Sivil Havacılık Genel Müdürü Bilal Ekşi, sivil havacılıktaki gerekli yasal düzenlemelerin öncelikli olarak hayata geçirildiği ülkelerin büyük kazanımları olacağını belirterek, "Sadece sivil havacılıkta yaşanan gelişmeler değil, aynı zamanda havacılık endüstrisi ve uzay teknolojilerine ilişkin çalışmaların giderek hız kazandığı ülkemizde, bu sürecin sağlıklı bir biçimde yürütülebilmesi için uluslararası hava hukukuna dair gelişmelerin önemle takip edilmesi elzemdir" dedi.
Ekşi, Ankara Barosu, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün (SHGM) ortaklaşa düzenlediği "Uluslararası Hava Hukukunda Güncel Gelişmeler Sempozyumu"nun açılışında yaptığı konuşmada, havayolu taşımacılığının dünya ticaretinin sürdürülmesi ve ekonomilerinin gelişmesi için ana faktörlerden biri olduğunu söyledi.
Havayolu sektörünün her yıl 3 miyarın üzerinde insanın taşındığı, 50 milyon ton kargo ticaretinin yapıldığı, 57 milyon insanın istihdam edildiği ve 2,2 trilyon dolar ekonomik aktivitenin gerçekleştirildiği küresel bir iş alanı olduğunu ifade eden Ekşi, Türkiye'de sektörün "Her vatandaşımız uçağa binecektir" hedefi doğrultusunda 2003 yılında başlatılan Havacılıkta Serbestleşme Politikası kapsamında çok hızlı bir ivme ile büyüme sürecine girdiğini belirtti.
Türkiye'de 10 yıllık dönemde iç hat yolcu sayısının 7,5 kat artış göstererek 2012 sonu itibarıyla 64,5 milyona, dış hatlarda ise 25 milyon olan yolcu sayısının 65,5 milyona yükseldiğini ifade eden Ekşi, "Ülkemiz, geçtiğimiz yıl toplamda 130 milyon yolcu sayısı ile Avrupa'da iki haneli rakamlarda büyüme gösteren tek ülke olup, taşınan yolcu sayısı bakımından Avrupa ülkeleri içinde üçüncü sırada yer almaktadır. Memnuniyetle ifade etmem gerekir ki Türkiye hava ulaşımını kullanan kişi sayısındaki artış bakımından Avrupa'da birinci sıradadır" diye konuştu.
Ekşi, 2002 yılında sadece Türk Hava Yolları tarafından 2 merkezden 25 noktaya yapılan tarifeli iç hat seferlerinin, bugün 6 havayolu şirketi tarafından 7 merkezden 52 noktaya gerçekleştirildiğini kaydederek, bu dönemde havayolu şirketlerinin uçak sayısında yüzde 145, koltuk kapasitesinde yüzde 136, kargo kapasitesinde yüzde 318, taşınan yolcu sayısında yüzde 400 artış olduğunu söyledi. Ekşi, sektörün cirosunun da 2 milyar dolardan 22,5 milyar dolara ulaştığını belirtti.
Bu dönemde ikili anlaşma yapılan ülke sayısını 155'e yükselttiklerini anlatan Ekşi, Türkiye'nin dünyanın beşinci büyük uçuş ağına sahip ülke olduğunu kaydetti.
Ekşi, SHGM bünyesinde oluşturdukları Sektörel Düzenleme ve Eğitim Başkanlığından sonra AB ve uluslararası mevzuatların iç hukuka uyumlaştırılması konusunda büyük ilerleme kaydettiklerini vurgulayarak, son 10 yılda toplam 172 yasal düzenleme ile rekor sayılabilecek düzeyde mevzuatı hayata geçirdiklerini dile getirdi.
"Havacılık hukukuna yönelik düzenlemeler daha da önem kazanacak"
Türkiye'nin yıllık ortalama yüzde 10'un üzerinde büyüme oranı ile gelecek 20 yıl içinde en hızlı büyüyecek pazarlar arasında gösterilmesi ve ortaya koyduğu hedefler göz önüne alındığında, havacılık hukukuna yönelik düzenlemelerin daha da önem kazanacağına işaret eden Ekşi, şunları kaydetti:
"Sivil havacılıktaki gerekli yasal düzenlemelerin öncelikli olarak hayata geçirildiği ülkelerin büyük kazanımları olacağı aşikardır. Sadece sivil havacılıkta yaşanan gelişmeler değil, aynı zamanda havacılık endüstrisi ve uzay teknolojilerine ilişkin çalışmaların giderek hız kazandığı ülkemizde, bu sürecin sağlıklı bir biçimde yürütülebilmesi için uluslararası hava hukukuna dair gelişmelerin önemle takip edilmesi elzemdir. Havacılık mevzuatının bütün hukuk dallarını kapsar şekilde geniş bir yelpazeye, dinamik ve genç bir yapıya sahip oluşu, akademik kaynak eksikliği ve bu alanda mevcut kaynakların büyük bir kısmının yabancı dilde olması, havacılık terminolojisinin çoğu kişi tarafından az bilinen teknik terimleri içermesi gibi konular havacılık hukuku yargılamasında sorun teşkil etmektedir. Bu bağlamda, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası antlaşmaların kapsam ve gerekçelerinin yorumu ve mevcut duruma doğru şekilde tatbikinde de sorunlar yaşanmaktadır.
Ülkemizde karşımıza çıkan en önemli sorunlardan biri de havacılık açısından tehdit oluşturan birçok fiilin başka ülkelerde suç olarak düzenlenip cezalandırılmasına rağmen, Türk Ceza Kanunu'nda suç teşkil etmemesidir. Bu nedenle ceza verilememekte ve suç duyuruları 'takipsizlik' ile sonuçlanmaktadır. Örneğin, yetkisiz hava aracı bakımı ve izinsiz lazer gösterileri bu kapsamdadır. Bu fiiller hakkında Türk Ceza Kanunu'nun "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179'uncu maddesi uyarınca suç duyurusunda bulunulmakta ancak şartların oluşmadığı gerekçesiyle takipsizlikle sonuçlanmaktadır."
Ekşi, hava hukuku derslerinin hukuk fakültelerinde zorunlu ders haline getirilmesi, enstitülerinin kurulması, sertifika programlarının oluşturulması, uzmanlaşmış hakimlerden oluşan havacılık mahkemelerinin kurulması, hakimlik, savcılık ve avukatlık stajlarında hava hukukunun işlenmesi, bu alandaki sempozyum ve panellere ağırlık verilmesi, ulusal kurulların kurulması gibi yöntemlerin, uyuşmazlıkların çözümünde ortaya çıkan hukuki boşlukların doldurulması, birbiriyle çelişen mevzuat hükümlerinin ortadan kaldırılması konusunda önemli katkı sağlayacağını belirtti.
Ankara Barosu Başkanı Sema Aksoy da havacılık alanındaki gelişmelerin insanları birbirine daha da yaklaştırmasında karşın karbon emisyonu ve çevreye etkileri gibi yeni sorunları beraberinde getirdiğini belirterek, bu anlamda Türkiye'nin hava hukukunda yeni düzenlemeler yapması gereğinin ortaya çıktığını söyledi.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Arzu Oğuz ise havacılık sektöründe yaşanan gelişmelere kıyasla Türkiye'de hava hukuku alanında yeterince akademik çalışma yapılmadığına dikkati çekti. - Ankara
Son Dakika › Ekonomi › Uluslararası Hava Hukukunda Güncel Gelişmeler Sempozyumu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?