajansları bünyesinde Covid-19 ile Mücadele ve Dayanıklılık Programını ilan ettik. Bu programla, salgın riskinin ülkemizde yayılımını en aza indirmeye yönelik acil çözüm sunan projeleri destekledik. Bu kapsamda şu ana kadar 63 projeye 42,9 milyon lira katkı verdik. TÜBİTAK aracılığıyla, Stajyer Araştırmacı Burs Programı (STAR) kapsamında çağrıya çıkarak 300 genç araştırmacımızın Covid-19'la ilişkili Ar-Ge projelerinde bursiyer olarak görev almalarını sağladık. Covid-19 için yerli ve milli aşı ve ilaç çalışmalarına da Bakanlık olarak öncülük ediyoruz. Ar-Ge ve yenilik sisteminde birlikte geliştirme, birlikte başarma odaklı yaklaşımımızın güzel bir örneği olarak, salgın başlar başlamaz COVID-19 Türkiye Platformunu oluşturduk. 47 farklı kurum ve kuruluştan, 436 araştırmacı aşı ve ilaç geliştirme odağında bir araya geldi. Bu platform aracılığıyla; aşı, ilaç ve tanı kitleri alanlarındaki Ar-Ge projelerini fonluyor ve koordine ediyoruz" diye konuştu.
Bakan Varank, bakanlık tarafından uygulanan politikaların etki analizlerini yapmak ve işletmelerin verimlilik düzeylerini ölçmek üzere bir "Girişimci Bilgi Sistemi" kurulduğunu, kurum dışından araştırmacılara da açık olan bu sistemde, Türkiye'deki tüm işletmelerin bilanço ve gelir tablosu gibi finansal verilerini, ürün-ülke seviyesindeki dış ticaret kayıtlarını ve çalışan seviyesindeki sosyal güvenlik kayıtlarını panel veri setleri olarak bir araya getirildiğini duyurdu. Akademisyen ve araştırmacıların, Bakanlığa gelerek bu verilerle çalışabileceğini, ülkemizin sosyo-ekonomik sorunları ve politikaları üzerine betimsel ve ekonometrik nitelikli analizler yapılabileceğini hatırlattı.
Panelde konuşan Tübitak Genel Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ise, pandemi döneminde ülkece başarılı olmanın bireylerin birlikte çalışmasıyla mümkün olacağını belirterek, "Bugün konuşuyor olduğumuz başlıkta bilgiyi üreten üniversitelerimiz ama bu bilgiyi kullanan boyutsa toplumdaki tüm bireyler paydaşlar. Dolayısıyla buradaki ilişkinin de yine çift yönlü olması önemli. Çünkü gelecekteki bir takım hem mevcut hem gelecekteki tasarımlar sadece bilginin üretildiği kurumlar değil onun ilgili paydaşlardan toplumdan alınan geri dönüşleriyle gerçekleşecek. Teknolojik odaklı çözümler içindeyiz. Aşı, ilaç tedavi yöntemleri tıbbi cihazlar gibi. Ama karşılaşmış olduğumuz güçlük yani Covid-19 süreci teknoloji boyutunun ötesinde çok daha sistematik güçlük içeren bir boyutta. Dolayısıyla bunun içinde sosyal ve beşeri bilimlerin içinde olmadığı bir çözüme gitmek, bu dipteki karmaşık problemin karmaşık bir güçlüğün mümkün değil. Yine bakıldığında hep süreçlerimizi tek bir boyutta değerlendirdik. Yani disiplin anlamında değerlendirmeye çalıştık. Bu süreç, Covid-19 süreci birçok disiplinin birlikte çalışma gereklerini ortaya koydu. İş birliği ve disiplinler arası yaklaşım bunun en kıymetli yönlerinden birisi. En baştan itibaren söylemeye çalıştığımız da bu sürecin başarımı özellikle bu tip pandemi döneminde seferberlik döneminde ancak birlikte çalışarak bireylerin kendi yaptığı çalışmaların ötesinde birlikte çalışmayla mümkün. Bu toplantının amacı da tamamen buna yönelik" ifadelerini kullandı. - ANKARA
Son Dakika › Genel › Bakan Varank: 'Aşı uygulamalarındaki başarılı sonuçlar geleceğe dair umut veriyor' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?